Bilimin ışığında evrenin serüvenini ele alan Tuna, konferansa katılanları keyifli olduğu kadar düşündürücü bir yolculuğa çıkardı.

Bilimin ışığında evrenin serüvenini ele alan Tuna, konferansa katılanları keyifli olduğu kadar düşündürücü bir yolculuğa çıkardı.

'Yaratılış: Big Bang' konulu bir konferans veren Fizik Yüksek Mühendisi Taşkın Tuna, evrenin doğumunu Big Bang teorisi ile anlattı. Evrenin 14 milyar yıl önce yaratıldığını ve sürekli genişlediğini söyledi.

Tuna, evrende hiçbir şeyin durağan olmadığını sürekli hareket halinde olduğunu ifade etti. Dünyanın kendi ekseni ve güneş etrafındaki dönüşünün yanında kesinlikle bir noktada durmadığını dile getiren Tuna, şöyle konuştu: "İlkokulda bizlere dünya kendi ekseninde dönerek gece gündüzün oluştuğunu, güneşin etrafındaki dönüşü ile de mevsimlerin meydana geldiği öğretilmişti. Yani dünyanın bu hareketiyle başladığı noktaya geldiği söylenmişti. Ancak bu bilgi kesinlikle doğru değil. Güneş ve ona bağlı gezegenler spiral biçiminde bir hareketle uzayda bir geçtiği noktadan bir daha geçmemek üzere vega yıldızına doğru sürekli yol alıyor." Uzayın sırlarını slayt eşliğinde anlatan Tuna, evrenin kesinlikle bir başlangıç noktasının bulunduğunu kaydetti. 14 milyar yıl önce evrenin bulunmadığını ifade eden Tuna, "Madde ezelden beri var değildi. Yoktan var oldu" dedi.
"Her şey yoktan var edildi"

Madde ve enerjinin 'hiçlikten' geldiğini dile getiren Tuna, şöyle konuştu: "Evrenin belirli bir yaşa sahip olması, evreni oluşturan tüm yıldız adalarının, galaksiler, güneşler ve dünyanın bir zamanlar mevcut olmadığı anlamını taşır. Böylece yaş kavramı bizi bir başlangıcın var olduğu sonucuna götürür. Bu başlangıca, Big Bang veya tüm dünya dillerine tercüme edildiği gibi, 'Büyük Patlama' ismi veriliyor. Big Bang 'yaratılış olayı', sadece dünyamızın veya güneş sistemi ile buna bağlı güneş sisteminin yaratılışı demek değil; tüm evrenin ve aslında evren maddesi demek olan atomların ve atom altı parçacıkların bir hiç'likten ortaya çıktığını, yani yaratıldığını; yoktan var'a, hiç'likten hep'e dönüştüğünü; İslami verilere göre konuşursak, 'vahdet' denilen birlik, teklik ve mutlakıyet âleminden, 'kesret' denilen, çokluk ve izafiyet âlemine; daha açık bir ifade ile soyuttan somuta iniş ve geçişin gerçeğini izah ve ispat eder."
Milli Gazete