Ey Habîbim! De ki: O hâlde Allah’a kaçın!
Ayet meali
Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Zariyat Sûresi 47-55. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor
47-Göğü de kuvvet(imiz)le binâ ettik; ve şübhe yok ki biz, elbette (devamlı sûrette onu) genişleticileriz.
48-Yeri de döşedik; işte (biz) ne güzel döşeyiciler(iz).
49-Ve herşeyden çift çift yarattık, olur ki ibret alırsınız.
50-(Ey Habîbim! De ki:) “O hâlde Allah’a kaçın!(*) Şübhesiz ki ben, size O’nun tarafından (gönderilmiş) apaçık bir korkutucuyum.”
51-“Allah ile berâber başka bir ilâh edinmeyin! Doğrusu ben, size O’nun tarafından (gönderilmiş) apaçık bir korkutucuyum.”
52-(Habîbim, yâ Muhammed!) İşte böyle, onlardan öncekilere ne zaman bir peygamber geldiyse, mutlaka (ona da): “(O) bir sihirbazdır veya mecnundur!” dediler.
53-Bunu birbirlerine tavsiye mi ettiler (de aynı şeyi söylüyorlar)? Hayır! Onlar, bir azgınlar topluluğudur.
54-Artık onlardan yüz çevir; bu yüzden kınanacak bir kimse değilsin!
55-Yine de (Kur’ân ile) nasîhat et; çünki doğrusu nasîhat, mü’minlere fayda verir.
(*)“Eşyânın esbâba isnâdındaki (sebeblere dayandırılmasındaki) istib‘addan ve istiğrabdan (akıldan uzak görmek ve garib bulmaktan) hâsıl olan inkârdan neş’et eden (ortaya çıkan) dalâletlerden (hak yoldan sapmalardan) husûle gelen ızdırâbât (ızdırablar), bütün akılları, ruhları Vâcibü’l-Vücûd’a (varlığı aklen zarûrî olan Allah’a) firâra (kaçmaya) ve ilticâya (sığınmaya) mecbûr ediyor. Çünki ancak Vâcibü’l-Vücûd’un kudretiyle, irâdesiyle her müşkil hâllolur ve kapalı kapılar açılır. Ve O’nun zikriyle kalbler mutmain (tatmîn olmuş) olurlar. Binâenaleyh necat ve halas (kurtuluş) ancak Allah’a ilticâ ile olur.” (Mesnevî-i Nûriye, Katre, 49)