Hukuk işlemeyince zorbalık başlıyor
Mardin Barosu Avukatlarından Avukat Erdal Seyitoğlu ile Mardin’deki katliamı konuştuk
Murat Gezer-Risale Haber
Mardin Barosu Avukatlarından Avukat Erdal Seyitoğlu ile Mardin'deki katliamın perde arkasını konuştuk:
Bilge köyündeki katliamın sebebi olarak medyada bir çok gerekçe yazıldı. Orada görev yapan bir avukat olarak, sizce olayın gerçek sebebi nedir?
Olay henüz tam olarak aydınlanmadan gerçek nedenlerini söylemek doğru olmayabilir. Tarafların akraba olmalarına rağmen böyle bir olaya kalkışılması, taraflar arasında derin bir husumetin olduğunu göstermektedir. Kadastro çalışmaları sırasında tapuların eski muhtar ve yakınları adına yapılması ve aradan zaman geçmesi nedeniyle dava açmanın imkansızlığı tarafların hakkına kavuşmasına engel olduğu belirtiliyor. Ayrıca köyde akrabaları tarafından yeni alabalık tesisi kurulmasına izin verilmediği bundan dolayı arada husumet olduğu belirtiliyor. Tüm bunların üzerine bir de eski muhtarın kızını eski hasımlarına nişanlaması ve akrabalarının nişana davet etmemesinin olaya neden olduğu belirtiliyor.
Güvenlik güçlerinin veya diğer resmi yetkililerin bu olaylarda ihmali var mı?
Umarım yoktur. Ancak jandarmanın hasım olan akrabaları olay yerine olaydan kısa bir zaman sonra gönderdiği ancak olaya çok geç müdahale ettiği, ambulansların dahi geç çağrıldığı, yaralıların kendi imkanları ile hastaneye yetiştirildiği konuşuluyor. Bununla beraber korucu silahları ile suçların işlenmesi akılarda soru işaretleri bırakmakta. Ancak gerçekler, yapılacak tahkikat neticesinde ortaya çıkacaktır.
Bundan sonra benzer olaylar bölgede tekrarlanır mı?
Önceden kestirmek çok zor... İnşallah devamı gelmez. Ancak bu vahşete karşı hukuk sistemi içinde verilecek veya verilmesi muhtemel cezaların memnuniyetle karşılanması zor görünüyor.
KORUCULUK SİSTEMİ
Katliamdan sonra koruculuk sistemi tekrar gündeme geldi. Bu sistem hakkında ne düşünüyorsunuz?
Terörle mücadelede yörenin coğrafi şartlarını, dilini, örf ve adetlerini bilen kişilerle çalışmak doğal. Ancak eğitimsiz bu kişilere tehlikeli silahların verilmesi son derece sakıncalı. Daha önceki dönemlerde korucu olmayı reddedenlerin köylerini terk etmek zorunda kalması düşündürücü. Bilge Köyü Katliamı gibi benzer olaylarda öncü kuvvet olarak korucuların gönderilmesi, olayların büyümesine veya karanlıkta kalmasına, delilerin önemli ölçüde kaybolmasına neden olabilir. Jandarmanın, bu tür olaylara öncelikle kendisinin müracaat edip olay yerinin güvenliğini sağlaması ve delilleri muhafaza etmesi gerekir. Sanırım bu olayda devlete ait silahların kullanıldığının, olay yerine hasım korucuların önden gönderildiğinin ve ambulansların zamanında istenmediğinin ortaya çıkması halinde devlet aleyhine önemli ölçüde tazminat davaları açılabileceği gibi yetkililer hakkında birçok soruşturma da başlatılabilir.
KIZLAR AYRI OKULLARDA OKUYABİLMELİ
Oradan bakınca sizce bölgenin asıl problemleri nelerdir?
Bence bölgenin asıl problemleri eğitimsizlik, az gelişmişlik ve bölünmüşlüktür. Cumhuriyetin kurulmasından bu yana eğitim istenen düzeye bir türlü gelmedi. Bölge ekonomik anlamda kalkınamıyor. Toplumsal dengesizlikler ve gelir dağılımındaki uçurum toplum içinde kamplaşmayı tetikliyor. Günümüzde bile dini hassasiyeti olan toplumun yapısına uygun olarak eğitim verilmemekte… Başın örtmek isteyen kızlara eğitim imkanı bulunmuyor. Erkekler ile kızlar aynı sınıflarda okuyor. Bu durum bir kısım insanlarda rahatsızlıklara neden olmaktadır. Bu nedenle velilerin önemli bir kısmı zorunlu eğitim dışında kız çocuklarını okullara göndermemekteler.
Az gelişmişlik de ayrı bir problem kaynağı... Özal döneminde bölgede birçok kişiye teşvik verildi. İsmi teşvik olan bu sistem rüşvet gibi kullanıldı. Teşvikler siyasi destek sağlamanın aracı olarak kullanıldı. Teşvikler gerçekten yatırım yapmak isteyen iyi niyetli insanlara değil de yatırım yapmayacak insanlara verildi. Verilen teşviklerin yerinde kullanılıp kullanılmadığı hiçbir zaman gerçek anlamda denetlenmedi ve verilen teşvikler geri alınmadı. Bu durum, toplumda çalışmadan zengin olmaya alışmış bir sınıfı doğurdu. Bugünlerde dağıtılan teşvikleri de bir kısım güç odakları kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmaktalar. Bu güç odaklarına alacağınız teşvikin yarısına yakınını vermeyen kooperatifler yardımı ve teşviği alamıyor. Bu ve benzeri olgular nedeniyle merkez ile taşranın irtibatı sağlanamıyor ve projelere rağmen bölge kalkınamıyor.
HUKUKTAN ÜMİT KESİLMİŞ
Özellikle Doğuda bu tür olayların sık sık çıkmasının nedeni nedir?
Bence bu tür müessif olayların meydana gelmesinin başlıca nedenleri sınıflar arasında gelir dağılımındaki adaletsizlik, eğitimdeki fırsatların eşitsizliği ve adaletin sağlanamamasıdır. Hukuk sistemimizin karışıklığı ve pahalılığı, usul işlemlerinin karmaşıklığı, hak düşürücü sürelerin fazlalığı nedeniyle insanlar haklarını tam olarak alamamaktadır. Hakkını hukuk sistemi içinde alamayan insanlar haklarını kendi zorba tarzlarıyla almaya kalkışmaktadır. Ayrıca eğitim imkanlarından herkesin faydalanamaması nedeniyle cahilliğin derinleşmesi insanların haklarını aramasına engel olmaktadır.