İstidatların inkişafı kabiliyetlerin tezahürü

İstidat ve kabiliyet kelimelerinin lügattaki karşılığı aynı gibi. Günlük pratikte de eş anlamda kullanılıyor. Halbuki Risale-i Nur’da bu iki kelime bir cümlede ardı ardına kullanılıyor ve arada ince bir fark olduğu anlaşılıyor.

Fizik dersinden potansiyel enerji ve kinetik enerji tabirlerini hatırlıyoruz

Barajda toplanan suyun yüksekten akmadan önce sahip olduğu enerjiye potansiyel(durgun) enerji, yüksekten cebri borulardan akışı ile elektrik santralinin türbinlerini çevirmesine kinetik(hareket) enerji denir.

Gerilmiş yay potansiyel enerjiye okun hareketi kinetik enerjiye örnektir.

Misaller çoğaltılabilir.

İşte istidat insandaki potansiyeli kabiliyet istidadın kuvveye geçirilebilmesi denilebilir.

İstidat- kabiliyet tanımı ve aralarındaki münasebeti uzun uzun açıklamak yerine yerinden nakledersek daha doğru anlaşılacaktır.

Metinleri mota mot kopyala yapıştır kolaycılığa kaçış oluyor ama ince mevzuları izahta yanlış yorum yapmamak için aynen almayı tercih ettik.

Sözler risalesinin 29. Sözünden bir bölüm istidat kabiliyetin müşterek ve ayrılan yönünü anlamamıza ışık tutuyor.

“Hakîm-i Ezelî, inâyet-i sermediye ve hikmet-i ezeliyenin iktizâsı ile, şu dünyayı, tecrübeye mahal ve imtihana meydan ve Esmâ-i Hüsnâsına ayna ve kalem-i kader ve kudretine sayfa olmak için yaratmış. Ve tecrübe ve imtihan ise neşv ü nemâya sebeptir. O neşv ü nemâ ise, istidadların inkişafına sebeptir. O inkişaf ise, kabiliyetlerin tezâhürüne sebeptir. O kabiliyetlerin tezâhürü ise hakâik-ı nisbiyenin zuhuruna sebeptir. Hakâik-ı nisbiyenin zuhuru ise Sâni-i Zülcelâlin Esmâ-i Hüsnâsının nukuş-u tecelliyâtını göstermesine ve kâinatı mektubât-ı Samedâniye sûretine çevirmesine sebeptir.

İşte şu sırr-ı imtihan ve sırr-ı teklif iledir ki, ervâh-ı âliyenin elmas gibi cevherleri, ervâh-ı sâfilenin kömür gibi maddelerinden tasaffî eder, ayrılır.”(Sözler, 29.söz’den)

İnsanın tecrübe ve imtihan için yaratıldığını genel olarak kabul etmek sathi bir nazarla bakıştır.

Marifet kesbi ve derecesi yakîn ile bilinir. Allah’ı nasıl ve ne kadar tanıyoruz biliyoruz?

Tanıma ve bilmenin yaşayışımızdaki karşılığı nasıl? İlmimiz amele ne kadar yansıyor?

Esma tecellilerini nasıl okuyacağız nasıl anlayacağız?

Doğuştan görme engelli bir insanın çiçeklerdeki tasarım ve renkler hakkında bir yakini ile gören gözlerle aynı olabilir mi?

İstidatların inkişafı kabiliyetlerin tezahürü ilim tahsili ile olur.

Kabiliyetlerin tezahürü ilimden irfana geçmektir.

“İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır” hadisinin gereğini yerine getirmek sünnettir.

Donanım kazanmak için öğrenmek şarttır.

İnsan yaratılışı icabı ilim tahsili ile ihtiyaçlarını temin için öğrenmek mecburiyetindedir.

Öğrenmek için öğrenmeyi de öğrenmek gerekir.

Öğrenme işinin mahalli ve mekanizması beyindir. Beyni etkin kullanmayı bilmek de başlı başına bir ilimdir, tekniktir..

Beyinden azami derecede faydalanabilmenin usüllerini öğrenmekle öğrenmeyi öğrenmek mümkündür.

Beyni iyi kullanabilmek demek,  “farkındalık şuurunu” “intikal hızı” ve “hafıza gücü” nü inkişaf ettirmek demektir.

Beyin yanında çok basit kalan bilgisayar kullanabilme kabiliyeti o insana önemli bir üstünlük vasfı kazandırmaktadır. Hayatın kolaylaşmasına ne kadar fayda sağladığını anlatmaya gerek yok.

İnsanda bütün duyu, duygu ve latifeler potansiyel güç, işlenmemiş cevher olarak yaratılışta verilmiştir.

İnsandaki Her bir latife , esma tecellilerini okumak için, farkına varmak için verilmiş.

Esma tecellilerini okumak, istidatların inkişafı, kabiliyetlerin tezahürü ile mümkün olduğuna göre;

Beyin, hafıza geliştirme, hızlı öğrenme tekniklerini kullanmak marifette mertebe kazanmak için bir nevi vasıta olarak değerlendirilebilir.

Yeni tabirle motivasyonun asıl adı şevktir, aşktır. Aşk olmazsa meşk olmaz.

Şevk veya motivasyon faaliyetin enerji kaynağıdır.

Letaif-i aşere denilen on latifenin her birini bir nevi midesi olduğunu düşünerek gıdasını vermek onları inkişaf ettirmek insaniyetin geliştirilmek demektir.

Akıl, kalp, ruh, sır, vicdan, his, kuvve-i gadabiyye, kuvve-i şeheviye, saika, şaika gibi latifelerinin geliştirilmesi ile esma tecellilerini okuyabiliriz.

Bu latifelerin her biri için öğrenilecek ve tatbik edilecekler vardır. Daha biz lügat mânâsını anlamakta zorlanıyoruz.

Her ne çeşit kabiliyet olursa olsun geliştirilmesi fıtratın icabıdır, insaniyetin inkişafıdır.

“Hayat faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir (bineği).”(Münazarat)

Hareketten değer üretmek ancak kabiliyetle olur.

Bütün fenlerin öğrenilmesi hayat için faydalı faaliyetlerdir.  İstidatların inkişafı kabiliyetlerin tezahürdür.

Sanat dallarındaki maharet üstün vasıflar kabiliyet tezahürüdür.

Meslek sahibi olmakla ustalık uzmanlık vasfı kazanmak yine istidatların inkişafı kabiliyetlerin tezahürüdür.

Kabiliyet vasıtadır. Bu vasıtayı kullanılmasında niyete ve neticeye anlam kazanır.

Bütün bunların neticesinde öğrenme ile elde edilen her türlü maharet, beceri donanım kazanımı günlük tabirle “kişisel gelişim” parantezi içine girer.

Bu deyimden rahatsız olanlar için adını değiştirilebilir. Terimin hiç önemi yok.

Kişisel gelişim değil de, adına “şahsi tekâmül, ferdi inkişaf, maharet sanatı..” gibi bir çok farklı kelime yerine ikame edilir kullanılabilir.

Kelimeye takılıp kalarak, donanımdan yoksun kalmak, ataların deyimiyle ”yontulmadık hal”  ile bir şekilde hayat sürenler insanlara faydalı olamayacağı gibi kendine de, içinde bulunduğu cemiyete de faydalı olamayacağı gibi yüktür.

Malumatı ilim, ezberi marifet zanneden, peşin hükümlerin esaretinde kalarak menfi yorum yapanlar,  sadece su’i zan, uhuvvet, muhabbet ve tesanüt ruhuna zarar verebilirleri.

Netice itibarıyla ortaya çıkarılan her kabiliyet ile Allah’ın(cc) bir ismine bir şekilde mazhariyettir. Kazanılan maharet ameller niyete göre hangi maksada hizmet ediyor ona bakılır. Donanımlı insan insanlara daha fazla faydalı olabilen insandır.

Yeter ki, niyeti halis olsun, lillah için olsun.

Not: Bütün dost, kardeş ve muhterem okuyucularımızın Kurban Bayramlarını tebrik eder umum Âlem-i İslam için hayırlara vesile olmasını dilerim. D.S

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum