Şu dünyadaki cirmin ve cismin ne ki?
Senin ilmin ve gücün, O’nun c.c. İlim ve Kudretinin yanında ne kadarcık?
Kimin mülkünde oturuyorsun? Kimin eşyalarını kullanıyorsun? Kimin yarattığı rızıklarla yaşıyorsun? Bu cirminle ve bu âcizliğinle kime kafa tutuyorsun, en hafif ifadeyle Kim’i c.c. hafife alıyorsun? Bunların farkında OL!...

Bu gafletimizi birazcık idrak ve izale edebilmek için, bir tefekkür turuna çıkalım:
Güneş sisteminin 5. büyük gezegeni olan Dünya’nın ekvator çevresi, 40 035 km. çapı ise 12 750 km.'dir. Ay’ın Dünya’ya olan uzaklığı, (eliptik döndürüldüğü için) 356 000 km ile 407 000 km arasında değişmektedir.
Güneş'e en yakın gezgen olan Merkür’ün Güneş’e uzaklığı, yaklaşık 57 909 176 km.’dir. (46 milyon ile 70 milyon kilometre arasında değişen oldukça elips/eliptik bir yörünge izler.)
Güneşe en uzak olan gezegen Plüton; 7 346 000 000 km. mesafededir.
Güneş’in dünyamıza uzaklığı: 150 000 000 Km.’dir. Dünyanın dönüşü 2 000 000 Km. Eliptiktir. Güneşin ışığı dünyamıza 8 dakikada ulaşmaktadır.
Dünyamıza en yakın yıldız olan Alpha Centuay’nin uzaklığı 4, 29 ışık yılıdır. (Bu yıldız bu gün sönmüş veya karadelik tarafından yutulmuş olsa, yola çıkmış olan ışığı bize, saniyede 320 000 Km. hız ile 4 seneden fazla gelmeye devam edecektir.)

•Güneş sistemi dışındaki uzaklıklar, Km. cinsinden değil de IŞIK YILI cinsinden hesaplanabilmektedir.
Bir ışık yılı= Işığın 1 saniyedeki hızı olan 320 000 Km. X 60 Saniye X 60 dakika X 24 saat X 365 Gündür. (1 Işık yılı=10 915 200 000 000 Km.’dir.) Yani, 10-11 Trilyon km…
•Samanyolu galaksisinin çapı yaklaşık 100 000 ışık yılıdır.
Güneş sisteminin, Samanyolu'nun merkezinden 25-28 bin ışık yılı kadar uzaklıkta olduğu hesaplanmaktadır.
Samanyolu’nda, her biri kâinat yaratıcısının kudret ve birliğine şahitlik eden, 200 milyar yıldız bulunmaktadır. Güneşimiz bu yıldızlardan sadece bir tanesidir.
Kâinat, yüce Allah´ın sonsuz kudretini, kuvvetini, ilmini ve yüceliğini ispat eden çok büyük bir eserdir. İlim adamlarının yaptıkları araştırmalara göre, varlığı hesaplanabilen 100 milyardan fazla galaksi vardır. Samanyolu galaksisi, bu 100 küsur milyar galaksiden sadece bir tanesidir. Bunları her biri belli bir hesap üzere hareket ederler...
•Güneş sistemi ve dünyamız, Samanyolu galaksisinde yer almaktadır ve bu ikisi de Samanyolu içinde birer nokta kadardırlar. Hatta koskoca Samanyolu galaksisi bile, kâinatta bir nokta gibi küçücük kalmaktadır.
Kâinatta bir nokta kadar tanımlanan Samanyolu’nun, bir ucundan diğer ucuna gidebilmek için ancak saatte 10 000 km hızla giden bir roketle, tam 15 milyar 800 milyon yıl hiç durmadan yolcucuk yapmakla mümkün olabilir! (Allahüekber.)

Kâinatta mevcut olan bu galaksilerin, dev yıldızların ve gezegenlerin hepsi de hareket halindedirler. En zor dönüş olan eliptik döndürüldükleri halde, hiç birinde bir noksanlık ve dengesizlik yoktur. Çünkü hepsine bu nizamı, bu ayarı veren, Kudret elinde tutan ve hakim olan Yüce Allah tır. O c.c. Kuran-i kerimde:
“Cevir gözünü semaya bak, bir kusur görebilecek misin? Evet, gözünü tekrar-tekrar çevir: [her seferinde] bakışın, şaşkın ve bezgin bir şekilde önüne geri dönecektir...” (Mülk suresi,3-4.A.)  "Muhakkak ki biz her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır. (Kamer S. 49.Â.) buyrulmaktadır…
(Mikro âleme, bitkiler âlemine, canlılar âlemine ve insan vücudundaki hârika âlemlere şimdilik giremeyeceğiz.)

•İnsan ise; şu teknolojik asırda bile hâlâ çözülemeyen esrarengiz ve komplike bir cihaz olduğu halde, şu kâinatta esâmesi bile okunamayacak kadar küçüktür ve âcizdir...
Fakat şu koskoca Kâinat, bu küçücük insanın sınanması için yaratılmıştır.
Bu durum, yüce Yaratıcının İlminin, İradesinin ve Kudretinin sınırsız olduğunun delîli ve ispatıdır. Her insan, insan olarak bunların farkında olmak zorundadır.
•Yoksa pisipisine bu sınavını kaybeder gider.
Sonraki pişmanlıkların hiçbir faydası da olmayacaktır. Çünkü bu sınavın tekrarı asla yoktur ve olmayacaktır.
•İnanmamak ise, haşre, âhirete, büyük mahkemeye, (AYM veya yüce divân değil, Mahkeme-i Kübra’ya) ve neticede de Cehenneme asla engel değil, sonsuz-sınırsız saadetler ve mutluluklar diyârı olan Cennete engeldir…
İşte bu gerçekler nedeniyledir ki; Hz. Muhammed s.a.v. en büyük bir savaştan dönerken ashabına, “şu anda, küçük savaştan, büyük savaşa dönüyoruz” buyurmuştur.
Çünkü, öyle savaşlarda en çok 50-60 yıllık bir ömür kaybedilir.
Oysa; nefis ve Şeytan ile mücadele ederken, bu dünya sınavını kaybeden insan, ebedî Cennet saadetini kaybettiği gibi, ebedî Cehenneme de müstahak olacaktır. (Allah hepimizi bu gafletten muhafaza etsin. Âmin.)

•Böylesine yüce bir Kudret’in EMİRLERİNE (!) karşı lâkayt kalmak ve gaflet içinde olmak, nefis ve Şeytana uyarak Allahın c.c. yasaklarına karşı da isyan etmek; hangi akıl, şuur, mantık ve vicdan sahibine yakışır?...
Böylesine yüce bir Kudret’in gazabına uğrayan âsîleri, hangi fânî makam, hangi rüşvet, hangi hile-entrika, hangi mal-mülk ve de hangi ordu kurtarabilir?
Böylesi yüce bir Kudret’in hükmünü, hangi dünyevî mahkeme ve Yargıtay bozabilir?...

Bu sınavın sahibi olan Yüce Allah bizleri şöyle ikaz etmektedir:
“..Ama o insan ise hem Bizim hakkımızda karşılaştırmalar yapmakta, hem de bizzat kendisinin nasıl yaratılmış olduğundan GÂFİL bulunmaktadır! İnsan kendisini bir nutfe’den yarattığımızı görmez mi ki, hemen apaçık bir hasım (düşman) kesilir ve kendi yaratılışını unutur da [Ve bunun şaşkınlığıyla da] “Kim, çürüyüp toz olmuş kemiklere hayat verebilir?” diye sormaktadır?!... Sen onlara de ki: “Onları, hiç yok iken var eden, [yeniden] yaratacaktır, çünkü O, her türlü yaratma ve hayat verme eyleminin bilgisine ve kudretine sahiptir”... (Yasin Suresi,78-79.Â.)
***
NOT: Son günlerde dünya meşgûliyetlerine fazlaca daldığımız için, öncelikle bir tefekkür ibadeti, sonra da bir ‘ÖZELEŞTİRİ’ yapmak istedim.
Hedefimde herhangi bir kurum, gurup, parti veya kişi yoktur. Bizzat bendeniz de bu konuda endişeler içindeyim. Tüm tutum ve davranışlarımı bu gerçekleri göz önünde tutmaya çalışarak ifâ etme gayretleri içindeyim. Bunları lâyıkıyla bilenleri ve değerlendirenleri takdir ve tebrik ediyor, müstecâb dualarınızı bekliyorum…