1999'da 2. Çeçen/Rus Savaşı devam ederken Antalya'da gönüllü kuruluşlardan bazıları yardım kampanyası başlatmıştı. İçlerinde Nur talebelerini temsilen bir grup da bulunuyordu.

Bir düğün salonunda yapılan saat ayarlı yardım çalışması, mütevazi bir takı töreni gibiydi. Çoluk çocuk toplam 50/60 kişi kadar vardı. Hiçbir basın temsilcisi de çağrılmamıştı.

Program bitip dışarı çıkarken baktık ki, rahmetli Cevher Dudayev'in temsilcisi kameralı mikrofonlu birileriyle konuşuyor. Anlaşıldı ki, İngiliz Reuters ajansı muhabiriymiş. Başka tek bir gazeteci yoktu gece yarısında.

Geçen gün Boğaziçi'nde 1960’larda çekilen ilk İngiliz belgeselini seyrettim. Aman Allah'ım Türklerden "abdull abdull" diye bahsediyordu. "Abdul diyor bu yalılarda köle kadınlarla..haha ha.." İlk defa duydum bu lafı. Türk yerine ‘abdull’ diyordu.

Takip edenler görüyor Türk/ İngiliz ilişkileri altın çağını yaşıyor. 15 Temmuz saldırısından sonra ilk ziyaret İngiliz yetkililerce gerçekleştirildi ve kınandı! 15 Temmuz sonrası İngiliz dış istihbaratı MI6 tarafından yoğun paylaşımın artarak devam ettiği belirtiliyor tv’lerde. İngiltere AB’den ayrıldı ve Çin'den İngiltere'ye hem gemi hem trenle bağlanan Yeni İpekyolu projesinin hem fikir babası hem batıdaki son merkezi. Anlaşılan yeni dünya düzeni planı hazır ki, hem AB'ye hem Rusya'ya hem Amerika’ya hem Suud'a kafa tutabiliyor.

Ünlü İngiliz Rothschildt aile reisi tv’lerde açıkladı. "Hayatımı ve servetimi İsrail'in kurulmasına adadım." İsrail'e kafa tutabilir mi şüpheli. Çünkü İsrail kendi projesi. Rothschild ailesi dünyayı ve devletleri yöneten sayılı ailelerin başında geliyor. İngiliz, Fransız merkez bankasına hakim, Alman merkez bankasında çok etkili olduğu tv tartışmalarında uzmanlarca dile getiriliyor. Halen dünya para merkezinin, paranın Vatikan'ı Londra olduğu, Wall Street’in fonksiyonel olduğu vurgulanıyor. 2008 ekonomik kriziyle birlikte Amerika'yla araları açılmaya başlamış. Amerika'nın eskisi gibi dünyayı yönetemeyeceğini İngilizler anlamış. 10 yıldır, yeni dünya projesini yürürlüğe koymuş bile.

Bu bağlamda bitcoin (sanalpara) icadı İngiliz/Çin icadı ve dolara karşıymış. İşin fikir babası ve pratiğini Rothschild ailesi götürüyormuş. İki kere iki 4 şeklinde ispatlanmadığı için! mış diyoruz yoksa ilgililer yazıp çiziyor.

Öbür yandan İngiliz Ortadoğu'dan, Suud'tan da dışlanıyormuş. Ortadoğu'daki tüm büyük şirketlerin ikinci ama en etkili adamları İngiliz olup gün be gün sayıları planlı şekilde azaltılıyormuş. Amerika, İsrail, Suud ve ortaklarına tam dümen kırmış Londra'yı geri iteklemiş. Aramko'daki etkisi ve para gücü de azalıyormuş.

Suud'a tehdit anlamında Kaşıkçı cinayeti arkasında MI6’nın rolünden bahsediliyor. Hatta Kaşıkçı tv’lere göre en son Rothschild ailesinden biriyle görüşmüş ikna edilememiş.

Ülkemizde eski en üst düzey askeri istihbarat temsilcisi dün tv’de, pkk’nın Avrupa organizatörünün daima İngiltere olduğunu açıkladı ve Deaş'ın kamyonlarla taşıma görüntülerinin BBC tarafından yayınlanmasını Amerika’ya gol, Türkiye'ye jest olduğunu vurguladı. Çekimleri Suriye'deki İngiliz casusları yapmış.

Tam burda İngiliz siyaseti tam gaz Türkiye'ye dalıyor. Ama ne ses var ne de duman. Dalarkan kadim sistemlerini tahkim ederken yeni toplumsal fay hatlarını da döşüyor.    
 
Tam burda tarihi birikimi devreye giriyor. Dini ve milli değerleri istismar. Kıbrıs merkezli sanal ve gerçek inanç grupları ve dernek ağları kurup sağlamlaştırıyor. Yıllarca yetiştirdiği ve topluma mâl ettiği "nüfuz otoritelerini" devreye sokuyor. Bunlarla ülkemizin her noktasına döşediği 'psikososyal fay ve patlayıcı hatlarını’ yenileyip geliştiriyor. Çünkü bir ülkeye girmeden patlayıcıları hazır edip, çıkarken patlatmak İngiliz siyasetinin genlerinde vardır. Baksanıza çıkarken Kaşıkçı'yla Suud'u nasıl patlatmış. Arkası gelir herhalde.

Mesela, Ülkemizde İngiliz karşıtı en şuurlu cemaat Nurculardır. Onlarla kan hasımlığımız vardır. Risaleler bunlarla doludur. Üstad "Çağımızın elhannas insi şeytanı" der Hutuvatı Sitte'de. İngiliz istihbaratı Türkiye'de en iyi Nurcuları takip eder. Ayrışmalarımız hep masumca değil tabi. İşte 1960’lardan beri eğittiği, 12 Eylül'den sonra kaçırıp ülkesinde yaşattığı tanınmış bir 'etki ajanına' Üstadın ölene kadar on binlerce altınları harcayarak yaşadığını söylettirir. Nur harekatını temelden tepeye infilak ettirmek ister. Bu iftira kabul görünce Nurcular birbirine, tüm dini milli güçler Nurculara dalar. Din karşıtları dindarlara dalar, dindarların tarihteki ingilizcilikleri gümbürdetilir.

Boşlukta kalmaması ve haklı görünmesi için, müslümanların sevmediği bir devlet adamına küfür ve hakaret ettirilir, desteklemeleri sağlanır, curcuna oluşur. Oysa nur talebesinin bu konuda ne hakarete ne de bilgiye ihtiyacı vardır. Bu ilk prova olduğu gibi tarihi refleksleri test anlamına da gelir. İlişkiler bozulup giderken fay hatları hazırdır!

İnsanımızdaki Osmanlı sevgi ve hayranlığı çok yüksektir. İkinci fay hattı burdan döşenir. İnternette görüldüğü gibi bir şebeke şeklinde tarikat ve Osmanlı dernekleri tamir edilir ve yenileri kurulur. Bol ketçaplı Osmanlı figürlerine boğulmuş dernek ve tariklere dikkat ediniz lütfen. Bunlarla Nur talebelerine de saldırtırlar. Fikren ve fiziken. Dediğimiz gibi Üstadı kullanamadıkları ve öldüremedikleri için kuyruk acıları vardır. Onlarda kuyruk acısı, bizde bu İstanbul işgali acısı varken, bu düşmanlık kıyamete kadar bitmez.

Etki ajanları ne diyor "Çanakkale zaferi zafer mi ki?" Bu zafer kime karşı kazanılmıştı? Ne diyor Üstad: "Sen İngiliz kiminin taassubunu, kinini, düşmanlığını hatta kiminin dindarlığını kullanırsın." 

Kuvayı Milliyeciler haindir fetvasını kimler din adına hazırlamıştı? 

Bu zeki ajanları mutezile inancıyla kaderi saptırıp fikri hezayanlaştırırlar.

Kaza olan bir şeyi, kaza olmamış (yaşanmamış gibi düşündürüp) düşünce ve imanı dalalet vadilerine atarlar.