İbrahim Mert'in haberi:

“Bediüzzaman Said Nursi ve Eğitimde Yeni Açılımlar” başlıklı sempozyum sona erdi. Son iki oturuma katılan akademisyan ve uzmanlar Risale-i Nur eğitim konusunu ele aldılar.

Üçüncü oturumu Doç. Dr. Ahmet Yıldız yönetti. Tebliğcilerden Dr. Ramazan Balcı, "Bediüzzaman’ın İlk Said Döneminde Osmanlı Medreselerini Islah Projesi ve Fen İlimleri ile Dinî İlimlerin Telifi/mezci Konusundaki Açılım" başlıklı bir konuşma yaptı.
Fetihler durunca medreselerde yığılmanın başladığını belirten Balcı,  "böylece eğitim kalitesi düştü. Bazı yöneticiler torpil ile çocuklarını medreselere yerleştirmeye başladı. Velud alimlerinden Katip Çelebi o dönem, 'talebenin iki kanadı vardır tek kanatla uçulmaz. Menzile iki kanatla varılır. Biri akli diğeri şeriat ilimleridir. Bu söz Üstadın 'aklın nuru fen ilimleri vicdanın ışığı din limleridir' sözüne çok benzemektedir. Bu söz aslında büyük ilimlerin yeniden yazılmasıdır. Yoksa imam hatipler gibi ikisinin aynı anda okutulması değildir. Her ilim esmai ilahiyeninn tecellillerinden biridir. Risale-i Nur rönesansı ile ilimler esma tecellileriyle yeniden yazılmalı ve bu ders kitapları okullarda okutulmalıdır" ded.

Prof. Dr. Osman Çakmak, "Modern Eğitim  Değerleri ve  Risale-i Nur’un  Eğitime Getirdiği Yeni  Açılımlar" tebliğinde şunları söyledi:

"Türkiye'nin ve İslam dünyasının gerçek problemi eğitimin eğitilememesidir. Risale-i Nur gönüller üzerine kurulan bir serbest eğitim hareketidir. Bu aydınlanma hareketi okul olarak değerlendirilebilir. Bilgi çağının, geleceğin okulları gitgide okul ve sınıf bağımlısı olmaktan çıkmakta her an her yerde ömür boyu eğitim şekline dönüşmekte ve sürekli gelişim olmaktadır. Merkezi eğitim bir dayatmadır. 1960'lardan bu yana ev okulu modeli giderek yaygınlaşmaktadır. Çocukların birinci öğretmenleri ebeveynlerdir ve çocukların her türlü sorumluluğu ebeveynlere aittir. Amerika'da yaklaşık 2 milyon çocuk bu modelden yararlanmaktadır. Türkiye'de bunu uygulamak bu mevzuatla imkansız. Antidemokratik bir mevzuat var. Risale-i Nur eğitimi ev okulu yaklaşımını sergilemektedir. Risale-i Nur eğitimde mantık ve muhakeme, derin düşünme, çözüm üretme, tahlil kabiliyeti ve terkip dirayeti başlıklarında açılımlar gerçekleştirdi."

Yrd. Doç. Dr. Adnan Küçük, "Modern Batı ile Türkiye’nin Dinî Eğitim Bakımından Mukayesesi.Risale-i Nur’un Dinî  Eğitime ği Yeni Bakış Açısı" konusunda şunları söyledi:
"Laiklik uygulamalarındaki farklılıklar var. Batıda dini okulların varlığı çok önemli. Müfredatlarında büyük oranda bir serbesti söz konusu. Türkiye'de tarikat ve cemaatler yasaklanıyor ve suç unsuru olarak görünüyor ama batıda tam tersine kabul görülüyor. Batıda devletlerin mezheplere, dinlere karşı hasmane tutumu söz konusu değil. 1950'ye kadar Türkiye'nin üzerinden pres geçmiştir. bu dehşetengiz presten kurtaran Risale-i Nur olmuştur."

4. oturum başkanlığını Prof. Dr. Yunus Çengel yaptı. Programa katılamayan Ali Çankırılı'nın "Eğitilmenin ve İyi Ahlakın Engelleri  Olan Egeoizm/enaniyet ve Zevkçiliğin Tedavisinde Risale-i Nur’un Yeni Yaklaşımları" tebliği sunuldu.
 
Eğitimci-yazar Ali Erkan Kavaklı, "Bediüzzaman’ın Keşfettiği Manevi Dinamikler ve Başarı Yöntemleri" başlıklı konuşmasında şöyle konuştu:
"Üstad kişisel ve kitlesel gelişimin nasıl olacağını bize anlatıyor. Üstad İngiliz sömürgeler bakanının Kur'anı Müslümanlardan uzaklaştırmalıyız sözüne karşılık ömrü boyunca Kur'anın sönmez ve söndürelemez bir nur olduğunu ispat etmek için çalışıyor. Başarının manevi dinamikleri var. Bunların en başında gelen İhlas risalesindeki 'amelinizde rıza-i ilahi olmalı' sözüdür. Kur'anda manevi mesajların yanında maddi ilerlemenin de mesajları var."

İbrahim Demirkan, Sinema ile ilgili yaptığı konuşmada, sinemanın ihtiyaç olduğunu söyledi. Demirkan, "Sinema sizi o atmosfere dahil eder. Çağrı filmini sürekli izlememizin nedeni budur. Üstadın bir gününü anlatmak daha doğru olur. Risale Haber'de Mehmet Tanrısever'in röportajını okumuşsunuzdur. Burada senaryo ve oyunculuk çok önemli bunların dikkate alınması lazım. İslami camianın sinema piyasasında çok pişmemiş olması bu konuda az çalışmaların yapılmış olmasıdır. Üstad hakkındaki filmin dikkatli yapılması lazım. Biz bu işi beceremiyoruz. Bunu tespit ettikten sonra bunu üzerine gitmek lazım. Hala Bediüzzaman filmi çekilmediyse bunu vebali bizim üzerimizdedir" dedi.

"Sanat eğitiminde yeni bir model: Kainat Kitabını Okuyabilen  İnsan Yetiştirmede Risale-i Nur okulu" başlıklı konuşmasında Rasim Soylu, sanatın çok önemli bir araç olduğunu söyledi. Sanatın bir bilim ve silah olduğunu ifade eden Soylu, Risale-i Nur'dan çeşitli örnekler verdi.

Sempozyum  katılımcıların soru ve görüş önerilerinin ardından sona erdi.

www.RisaleHaber.com