Arafat DENİZ
Geçici konum
Abdüssamed’e
Nefis, statükonun temel taşıdır. Temel ve merkeze kendini almak ve kendi dışındakileri ona dayanak oluyorsa var olmasını istemektir. Aksi takdirde, onların yok olması için gayret göstermektir. Böylece bir toz tanesinin etrafında cihanın döndüğünü farz etmektir.
Statüsünü, konumunu ve makamını nefis bellemek ve yoktan var edildiğini unutup sadece kendisinin kalıcı olduğunun hüsnü kuruntusunu yaşamaktır.
Statükonun renkleri ve çeşitleri çoktur. Fakat genelde yaklaşımları, yöntemleri ve teknikleri aynıdır. Çünkü genel itibariyle baskıcı ve komitacıdır. Kendine yalan şerefler ve değerler kazandırabilmek için başkalarına ahlak satar, dürüstlük nasihatlerinde bulunur. Niyette ve eylemde ise insan için değil de insanla uğraşır. Yaratıcının en güzel terkipte yarattığı insanı nesneleştirir ve tüketir. Çünkü statüko fidanının yeşermesi için etrafındaki otların ve bitkilerin biçilmesi gerekir. Mesela kendini geliştirmemiş ve öğrencilerine dahi faydası yüzeysel olan bir öğretmenin diğer öğretmenlere tavsiyeler ve nasihatlerden geri durmaması, ilmi statüko kurma gayreti olarak anlaşılabilir. Çünkü kendi boşluklarını ve başkaları ile arasındaki farkları böylece kapatacağını düşünür.
Statüko baskının, yalanın, haksız kazancın, adam kayırmanın, adam harcamanın, samimiyetsizliğin, kibrin ve bencilliğin olduğu her yerde türleriyle vardır. İşin daha acısı ise statükonun dizginini eline alan, içi ve dışı bir olanların üzerine atını sürer. Onları itibarsızlaştırmak ister. Genel çoğunluk ise kavga iki kişi arasında sanır. İyi olan ise çirkef olmamak ister ve görünüşte kötü kazançlı çıkar. Böylece, genel akıl olan hukukun zayıf olduğu zeminlerde baskı türleri her alanda cirit oynar.
Sonuç itibariyle, sadece Yaratıcısına abd olması beklenilen ve hür bir ruhla yaratılan insan varlığına hizmet etmeyip; onu küçülten, daraltan, değersizleştiren yapılar ve düşünceler statükonun baskın kollarıdır. Nitekim, bireyin sahih gelişimini veya kemalat yolculuğunu belli noktalarda engelleyen ve durduran aile kurumu veya dini bir yapı da olsa; durum sadece geleneksel yanlışların, eksikliklerin ve göreceliklerin kuşatıcı bir hüküm olarak dayatılmasından kaynaklanmaktadır.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.