İnsan Hakları Ödülleri sahiplerini buldu-FOTO

İnsan Hakları Ödülleri sahiplerini buldu-FOTO

Mazlum Der tarafından her yıl düzenlenen “İnsan hakları Ödülleri” sahiplerini buldu.

Dursun Sivri’nin izlenimleri

Birleşmiş Milletler Teşkilatı tarafından 10 Aralık 1948 de imzalanan İnsan Hakları Beyannamesinin imzalanma yıldönümü vesilesiyle Mazlum Der tarafından düzenlenen İnsan Hakları Ödül töreni Ankara Kocatepe Kültür merkezinde yapıldı.

Ödül Töreninden önce Kürt sanatçı Reşo bir saat süren bir konser verdi. Kürtçe bilmediğim için sözlerini anlamıyordum. Ancak müziğin evrensel dilinden olacak gerçekten duygu yüklüydü. Etkilendiğimi itiraf ediyorum. Reşo konseri bitince programı izlerken ön sırada geldi yanıma oturdu. Kulağına dedim; “Ben Kürtçe bilmiyorum ama konserinizden etkilendim oldukça duygu yüklüydü” Konser sırasında çok kısa birkaç söz söyledi. “İnsan hakları ihlali olmasa biz bu şarkıları söylemeyiz, bu tür derneklere de ihtiyaç olmaz. İnsanlar kardeştir diyoruz. Ama insanları filler idare etmiyor ki yine insanlar idare ediyor. Birbirlerini de öldürüyorlar maalesef” dedi.

mazlumder.jpg

Mazlumder'in çalışmaları ve Dünya ve Türkiye genelinde insan hakları ihlalleri, zulme uğrayanların durumunu duygusal anlatımla yapılan 14 dakikalık sinevizyon gösterimi yapıldı
Mazlumder genel başkanı Ahmet Faruk Ünsal, irticalen yaptığı açış konuşmasında Türkiye ve insan hakları konusundaki tabloyu özetledi. 12 Eylül 2010 referandumuna “Yetmez ama evet” dediklerini her şeye rağmen olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi. Taş atan tutuklu çocuklarla ilgili düzenlemeyi de olumlu olarak değerlendirdi.

Demokratik açılımda beklentilerin karşılanmadığı, yargılama sisteminde hükümlü olmadan tutuklu sayısı ve süresinin yanlışlığına dikkat çekti.

Üniversitelerdeki baş örtüsü kısıtlamaların Ankara’nın bazı üniversitelerinde devam ettiğinden bahsetti.

mazlumder1.jpg

Dünya genelindeki ihlaller bilindiği üzere, Filistin başta olmak üzere, Afganistan, Guantanamonun kapanma sözüne rağmen kapatılmamasıydı. Füze kalkanındaki tehdit tanımlama ve algılamalarının gizli gündemine vurgu yaptı

Gecenin genel manzarasına protokol yönünden bakınca gerek Hükümet cephesinden gerek muhalefet canibinden katılım yoktu. Mazlumların gündeme geldiği yerde katılımcılar yine mazlumların akraba ve yakınları ile gönül verenlerden oluşuyordu. Birkaç AKP ve BDP li milletvekili katılmışlardı.

Ödül alanlar hakındaki aşağıdaki bilgiler kısa sinevizyonlarla bilgi verildi. Gerek tanıtım gerekse ödül sırasında duygusal anlar yaşandı.

mazlumder2.jpg

Ödül alanlarınve isimleri ve ödül alanları şöyle:

Halklararası Dayanışma Dalı’nda, Pippa BACCA.
İtalyan sanatçı Filistin’de, yaşanan zulümlere ve barış özlemine vurgu yapmak için gelinlikle otostop yaparak Filistin’e gitmek üzere 8 Mart 2008’de İtalya’dan yola çıkmış, 31 Mart 2008’de Türkiye’de tecavüze uğrayıp öldürülmüş. Ödülü annesi Elena Teresa Maria MANZONİ aldı. Annesi tercümanla bir konuşma yaptı. İnsanlığa verdiği mesaj önemliydi.

Örgütlü Mücadele Dalı’nda Cumartesi Anneleri,

8 Ekim 1980’de gözaltında iken işkence ile öldürülen ama ailesine kaçtığı söylenen, devlete göre kayıp, halka göre faili belli Cemil KIRBAYIR’ın mezarı belli değil. Aile diğer kayıp yakınlarıyla beraber 1995 Mayıs’ından bu yana Cumartesi günleri Galatasaray Lisesi önünde devletten bütün kayıpların akibetini sormaya devam ediyor. Ödülü Cemil KIRBAYIR’ın 104 yaşındaki annesi Berfu KIRBAYIR aldı. Evet 104 yaşında heyecanlı hali devam ediyordu. Oğlumun yerini devlet biliyor diyordu.

Hukuk Dalı’nda Avukat Muharrem BALCI

Genç Hukukçular çalışmalarıyla 13 yıldır hukuk öğrencilerine ve mesleğe yeni başlayan avukatlara medeniyet ve adalet nosyonu vermek için düzenli çalışmalar yaptı. Çalışmalar 3 ciltlik eser olarak basıldı ve hukuk çalışmaları devam ettiği sürece de basmayı düşünüyorlar. Önemli bir hukuk çalışmaları ekolü sahibi.

Muharrem Balcı’nın 13 yıldır “Hukuk Okumaları”  konulu çalışmalarına katılan Genç Hukukçuları sahneye davet etti. Yaptığı kısa konuşmada; İddia makamı ve iddada bulunmak kutsal değildir. Hüküm makamı ve Hakimler kutsal değildir. Ancak Savunma işi ve makamı kutsaldır “ sözü salonu coşturdu.

mazlumder3.jpg

Vefa Dalı’nda Şule Yüksel ŞENLER

Başörtüsünün kitleselleşmesinde öncülük yaptı. Kendi başörtüsü tarzı bir dönem başını örten kadınlar tarafından o kadar benimsenmişti ki o günden sonra uzunca bir dönem başörtülüler “Şule baş” olarak adlandırıldı. Huzur Sokağı, bir dönemi en fazla etkileyen romandı.

Vefa Dalı’nda Sedat ÖZEVİN

Batman Barosu ve İHD Batman Şubesi eski başkanı. Kürt sorunun şiddet dışı yollarla çözümü konusunda duyarlılığı ile biliniyordu. 1 Ağustos 2010’da 3 arkadaşıyla beraber mayın patlamasında can verdi.  Kürt sorununun silahsız yöntemlerle çözülmesi konusunda yoğun gayretleri ile bilindiğinden bahsedildi. Ödülü eşi Hülya ÖZEVİN aldı.

Hülya Özevin çocukları ile geldi sahneye. Ağlamaklı hali sözlerine de yansıdı. Konuşamadı. Ödülünü şimdiki Baro Başkanı ve AK parti milletvekilleri verdi.

Basın Dalı’nda Ersin KALKAN

Dersim bombalamalarına pilot olarak katılan Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in Ermeni kökenli oluğunu yazdığı bir haber sonrasında çalıştığı gazeteden kovuldu.
Ersin Kalkan Hürriyet gazetesinden kovulmuştu. Sözlerimin arkasındayım sözüyle biliniyor.

İnsan Hakları Mücadelesi Dalı’nda Uğur Süleyman SÖYLEMEZ,

Filistin’de yaşanan insan hakları ihlallerine karşı duyarlılığı ile biliniyor. İşgalci İsrail’in 2008 Gazze katliamından sonra bölgeye dönük her türlü yardım faaliyetine katıldı. Siyonist donanmanın 31 Mayıs 2010’da Akdeniz’in uluslar arası sularında 9 kişinin hayatına mal olan Mavi Marmara baskında ağır yaralandı. Halen bilinci kapalı olarak Ankara’da bir hastane’nin yoğun bakım servisinde yatmaktadır. Ödülü oğlu  Ahmet SÖYLEMEZ aldı.

Ödül töreni sonrası Ömer Karaoğlu konseri ile program sona erdi.

Mazlumder in salonda asılı afişleri ve sloganı “KİM OLURSA OLSUN ZALİME KARŞI MAZLUMDAN YANA” davasına gönül verenler 11 Aralık 2010 Cumartesi akşamı Kocatepe Kültür Merkezindeydi. İşin mutfağında çalışan organizasyonunda yer alanlar lisanı halleri ile de mütevazi samimi duruşları her hallerinden anlaşılıyordu.

Zulümlere karşı lakayt kalmamak adına her türlü takdiri hak ediyorlar. Olay etnik bir davayı öne çıkarır gibi yanlış anlaşılmaya müsait gibi görünse de aslında hakkaniyet gözüyle bakıldığında hiç de öyle olmadığını görmek mümkün.

www.RisaleHaber.com