Şahin DOĞAN
Hakikat neden temellük edil(e)mez?
BİR: Hakikat hakkındaki herhangi bir ifade, betimlemeye çalıştığı hakikatin ancak kısmi bir tasviri olabilir. Hakikat sınırsız sayıda bakış açılarından görünebilmesine rağmen, insanoğlunun dili o hakikati bir defada ancak bir veya birkaç açıdan ifade edebilir. Şayet bu, “bilimsel hakikatler” diye isimlendirdiğimiz şeyle alakalı bir durumsa, o zaman o, bundan daha çok eşyanın anlamının hakikati hakkındaki ifadeler için de söz konusu olan durumdur.
İKİ: Bir şeyin anlamının hakikati ile alakadar olmak, gerçeği bilenin temelde onunla ilgili olduğunu ima eder ve böylece bütün bu çeşit ifadelerin bakış açılarını yansıtır. Buna göre bir ifade doğru olabilir veya işaret ettiği nesnenin dış realitesini doğru olarak tasvir edebilir. Ancak bu daima belli kategoriler, dil ve alakalar içinde meydana gelir ve böylece de sınırlıdır ve izafidir. Kısaca, bir şeyin anlamı ve özellikle de “Nihai Aşkın Varlık” olan hakikat, insanoğlunun söyleminin tabiatından dolayı -zorunlu olarak- izafileşir.
ÜÇ: Bir şeyin hakikati hakkındaki tüm gerçeklik, onu kavraya çalışan öznenin dünya görüşüne (ideoloji) bağlıdır. Buna göre bir şeyin anlamının hakikati hakkındaki herhangi bir ifade, onu söyleyen kişinin görüş açısına bağlı olduğu için mutlak anlamda doğru olmayabilir. Ve çoğu zamanda değildir.
DÖRT: Biz bir konuda bir şey yapmayı arzu eder ve ileri sürdüğümüz soruların cevaplarında ve araştırmaya karar verdiğimiz bilgide keşfetmeyi ümit ettiğimiz hakikate göre yaşamaya niyet ederiz. Böylece eşyanın anlamının hakikati, eyleme yönelik niyetimize göre değişebilir. Biz, kendisine göre yaşamak istediğimiz şekilde bilgi elde etmek için sorular sorarız. Onun için hakikat hakkındaki bir ifade, hakikat talibinin eyleme yönelik olan niyetiyle doğrudan alakalı olarak anlaşılmalıdır.
BEŞ: Bir metnin ‘doğru’ anlamı ancak o metnin tarihsel bağlamı içerisinde anlaşılabilir. Daha sonraki bir bağlamda aynı orijinal anlamı ifade etmek için nispeten farklı bir ifadeye (düzleme) muhtacız. Onun için hakikat ifadeleri ancak kendi tarihsel şartları içerisinde ‘doğru’ olarak anlaşılabilir. Bundan dolayı eşyanın anlamı hakkındaki bütün ifadeler zaman bağlamında mutlak olarak ifade edilmemelidir.
ALTI: Bir metin hakkındaki tüm bilgimiz nihai tahlilde yorumlanmış bilgi olduğundan, kavrayan kişi, kavranan şeyin bir parçası haline gelir zamanla. Yani özne nesnenin parçası olur. Kısaca, her hakikat ve bilgi, yorumlanmış hakikat ve yorumlanmış bilgidir artık. Böylece yorumcu da sürekli olarak gözlemciler tarafından izafileştirilir.
YEDİ: Hakikat ancak onu kavramak isteyen kişinin ona yüklediği dil sayesinde kişiyle konuşabilir. Dil bu manada bir berzahtır. Dolayısıyla kişinin ona yüklediği ve dil vasıtasıyla ondan aldığı yanıtlar her zaman kişinin ona yüklediği dil, düşünce kalıpları ve sorularda ifadesini bulur.
SEKİZ: Hakikat hakkında ayrılmış, izole edilmiş, şarta ve konjonktüre bağlı olmayan mutlak ifadeler artık mevcut değildir. Hakikatin bizatihi kendisi mutlaktır ve fakat bize görünen cephesi görecelidir ve pek çok faktörün etkilediği bir bilgi ağıyla ilintilidir. Buna göre hakikat her şeyin ötesinde onu idrak ve ifade edenle alakalıdır. Bu nedenle de o, bir parça kişinin bakış açısına, fikrine, durduğu yere ve diline bağlı olarak değişik renklere bürünebilir.
DOKUZ: Bizim hakikat anlayışımız mutlak olmayıp anlayışımızın tarihi şartlarına, anlama eylemimizin altında yatan niyetimize, bakış açımıza, dilimize, yorumumuza ve diğer hakikat anlayışları ile olan ilişkimize bağlıdır.
ON: Hakikat, bütüncül ve açısızdır fakat o hakikatin muhatabı konumundaki insan aklı parçalı ve açılıdır. Parça bütünü içine alamadığı gibi insan veya insan grupları da (dinler, mezhepler, cemaatler, ideolojiler) hakikati bir başına içine alamaz, kuşatamaz. Böyle bir güçleri yoktur çünkü.
İşbu on nedenden dolayı hakikat temellük edilmez/edilemez.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.