Davut ŞAHİN
Euro-Vision
Eurovision şarkı yarışması bu yıl, bir zaman komünizmin kalesi olan Moskovada düzenlenecek.
Biz Türklerin bu şarkı yarışmasını, millî bir dava gibi gördüğü dönemler geride kaldı. Çok şükür artık global düşünüyoruz.
Bizi ilk temsil eden şarkıyı hatırladınız mı?
Semiha Yankının seslendirdiği Seninle bir dakika!
Gerisini söylemeyeyim, yüz kızartıcı ifadelerle dolu
İlginçtir, TRT nasıl olduysa bu şarkıya okey verdi.
Sonuç: hüsran!
Daha sonraki müsabakalarda da hep benzer akıbete rastladık.
Çünkü, yabancılaşma gibi bir kompleksimiz vardı.
Aman petrol canım petrol, artık sana sana muhtacım petrol bir doksan yere serildiğimizin resmiydi.
Ardından Operayı kim unutabilir?
Peşpeşe gelen hezimet şiarımız olmuştu.
Aradan bunca yıl geçtikten sonra bir şeyler oldu.
Eurovisionda birinci olduk!
Olduk ta ne oldu?
Avrupa Birliğine mi girdik? Demokrasi rayına mı oturdu? Başörtüsü sorunu halloldu mu? Eğitimde çağ mı atladık? Hele terör
Gelir dağılımındaki adaletsizlik halen devam ediyor. Hatta yetmedi, Sözde Ermeni Soykırımı Fransa Parlamentosunda kabul edilip yasalaşmasın mı?
Velhasıl, hayat devam etti. Dünya tersine dönmedi, gök yarılıp başımız göğe ermedi.
Sadece Eurovisionu kazanan şarkıcı(mız) bir dizi Avrupa konseri verdikten sonra keseyi doldurdu ve Türkiyeye döndü.
Sonraki dönemlerde hatırı sayılır başarı(!) elde edildi ise Eurovisionun aslında politik açılımların göstergesi olduğunu öğrendik.
Eurovision esasen ilk olarak 1950lerde Avrupa Yayın Birliğine (EBU) bağlı kurumların birbirleri ile paslaşmasını sağlamak amacıyla ortaya atılmış fikirdi.
Şarkı yarışması fikri, 1956 yılında Fransız televizyonu ORTFnin Başkanı Marcel Bassentsant tarafından ortaya atılmış.
Maksat, Avrupa yayın Birliğine üye ülkeler arasında pop müzik alanında özgün eser üretimini teşvik etmek
Yanı sıra program alışverişini sağlamak, teknik bağlantıları kontrol etmek ve geliştirmek. Yani amaç, ortak bir kültür ortamı sağlamak...
Ancak yarışmanın tarihi seyrine bakıldığında kültür alışverişi yerine, politik söylemlerin öne çıktığı ve puanlama sisteminin buna göre yapıldığını görmekteyiz. Bu böyle devam edecek gibi. Yani Eurovision çoktan kabak tadı verdi.
Öyle ki, İngiltere ve Fransa en yeteneksiz şarkıcılarını göndererek Eurovisionla adeta alay ediyor. Biz ise en yetenekli şarkıcıları gönderebilmek için ince eleyip, sık dokumakla meşgulüz.
Şarkıcılarımızı Eurovisiona göndermekle hadise olacağını beklemek safdillik. Eurovisionu gündemimizden çıkarmamız elzem.
*
Dünya küçük bir köye dönüştü. Komünizm öldü. Kapitalizm küresel krizle can çekişiyor.
Dünya, yeni bir vizyon arıyor. Ama bu vizyon, Hadise ile düm/tek ile olmaz.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.