Gizemli bir proteinin insan DNA'sını farklı şekillere sokabildiği keşfedildi
Claire Hoencamp ve Olga Dudchenko'nun elde edilen bulguları sunduğu araştırmada, birbirinden tamamen farklı dizilimlere sahip insan DNA'sı ve sivrisinek DNA'sının nasıl birbirlerinin şeklini alabildikleri paylaşıldı.
Normal şartlarda DNA dendiğinde aklımızda ortak sarmal bir yapı oluşsa da içeride olaylar oldukça farklı işler. Bunu bir sitede bulunan evlerin tamamen aynı görünmesi fakat her bir dairede tamamen farklı insanların yaşıyor olmasıyla bağdaştırabilirsiniz. Her bir insanın DNA’sında farklı veriler bulunuyorken, bizlerden tamamen farklı olan hayvanların, DNA yapılarının da farklı olduğunu düşünmek elbette zor değil.
Fakat yeni yapılan bir araştırmaya göre bu farklı DNA’ların, birbirlerinin şekillerini alabilmeleri sağlanabiliyor. Farklı alanlarda çalışmalar yürütüp aynı yere varan Claire Hoencamp ve Olga Dudchenko’nun sunduğu bilgilere gelin yakından bakalım.
İnsan hücresi çekirdeği, sivrisineğinkini taklit edebiliyor
Amsterdam Üniversitesinde eğitim görevlisi olan Dr. Claire Hoencamp, yaptığı açıklamalarda insanların hücre çekirdeğinde, kromozomların düzenli paketler halinde saklandığını, fakat sivrisineklere gelindiğinde kromozomların tam ortada bağlandığını belirtti.
Hücre bölünmesinde görevi bulunan Kondensin II adlı protein üzerinde çalışan Hoencamp, yaptığı bir çalışmada bu proteini insan hücresinin içinde parçaladı ve hücre döngüsüne olan etkilerini gözlemledi. Normalde de olması gerektiği üzere kromozomlar tekrar bağlandı fakat bu kromozomlar az önce bahsettiğimiz insan hücresinin çekirdeğindeki gibi değil, sivrisineğin hücre çekirdeğindeki şekli almaya çalıştı.
Texas’taki Baylor Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak bulunan Olga Dudchenko ise gen bilgilerinin tamamını içeren genomları, kromozomlarının birleşerek oluşturduğu üç boyutlu yapılara göre sınıflandırırken birkaç farklı dizilim gördüğünü belirtti. Açıklamasında ise iki basit mimariden bahsedilebileceğini ve bunların, sıkı şekilde birbirine sarılmış insan genomu ve daha gevşek bir düzene sahip sivrisinek genomu olduğunu söyledi. Aklımıza birçok farklı canlı türü gelse de Dudchenko, ne kadar farklı canlıya bakarsa baksın hep bu iki dizilim arasında değiştiğini belirtiyor.
Dudchenko’nun yaptığı araştırma, bir türün başka ikinci bir türe evrildiğini ve bazı durumlarda ilk haline geri döndüğünü gösteriyor. Bunu sağlayan gücün ne olduğu ise bilinmiyor.
Avusturya’da sunumlarını yaparken aynı probleme farklı yönlerden ulaştıklarını fark eden araştırmacılar iş birliği yapmaya karar verince içinde bulunduğumuz pandemi dönemi başladı ve laboratuvarlara ulaşım zorlaştı. Bu engeli de simülasyonlarla aşan araştırmacılar Kondensin II proteininin DNA düzeni üzerindeki etkisini araştırmaya koyuldu ve sayısız deney sonucunda yukarıda bahsettiğimiz Hoencamp’ın bulgularına yenileri eklendi.
Bulunanlara göre sivrisinek düzeni olarak bahsettiğimiz daha gevşek bir düzene sahip genomlarda Kondensin II proteini olması gerektiği gibi bulunmuyor.
Son olarak bu gen dizilimleri değiştiğinde araştırmacılar kromozomların hafif şekilde etkilendiklerini fark etti. Yukarıda bahsettiğimiz iki bağlanma şekli de evrim ağacında halihazırda bulunan yöntemler fakat oluşan yapılara bakıldığında bu düzenlerin iyi ayarlanmış olduğu belirtildi.
webtekno
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.