Hastalık Allah’ın hediyesidir

Hastalık Allah’ın hediyesidir

Günlük Risale-i Nur dersi…

Bismillahirrahmanirrahim

Ey maraza müptelâ hasta!

Bu zamanda tecrübemle kanaatim gelmiştir ki, hastalık bazılara:

bir ihsan-ı İlâhîdir,

bir hediye-i Rahmânîdir.

Bu sekiz dokuz senedir, liyakatsiz olduğum halde, bazı genç zatlar hastalık münasebetiyle dua için benimle görüştüler.

Dikkat ettim ki: Hangi hastalıklı genci gördüm;

sair gençlere nispeten âhiretini düşünmeye başlıyor.

Gençlik sarhoşluğu yok.

Gaflet içindeki hayvânî hevesattan bir derece kendini kurtarıyor.

Ben de bakıyordum, onların tahammül dahilindeki hastalıklarını bir ihsan-ı İlâhî olduğunu ihtar ederdim.

Derdim ki:

"Kardeşim, senin bu hastalığının aleyhinde değilim. Hastalık için sana karşı bir şefkat hissedip acımıyorum ki, dua edeyim. Hastalık seni tam uyandırıncaya kadar sabra çalış. Ve hastalık vazifesini bitirdikten sonra, Hâlık-ı Rahîm inşaallah sana şifa verir."

Hem derdim:

"Senin bir kısım emsalin sıhhat belâsıyla gaflete düşüp, namazı terk edip, kabri düşünmeyip, Allah'ı unutup, bir saatlik hayat-ı dünyeviyenin zâhirî keyfiyle hadsiz bir hayat-ı ebediyesini sarsar, zedeler, belki de harap eder.

Sen hastalık gözüyle, herhalde gideceğin bir menzilin olan kabrini ve daha arkasında uhrevî menzilleri görürsün ve onlara göre davranıyorsun. Demek senin için hastalık bir sıhhattir; bir kısım emsalindeki sıhhat bir hastalıktır." (Lemalar 25. Lema sh. 208)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
MARAZ : Hastalık, illet, dert, belâ.
MÜPTELÂ : Alışkanlık kazanmış; tutkun, tutulmuş, düşkün, dertli, hasta, başı sıkıntılı, rahatsız, belâlı.
TECRÜBE : Deneme, imtihan.
İHSANÂT-I İLÂHİ : Allah'ın iyilikleri, bağışları.
HEDİYE-İ RAHMÂNÎ : Sonsuz merhamet ve şefkat sahibi olan Allah'ın, kullarına hediye olarak verdiği nîmetler.
LİYÂKAT : Lâyık olmak, iktidar, ehliyet.
NİSBETEN : Göre, nisbetle, kıyaslanarak, öncekine göre, bir dereceye kadar, şöyle böyle.
GAFLET : Dikkatsizlik, endişesizlik, vurdumduymazlık; nefsine uyarak Allah'ı ve emirlerini unutmak.
HEVESÂT : Nefisten gelen gelip geçici istekler, arzular.
TAHAMMÜL : Sabretme, katlanma, dayanma.
İHTAR : Hatırlatma, îkaz, uyarma, dikkat çekme.
SABR (SABIR) : Acıya ve zorluğa katlanmak. * Bir musibet ve belâya uğrayanın telâş ve feryad etmeyip sonunu bekleyip tahammül ile katlanması.
HÁLIK-I RAHÎM : Sonsuz şefkat sahibi ve her şeyi yoktan yaratan Allah.
EMSÂL : Misaller, denk ve benzerler.
ZEDELER :Yaralar
HARAP : Yıkılmış, eskimiş.
MENZİL : Ev, oda, yer, mekân, durak.
KABİR : Mezar.