Alparslan ÖZYAZICI
İnce hesaplar
İnsan bedeninin maddî yapısına, terkibine bakalım. Karşımıza hep ince hesaplar çıkar. Meselâ, kandaki alyuvarlar ve akyuvarlar hep belli sayıdadırlar. Azıda, fazlası da zarardır. Kanda daha birçok ölçüler vardır. Meselâ, kanda şeker, bilirübin, kolesterol, kalsiyum, klor, demir vs. hep belli hesaplar arasındadır. İnsan bedeninde takriben 1000 kadar, böyle belli ölçüler içerisinde olan maddeler vardır.
İnsan bedeni böyle de, insanın tuğlası durumunda olan hücreler nasıldır? İnsan bedeninin %60-70 ’i sudur. Hücrelerin ekserisi de sudur. Ayrıca hücrelerin içerisinde ve dışında, sodyum, klor, potasyum, kalsiyum vs. hep belli miktarlarda, belli ölçülerdedir. Bir kısmı gramın milyonda biri, bir kısmı da gramın milyarda biri kadar seviyelerdedir. Bu çok az seviyelerdeki elementlerden sadece birisinin hücredeki ölçüsü bozulsa, hücrenin hayatiyeti devam etmez, hücre olur.
Gelelim hücrelerin çekirdek dediğimiz kısmının içerisinde yer alan deoksiribonükleik aside, yanı kısaca ve çok bilinen ismi ile DNA moleküllerindeki intizama. Bilineceği gibi, insanda, hayvanlarda ve nebatlarda temel yapı hücrelerdir. Bir evin en küçük birimi tuğlalar ise, hücrelerde canlıların tuğlası durumundadır. Bir hücrenin büyüklüğü ise iğnenin sivri ucundan çok daha küçük seviyededir. Hücrenin çekirdeği ise, bu küçücük yapının içerisine sığdırılmış olup, hücrenin üçte veyahut ta dörtte biri kadardır. DNA molekülü de çekirdeğin içerisine sığdırılmıştır.
Deoksiribonükleik asit yanı kısaca DNA dediğimiz yapı, insanda ve bütün canlılarda irsiyetle yanı kalıtımla alakalı özellikleri gelecek nesillere taşımakla vazifeli olan moleküllerdir. DNA molekülleri nukleotit dediğimiz alt birimlerden meydana gelmiştir. Nukleotidlerde, karbon, hidrojen, oksijen, azot ve fosfor atomlarından yaratılmışlardır. Bu molekülde yer alan atomlar, öyle ince hesaplarla bir araya getirilmişlerdir ki, aralarında milimetrenin milyonda biri seviyelerindeki hesaplarda bir aksaklık, bir bozukluk yoktur. Zaten bu son derece ince hesaplarda bir bozukluk olsa idi, DNA molekülünden beklenilen netice meydana gelmeyecek idi.
Ve her bir hücredeki DNA molekülü öyle ince hesaplarla kıvrılmıştır ki, takriben bir metre uzunluğunda olan DNA molekülü, iğnenin sivri ucundan çok daha küçük olan hücrenin içerisinde yer alan ve hücrenin üçte birini teşkil eden çekirdeğin içerisine yerleştirilmiştir. Sadece bu yerleştirme bile, yani son dere dar bir mekana bir metre uzunluğundaki molekülün yerleştirilmesi bile apaçık bir mucize değil de nedir?
75 Milyar Kilometre
Sadece bir tek hücredeki DNA molekülünün uzunluğu bir metre kadardır. Peki bir insandaki bütün hücrelerde yer alan DNA molekülünün toplam uzunluğu ne kadardır? Bir tek insandaki toplam DNA uzunluğu için verilen rakam, en asgariden, en insaflı bir hesapla 75 milyar km.dir. Bu miktar yani bir tek insandaki DNA molekülü ile, dünyadan güneşe 250 defa gidip gelecek bir telgraf hattı meydana gelebilirdi.
İnsanoğlu hep ölçülerle yaratılmışta, hayvanlar farklımı, bitkiler ayrı mı? İnsanda olduğu gibi, bütün diğer canlılarda da, hep bu ince hesaplar var. Bütün canlılarda hücreler var, DNA molekülleri ve benzeri bir çok moleküller var. Daha bir çok bildiğimiz, bilmediğimiz, duyduğumuz, duymadığımız birçok ince hesaplar var.
Göz ile görünmeyen bir hücre, bir mikrop, küçüklüğü ile beraber, pek ince ve garip ilahî makineye sahiptir. Her bir hücredeki, bu ince, fevkalade enteresan moleküllerin, farklı yapıların, kendi kendine veya tabii sebeplerin neticesi olması mümkün değildir. Çünkü bu hücrelerdeki ince nizam, ölçü, hesap, her bir ilmin ve şuurun eseridir. Bir güç ve kudret gerektirir. Tabii sebepler ise, şuursuz, akılsız, camid, taş gibi şeylerdir. Öyle ise açıkça görülmektedir ki, bütün bu neticeler, ilmi ve kudreti nihayetsiz olan bir Allah’ın işleridir, icraatlarıdır.
Meyveler, Su ve Hava
Yeryüzüne bir göz gezdirelim. Bütün lezzetle, severek yediğimiz meyveler, tohumlar, hep ince ölçülerin, hesapların neticesi değil midir? Bir elmada, armutta, kavunda, karpuzda hep ölçü, hep hesap yok mudur? Yani bütün meyvelerde şeker, su, vitamin vs. hep belli miktarlarda değil midir? Şüphesiz, bütün bu hesapları ağaçların önceden düşünüp, en ideal olan ve en faideli olan karışımı bilmesi mümkün değildir. Demek ki bütün bunlar, hep bir ilmin, şuurun, hesaplamanın, kudretin yani bir Allah’ın eserleridir.
Su bir terkip, bir ölçülü karışım değil midir? Deniz suyunun her bir damlasında bu ince hesaplar yok mudur? Hava, azot, oksijen ve karbondioksidin bir karışımı değil midir? Ancak bu karışım yani terkip canlıların yaşaması için en faideli olacak nisbettedir.
Dünya güneş mesafesi, dünya ay mesafesi ve güneş ile gezegenler arasındaki mesafeler hep belli hesaplar ve ölçülerde değil midir?
Özet olarak söylemek icap ederse, kâinatta nereye bakılırsa bakılsın, her şeyde Allah’ın varlığına ve birliğine hadsiz deliller vardır. Meselâ bir atoma bakan, ondaki nizam ve intizamdan, Allah’ın varlığına ve birliğine ait delilleri görebilir. Canlıların yapı taşları gibi olan her bir hücreye bakan, onların bir kimya fabrikası gibi işler görecek tarzda yaratılmasından, o hücrenin yaratanına ait delilleri görebilir. Ayrıca her bir insanın harikulade bir şekilde, kıymetli organlarla yaratılması neyi gösterir? Yeryüzündeki ve yıldızlar arasındaki ince nizam neyin delilidir? Yeryüzündeki en küçük canlıdan, gökyüzündeki yıldızlara kadar, öyle ince bir nizam, bir ölçü var ki, akıl onun karşısında hayrette kalıyor. Velhasıl insan kâinatta ibret gözü ile nereye bakarsa baksın, atomdan güneşe, yıldızlardan galaksilere kadar, her bir şeyde, C.Allah’ın varlığının ve birliğinin mühürlerini görebilir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.