Emrullah BEYTAR

Emrullah BEYTAR

“İki güvercin”den birisinin anısına

Duygu yüklü yazılar yazmak bana hep zor gelmiştir. Bu zor gelmişliğin altında bendeki duygu zayıflığı/eksikliği yanında zihin ile dimağ arasında çok rahat bir iletişim kuramama yattığı düşüncesindeyim. Bundan dolayı bu yazım duygudan ziyade aklı önceleyen bir nitelikte olacağını peşinen söylemem gerekir.

Habis ruhlular kendi menfaatlerini korumak için sürekli iç tehdit üretme gayretinde olmuşlardır. Bu iç tehdit bazen Kürt, bazen Ermeni, bazen dindar, bazen alevi olmuştur. Habis ruhlar kendi dalkavuklarını (gazete ve televizyonları) kullanarak bu iç tehditleri deşifre ederek sözde vatanseverliklerini göstermek istiyorlardı. Bu göstermeler beraberinde Maraş, Çorum, Malatya, Madımak, darbe yılları, Diyarbakır ve Mamak cezaevlerini getirmiştir.

Ergenekon süreci habis ruhun deşifre edilmesine önemli katkı sunmuştur. Toplumun üzerine çekilen sigara kağıdı kadar ince olan örtünün altına girmek istemeyen herkesi düşman ve tehdit olarak tanıttılar habis ruhlular. İşte o düşman olarak tanıttığı kişilerden birisi de yetimhanenin güvercin yürekli misafiriydi.

Üstad’ın yıllar önce teşhisini koymuş olduğu “gizli komite” ve “habis ruh”lu insan suretindeki mahluklar bu saf ve yoksul toplumun huzura ve barışa kavuşmaması için elinde gelen her türlü ahlaksızlığı ve cinayetleri işlemekten geri durmamışlardır. Bugün devam eden Ergenekon davası ve bu süreçte ortaya çıkan belge ve dökümanlar Üstad Said-i Nursi’yi 21 defa zehirleyen, o dönemde Hafiz Ali’yi yakın tarihte İzzettin Yıldırım’ı şehit edenlerin, kalbin derinliklerinden konuşan sevgili Hrant’ı katledenlerin aynı habis ruh olduğu anlaşılmaktadır.

Sevgili Hrant 1915’teki felaketin mağdurları olan bir kavimden kalma ince ruhlu bir güvercindi. Dedeleri, habis ruhlu kişiler tarafından kurban edilince kendisini bir anda yetimhane köşelerinde bulanlardandı. Dedelerinden kalma mallardan habis ruhlular faydalanırken kendisi de kaderdaşları gibi soğuk yetimhane duvarları arasında hayatın kendilerine gülüşünü beklemişlerdi. Yetimhanenin soğuk duvarları arasında uçmayı öğrenmeye çalışan bu güvercinin bir gün habis ruhlular tarafından katledileceğini ne kendisi ne de dostları düşünmemişlerdi.

Yetimhanenin soğuk duvarları arasında büyümüş bu güvercinin kanatları sürekli barışa çırpması, habis ruhluları rahatsız etmiş. Aydınlığa ve barışa düşman bu habis ruh barış için kanatlarını çırpan bu güvercini ortadan kaldırarak toplumu kaosa sürüklemek istiyordu. Habis ruh, barışa sevdalı güvercini katletse de yüzbinlerin basireti habis ruhun planlarının önemli bir kısmını alt üst etmişti. Barışa gülümseyerek kanat çırpan güvercinin cenazesinde yüzbinler “hepimiz Hrant, hepimiz Ermeni’yiz” diyerek habis ruhlara inat ezilenden ve katledilenden yana tavır takınarak güvercinin barış ümitlerini devam ettirmeye çalışmışlardı.   

Barışa kanat çırpan Hrant’ı hayatımda yalnız bir defa görebildim. Ergenekon örgütüne üyelikten dolayı tutuklanıp cezaevine gönderilen bir meslek odasının başkanı ile tartışırken ilk ve son defa sesini işiterek görebildim. İlk defa görmüş ve dinlemiş olmama rağmen kalbin derinliklerinden çıkan sesi bende ciddi bir etki bırakmıştı. Bu etki, tıpkı taşlar üzerine yazılmış yazılara benziyordu. Rüzgar ne kadar şiddetli esse de bu yazıları silmesi kabil-i mümkün değildi.

Habis ruhlara inat yetimhanede kanat çırparak hayatın kendisine gülüşünü bekleyen Hrant’ı unutmayacağız. Onun barış dolu söylemlerini dilimizden düşürmeyeceğiz.
İkinci güvercini bir sonraki yazıda anmaya çalışacağım inşallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
6 Yorum