Dünyanın hastalıkla imtihanı
Bulaşıcı hastalıklar, yüzyıllar boyunca milyonlarca insanın ölümüne yol açtı, kan bağlarını bitirdi
Bulaşıcı hastalıklar, yüzyıllar boyunca milyonlarca insanın ölümüne yol açtı, kan bağlarını bitirdi, savaşlardan daha fazla can kaybına neden oldu ve tarihin gidişatında kilit rol oynadı.
İlk insanlar hastalıklara yabancı değildi. Çünkü, içme suyunda, yiyeceklerde ve ortamda bulunan, hastalıklara neden olan mikroplarla karşı karşıya yaşadılar. Bazen bir salgın küçük bir grubunu yok edebiliyordu. Bir hastalık şehir ya da coğrafik bölge gibi çok geniş bir kitleye ulaştığı ve çok fazla sayıda kişiyi etkilediği zaman salgın halini alıyor.
Howstuffworks isimli sitede yer alan habere göre, dünden günümüze kadar yaşanan en kötü 10 salgın hastalık:
1. Çocuk Felci
Araştırmacılar, çocuk felcinin bin yıldır insanları tehdit ettiğini, binlerce çocuğu felce uğrattığını ve öldürdüğünü düşünüyorlar. Daha 1952 yılında, Amerika'da 58 bin çocuk felci vakası görüldü. Bunların üçte biri felce uğrarken, 3 bininden fazlası ise öldü.
Hastalığın nedeni, insanın sinir sistemini hedef alan poliovirus adı verilen virüstür. Hastalık bulaşmış yiyecek ve su yoluyla diğer kişilere bulaşıyor. Belirtileri ise ateş, yorgunluk, başağrısı, kusma, tutukluk ve kol ağrısıdır. Hastalık genellikle bacakları etkilerken, bazen nefes alıp verme kaslarına yayılıyor ve ölüme neden oluyor.
Sıklıkla çocuklarda görülen çocuk felci, yetişkinleri de etkileyebiliyor. Yüzyıllardır görülen, çocuk felci insanoğlu için eski bir hastalık. 18'inci yüzyılda, birçok ülkede sağlık koşullarını geliştirme yöntemleri geliştirildi. Bu erken yaşta hastalığa maruz kalma riskini azaltarak hastalığın yayılmasını sınırlandırdı.
1950'lerin başında doktorlar, çocuk felci aşısını geliştirdi. Bundan sonra, Amerika'daki ve diğer gelişmiş ülkelerdeki vakalar hızla düşmeye başladı. Sadece çok az sayıdaki ülke, halen çocuk felciyle salgın seviyesinde boğuşuyor.
2. Tifüs (Lekeli Humma)
Hastalık insanoğlunu yüzyıllarca uğraştırdı. Avrupa'nın 30 Yıl Savaşları süresince, tifüs salgınının tahminen 10 milyon insanı etkilediği iddia ediliyor. 1489'da İspanya'nın katıldığı savaşta, İspanya ordusu lekeli humma nedeniyle sadece bir ayda 25 bin kişiden 8 bin kişiye düştü. Birinci Dünya Savaşı'nda Rusya, Polonya ve Romanya'da tifüs birkaç milyon ölüme neden oldu.
Başağrısı, iştahsızlık, ateşin hızlı yükselmesi ve kırıklık belirtileri gösteren hastalığa titreme ve bulantı da eşlik ediyor. Tedavi edilmezse, hastalık kan dolaşımını etkiliyor, kangren, zatürre ve böbrek yetmezliğiyle sonuçlanıyor.
3. Sarı Humma
Avrupalılar, Afrikalı köleleri Amerika'ya gönderdiklerinde, sarı hummanın da dahil olduğu bir dizi hastalığı da göndermiş oldular. Hastalık, kolonilere, çiftliklere ve büyük şehirlere doğru ilerledi. Napolyon, 33 bin kişilik ordusunu Kuzey Amerika'daki Fransız arazilerine gönderdiğinde, sarı humma 29 bin askerini öldürmüştü.
Sarı humma da sıtma gibi sivrisinek ısırığıyla insandan insana bulaşıyor. Tipik belirtileri arasında, ateş, baş ve kas ağrısı, sırt ağrısı, kusma ve titreme bulunuyor. Aşısına rağmen, gelişmiş tedavi prosedürleri ve sivrisinek ıslahına rağmen, hastalık halen Güney Amerika ve Afrika'da devam ediyor.
4. AIDS
1980'lerde ortaya çıkan AIDS, 1981'den bu yana tahmini 25 milyon insanı öldüren küresel bir salgın oldu. En son yapılan istatistiklere göre, 33,2 milyon insan şu anda HIV pozitif ve sadece 2007 yılında AIDS'ten 2,1 milyon insan hayatını kaybetti.
AIDS, HIV virüsü nedeniyle insanlarda bağışıklık sisteminin çökmesine neden olan bulaşıcı bir hastalık. AIDS sözcüğü, İngilizce Acquired Immune Deficiency Syndrome (Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu) demektir. Hasar gören bağışıklık sistemi enfeksiyonlara açık hale geliyor. Bilimadamları, HIV virüsünün belirli maymun türlerinden insana geçtiğine inanıyorlar.
Henüz, AIDS'in tedavisi bulunamadı, ilaçlar HIV'in AIDS'e dönüşmesini önlüyor. Değişik organizasyon şirketleri AIDS tedavi, eğitim ve önleme kampanyaları düzenliyorlar.
5. Kolera
Hindistan'da yaşayanlar, eski zamanlardan beri koleranın tehlikeleriyle birlikte yaşadı. 19. yüzyılda tüccarlar bu hastalığı Çin,Japonya, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Avrupa'ya taşıyınca 6 kolera salgınında milyonlarca insan öldü.
Hastalık, Vibrio kolera isimli bağırsak bakterisi tarafından oluşuyor. Bulaşanların yüzde 5'inde kusma, ishal ve bacak krampları görülüyor. Birçok bağışıklık sistemi kolerayı yenebiliyor. Hastalık yakın fiziksel temasla bulaşıyor, hastalık bulaşan su ve yiyeceklerle yayılıyor.
Koleranın yeni ırkı 1961 yılında Endonezya'da kendini gösterdi ve dünyanın büyük bir kısmına yayıldı. Bu salgın bugünlerde de devam ediyor. 1991'de tahminen 300 bin kişi hastalanırken, yılda 4 bin kişi öldü.
6. Tüberküloz
Mycobacterium tüberküloz bakterisi tarafından meydana gelen tüberküloz hastalığı (TB), insandan insana hava yoluyla bulaşıyor. Bir kişi bakteriyi soluyunca diğerleri de içine çekiyor. Bakteri genellikle akciğerleri hedef alıyor ve göğüs ağrısı, güçsüzlük, kilo kaybı, ateş, gece terlemeleri ve kanlı öksürük görülüyor. Bazı durumlarda, bakteri beyni, böbrekleri ya da omuriliği de etkileyebiliyor.
1600'lerde başlayan Avrupa TB salgını, 200 yıl ortalığı kasıp kavurdu ve hastalığa yakalanan her 7 kişiden birini öldürdü. Amerika'da hastalık devamlı problemdi. 19. yüzyılın sonlarında tüm Amerikalı ölümlerinin yüzde 10'unun sıtmadan olduğu açıklandı.
1944 yılında doktorlar, tüberkülozu durdurmak için antibiyotik streptomisin geliştirdi. Modern tedavilere rağmen, TB tahminen yılda 8 milyon kişiye bulaşıyor ve bunların 2 milyonunu öldürüyor.
7. Sıtma
Sıtma, salgın hastalık dünyası için yeni değil. Hastalığın insan nüfusu üzerindeki etkisi 4 bin yıl öncesine uzanıyor. Yunanlılar da onun harap edici etkilerini kaynaklarına yazmışlardı.
Sıtma, Plasmodium mikrobunun 4 türü tarafından meydana geliyor. Mikrop bulaşan sivrisinekler insan kanı emdiklerinde, mikrop insanlara geçiyor. Mikrop kana girince kırmızı kan hücrelerine doğru ilerliyor ve onları yok ediyor. Belirtileri değişse de en tipik olanları ateş, terleme, baş ve kas ağrısı ile titreme.
1906'da Panama Kanalı'nın inşaasında çalışan 26 bin işçinin 21 bininden fazlasının sıtmadan dolayı hastaneye yattıkları belirtiliyor. Savaş zamanında sıtmadan kaynaklanan asker kayıpları da çok olmuştu. Örneğin, 2. Dünya Savaşı boyunca, Afrika ve Güney Pasifik'te yaklaşık 60 bin Amerikan askeri hayatını kaybetti.
Amerika, 2. Dünya Savaşı'nın sonunda sıtmayı durdurmak için girişimde bulundu. Bugün, sıtma halen dünyanın birçok yerinde etkisini gösteriyor. Özellikle de Sahra Altı Afrikası'nda. Bölgede, her yıl 350 ile 500 milyon sıtma vakası görülüyor. Bunların 1 milyonundan fazlası ölümle sonuçlanıyor. Hatta Amerika'da binden fazla vaka görülüyor ve az miktarda ölüm oluyor.
8. Siyah ölüm
İlk gerçek salgın olduğu varsayılan Kara Ölüm, 1348 yılında Avrupa nüfusunun yarısı ile Çin ve Hindistan'ın büyük bir bölümünü öldürdü. Bugünlerde bazı bilimadamları Kara Ölüm'ün ebolaya benzer kanamalı bir virüs olduğunu tartışıyorlar. Hastalık ağır kan kaybıyla sonuçlanıyordu. Belirtileri arasında, şişmiş lenf bezleri, ateş, öksürük, kanlı balgam ve zor nefes alıp verme bulunuyordu.
9. 1918 Gribi
1918 yılının sonuna kadar, 1. Dünya Savaşı'nda tahmini zaiyat tüm dünyada 37 milyona ulaştı ve milyonlarca asker evlerine dönmekle meşguldu. Tam bu sırada yeni bir hastalık ortaya çıktı. Bazıları bu hastalığı İspanyol gribi, diğerleri Büyük Grip ya da 1918 Gribi diye isimlendirdi. İsmine ne derseniz deyin, hastalık aylar içinde 20 milyon kişiyi öldürdü. Tüm dünyada tahmini sayının ise 50-100 milyon olduğu düşünülüyor. Birçok insan bunun insanlık tarihinde kaydedilen en kötü salgın olduğunu düşündü.
1918 gribi her yıl karşılaştığımız tipik influenza virüsü değildi, grip mikrobunun yeni ırkıydı. İspanya'da 8 milyon kişi öldü. Dünya çapında, insanların bağışıklık sistemi yeni bir virüs için hazır değildi. Grip, normal grip belirtileri gösteriyordu; ateş, bulantı, ağrılar ve ishal. Ayrıca, hastaların yanaklarında sık sık siyah noktalar oluşuyordu. Akciğerleri sıvıyla doluyordu ve oksijensizlikten ölüyorlardı.
10. Çiçek hastalığı
1500'lü yıllarda Amerika, tahminen 100 milyon yerliye ev sahipliği yapıyordu. Avrupalılar, Amerika'ya geldiğinde hiçbir savunması ve bağışıklığı olmayan yerli insanlar için bir sürü hastalık getirdiler. Bu hastalıkların başında variyola virüsünün neden olduğu çiçek hastalığı geliyordu. Bu mikroplar yüzde 30'luk ölüm oranıyla binlerce yıl önce insanları etkilemeye başladı. Çiçek hastalığı ateş, vücut ağrısı ve su dolu kesecikler ile kabuk bağlayan ve çukurlaşan yaralara yol açıyordu. Bu hastalık, hasta kişilerle ve yaralarla doğrudan temasla bulaşıyordu. Ayrıca hastalık kapalı ve sınırlanmış alanda hava yoluyla da bulaşıyordu.
1796 yılında aşının bulunmasına rağmen, çiçek salgınları yayılmaya devam etti. Hatta daha 1967 yılında virüs, 2 milyon kişiyi öldürdü ve dünyada milyonlarca insanı korkuttu. Variola olarak bilinen çiçek hastalığı uygulanan aşılama programları sayesinde 1977 yılında tüm dünyada ortadan kaldırıldı. Hastalık sadece laboratuarlarda bulunuyor.
Zaman