Amerika’nın da içinde bulunduğu Batı medeniyetinin en önemli özelliklerinden birisi ırkçılıktır. Batı, yıllarca Afrika’da zencileri köle olarak getirdi ve kendi ülkelerinin kalkınmasında karın tokluğuna çalıştırdı. Amerika’da beyaz polisin zenci vatandaşın boynuna basarak ölümüne sebep olması ne ilk de ne son olay. Amerika’da neredeyse her gün böyle ölümler ve olaylar oluyor ama basına yansımadığı için çoğu kimse bunun farkına varmıyordu. Bu defa Amerika’da bitti zannedilen farklı ırklarda olanları, özellikle zencileri öteki olarak görme eğiliminin ve alışkanlığının bitmediğini, canlı olduğunu bir kere daha gözler önüne serdi. Irkçılık, kendi gurubunu, kendi renginde olanları, kendisini diğer guruptan ya da renkte olanlardan üstün görmektir.

Kendisi ve ırkı daha üstünse diğerleri kötüdür, ezilmeye, öldürülmeye layıktır. Köle gibi çalıştırılmaya layıktır. Amerika’daki feci olaydan sonra protestolar Avrupa ülkelerine de sıçradı. Ve İngiltere’de 80 bin zenciyi köle olarak getirip satan bir köle tüccarının heykeli parçalandı.

İslamiyet gelmeden önce, Araplar arasında da ırkçılık vardı. Kabile ırkçılığı şeklindeydi. Her kabile kendi kabilesinin daha üstün olduğunu söylüyor ve “asabiyet-i cahiliye” denilen bir anlayışla haklı da olsa haksız da olsa kendi kabilesinin yanında olup onu savunuyor, başka kabileye her fırsatta zarar vermeye çalışıyordu. Kabileler arasındaki savaşlar basit sebeplerden başlıyor ve onlarca yıl sürüyordu.

İslamiyet geldi. Her türlü ırkçılığı ortadan kaldırdı. Herkesi kardeş ilan etti.  Bu konuda inen ayetlerden birisinde şöyle buyruluyor:

"Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Hem de sizi şubeler ve kabilelere ayırdık ki, birbirinizi tanıyasınız. Şüphesiz ki, Allah katında en şerefliniz, takvaca en ileride olanınızdır"(Hucurât sûresi, 13

İnsanların kabile ve milletlere ayrılması, birbirleriyle kavga etmesi, üstün yarışına girmesi için değil, birbirleriyle tanışmaları içindir. Üstünlük Allah katındadır. Onun ölçüsü da takvadır. Dünyada insanların birbirlerinden farkları yoktur. Hiç kimse ırkı, ya da kabileyi, milleti, memleketi kendisi seçmiyor. Seçemez de. Allah her insanı bir yerde dünyaya getiriyor. Bunun üstünlük vesilesi kılınması, başka insanlara zulüm ve haksızlıklara sebep olmaktadır. Güçlü olan zayıf olanı ezmektedir. Batı medeniyetinin zayıfların ezilmesi ve yok edilmesi düşüncesi de Sosyal Darwinizme dayanmaktadır.

Bugün Amerika’daki zenciler arasında Müslüman olanların sayısı her geçen gün artmaktadır. Neden? Çünkü İslam medeniyetinde ırk ayrımı yoktur. Müslüman olan hangi ırktan olursa olsun iman kardeşidir. Müslüman olmayan da insanlık kardeşidir. Müslüman başkasından zulüm görmedikçe, haksızlığa uğramadıkça başka insanlara milliyeti ya da renginden dolayı zarar veremez. Verirse bunun vebali ve günahı büyüktür. Hesabını Allah’a verir.

Kur’an, insanların farklı dillerde ve renklerde yaratılmasına farklı gözle yani tevhid gözüyle bakılmasını. İşte konuyla ilgili ayet:

“O’nun kanıtlarından biri de, gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olmasıdır. Kuşkusuz bunda bilenler için ibretler vardır.” (Rum Suresi, 22.)

Aynı yiyeceği yiyen, aynı güneşten istifade eden, aynı suyu içen, aynı havayı teneffüs eden insanlar nasıl oluyor da farklı renklerde oluyor? Bunlar Allah’ın boyasından başka bir şey değil. Dil de aynıdır. Yüzlerce farklı dil konuşuluyor. Bu nasıl oluyor. Teneffüs edilen aynı havayı dışarı verirken konuşuyoruz ve ağzımızdan çıkan kelimeler, cümleler farklı farklı dillerde oluyor. Bunlar düşünen insanlar için Allah’ın varlığının ve birliğinin delillerindendir.

Bu konudaki bazı hadisler de şöyledir:

"Ey İnsanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem'in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, Ondan en çok korkanınızdır. Arabın Arap olmayana takvâdan başka üstünlüğü yoktur"

"Ey insanlar! İyi biliniz ki muhakkak Rabbiniz birdir ve babanız da birdir. Bakınız, iyi kulak veriniz, ne Arap’ın Acem’e, ne Acem’in Arap’a, ne beyazın siyaha, ne de siyahın beyaza takva dışında herhangi bir üstünlüğü yoktur."

"Kim ki, asabiyet (ırkçılık) iddiasında bulunursa bizden değildir, ırkçılık uğrunda savaşan bizden değildir ve ırkçılık uğrunda ölen bizden değildir."

Mehmet Akif merhum ne güzel söylemiş:

"Hani milliyetin, İslam idi... Kavmiyet ne?

Sarılıp, sımsıkı dursaydına milliyetine..

Arabın Türke, Lazın Çerkeze Yahut Kürde;

Acemin Çinli’ye rüçhanı mı varmış? Nerde?

Müslümanlıkta "Anasır mı olurmuş? Ne gezer,

Fikr-i kavmiyeti tel’in ediyor Peygamber."