İran’da yemek, et ve pilav demek
İlahiyatçı-Yazar Peyman Ünügür, İran izlenimlerini Risale Haber okuyucuları için kaleme aldı
Risale Haber-Haber Merkezi
İlahiyatçı-Yazar Peyman Ünügür, İran izlenimlerini Risale Haber okuyucuları için kaleme aldı.
İşte İran izlenimlerinin ikinci bölümü:
SAHUN DENİLEN KUM’A ÖZGÜ TATLI
30 Ekim
Cuma günü İran’da resmi tatil. Bugün şehirde açık yer bulmak nerdeyse imkânsız. Tabi ‘Harem’in çevresi bu durumdan müstesna.
(Harem çevresi her daim kalabalık.)
Harem ve çevresinde günün her vakti belirgin bir yoğunluk söz konusu. Dolayısıyla onun etrafındaki esnaf tatil günleri kapalı değil. Zaten şehrin ticari hayatı da büyük ölçüde şehri ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlerin getirileri üzerine kurulu.
Harem’in etrafını gezerken, ziyarete gelenlerin en çok Sahun denilen Kum’a özgü tatlıya rağbet ettiklerini görüyoruz. Sahun, fıstıkla yapılan, şerbetli ve oldukça gevrek bir tatlı. Ancak yapımında kullanılan ağır yağıyla bu tatlı Türk damak tadına pek de uygun değil.
PİRİNÇ İRAN’IN EN TEMEL BESİN KAYNAĞI
(Çelo kebap)
Hazır damak tadı demişken İran yemeklerine değinmeden geçmeyeyim. İran’ın meşhur yemeği denince, şüphesiz ilk akla gelen ‘çelo kebap’. Uzunca iki şiş kebabın pilavla servis edilmesinden oluşuyor çelo kebap. Kebabın Türkiye’de yapılandan pek bir farkı yok. Esas fark pilavda. Pilav bizimkine nazaran daha ince ve uzun olan pirinçlerden, yağsız olarak pişiriliyor. İsteyen pilavın yanında getirilen küçük paketteki tereyağını, sıcak olarak servis edilen pilavına katabiliyor. Zaten pirinç İran’ın en temel besin kaynağı. Bir evde istisnasız her akşam yemeğinde sofradaki yerini alıyor. Çok fazla ekmek tüketmeyen İranlılar pilavı aslında biraz da ekmek yerine tüketmiş oluyor.
GÖZÜMÜZÜN ET VE PİLAV HARİCİNDE BİR ŞEYLER ARAMAYA BAŞLADIĞI AN
Balık gene çokça tüketilen besinlerden ve İranlılar balığı pişirmeyi gerçekten biliyor. Aynı durum tavuk için de geçerli. Gene İran’da belirgin bir çorba kültüründen söz edilemeyeceği bir vakıa. Bu çerçeveden bakınca İran’da et ve pilavdan başka bir şey yenilmediğini söylemek mümkün- ki bu çok da yanlış bir tesbit değil.
(Besleyici aş Aşrişte)
Gözümüzün et ve pilav haricinde bir şeyler aramaya çoktan başladığı günlerden birinde karşımıza çıkan aşrişte, bu çerçevenin dışında kalan nadir İran yemeklerinden. Görünüş ve muhteva açısından aşureyi çağrıştıran bu aş, lezzet bakımından ise aşureden oldukça farklı. Bir kere tuzlu olan bu yemek, birbirinden farklı baharat ve yeşilliklerle harmanlanarak servis ediliyor.
Haremin etrafında gezmeye devam ediyoruz. Cuma vakti yaklaştıkça Haremi çevreleyen caddelerdeki araç trafiği yavaş yavaş azalıyor. Biraz sonra bu durumun, cadde başlarını tutarak trafiği kesen polis tarafından sağlandığını anlıyoruz. Cuma vakti Harem çevresinde artan insan yoğunluğu sebebiyle bu caddelerin Cuma günleri yayalara tahsis edildiğini böylelikle öğrenmiş oluyoruz.
MOTORLAR HER AN BİR YERLERDEN ÇIKABİLİR
(Kum'da her an heryerden karşınıza bir motor çıkabilir.)
Her an bir yerlerden çıkma ihtimali olan motorlar ise bu yasaktan ve daha birçok trafik yasağından muaf. Örneğin trafik akışının ters istikametinde seyreden bir motorla her daim karşılaşmak mümkün ve bu çok doğal karşılanıyor. Düz coğrafi yapısından dolayı da özellikle Kum’da çokça tercih edilen motorların sesini gece de dahil günün her saati kesintisiz bir şekilde duyduğumuz için, ilk zamanlar bizi çok rahatsız eden bu sese zamanla alışıyoruz. Hayatımız boyunca görebileceğimiz tek motor parkına da bu şehirde rastlamak pek şaşırtıcı olmuyor bizim için.
“EŞHEDU ENNE ALİYYEN VELİYULLAH” İLAVELİ EZAN
(Kum Şehri-tepeden görünüş.)
“Eşhedu enne Aliyyen veliyullah” ilaveli ezanlar kulağımıza çalınırken dikkatimizi çeken bir diğer ayrıntı da, mescidin tersi olan istikamette yollarına devam eden erkeklerin sayısındaki fazlalık. İran’ın en muhafazakar şehri olan Kum’da karşılaştığımız bu manzara bizi oldukça şaşırtıyor. Bu durumun, Şia’nın Cuma namazına bakışındaki bir farklılıktan kaynaklanma ihtimali aklımıza gelmekle birlikte, devlet tarafından dayatılan dindarlığın insanlarda bir ters tepkiye yol açmış olabileceğini de düşünmeden edemiyoruz.
BİRİNCİ BÖLÜM:
Zorla örtünmek de kutuplaşma sebebi |