İttihad yoksa zafer de olmaz

İttihad hakikatinin önemini çok iyi bilen bunca cemâat-i İslâmiyenin ortasında, hâla daha “birleşelim” diye çağrıda bulunuluyorsa, bu durum istenilen manada “birlik” olmayı başaramadığımızın en büyük delilidir. 

Bu çelişkili durumdan sıyrılmak için her fırsatta sığındığımız; “Ümmetimin ihtilafı rahmettir” hadis-i şerifi de, bizleri esasta aklamaya yetmeyecektir.

Çünkü burada kast edilen ihtilaf, kökleri yine Kur’an ve Sünnet kaynaklarında tevhid eden kimi ictihâdî ihtilaflardır.

İttihad-ı İslam kavramı ise bu ictihâdî ihtilafların zıddı olarak kullanabilecek bir kavram değildir.

Meşru olan ihtilafın kategorisi fıkhî ya da fikrî alandayken, ittihadın kategorisi siyasi alanı kapsar.

Bu sebeple İttihad-ı İslam, fikri, ameli ihtilaflar içindeki uyumu ve dengeyi gözeten siyâsi bir Üst Birlikteliğin adıdır ve gruplar arasındaki ihtilaflar bu siyâsi birliğin engelleyeni asla değildir. 

Hele de ihtilaf, başka cemaat ya da tarikatleri, İslam’ın hakikatlerine hizmet eden kimi meşru siyasi oluşumları, tarafgirlik namına insafsızca eleştirmek, onların düşmanca tahribine çalışmak, önlerine engel koymak hiç değildir.

Tam da bu noktada, 22. Mektup’ta geçen şu ibârelere; kulak ve yürek kesilmekte ciddi fayda olduğunu düşünüyorum:

“Eğer denilse: Hadîste, “Ümmetimin ihtilafı rahmettir” denilmiş. İhtilaf ise, tarafgirliği iktiza ediyor (gerektiriyor). 
Elcevap: Hadîsteki ihtilaf ise, müsbet (olumlu) ihtilaftır. Yani: Herbiri kendi mesleğinin (yolunun) tamir ve revacına sa'yeder (çalışır). Başkasının tahrib ve ibtaline değil, belki tekmil ve ıslahına çalışır. Amma menfî (olumsuz) ihtilaf ise ki: Garazkârane, adâvetkârane (garaz ve düşmanlıkla) birbirinin tahribine çalışmaktır; hadîsin nazarında merduddur (reddedilmiştir). Çünki birbiriyle boğuşanlar, müsbet hareket edemezler.” (22. Mektûb)

Şu açıktır ki, tarafgirlik damarıyla hakikate karşı çıkmak, hakikat mesleğinin bir özelliği asla olamaz.

Mesela Risale-i Nur’un bütün hizmet düsturları çok açıktır ve bu apaçık düsturları hakikati incitecek şekilde tevil etmek, “o zaman öyleydi bu zaman böyle” diyerek Nur’un hiçbir zaman eskimeyecek hizmet yöntemlerini çöpe atma teşebbüsüne girişmek azim bir hakikat karşıtlığı değil midir?

Hakikatin rağmına ve tarafgirlik hesabına bu yanlış tevilin ardına sığınıp, bütün varlığını bu yanlış esas üzerine temellendirip “ihtilaf” çıkarmanın ise “Rahmet”e vesile olan ihtilafla zerre kadar alakasının olmadığı çok açık değil midir?

Bugüne kadar yaşadığımız şiddetli imtihanlar ve kapımıza kadar gelen “umûmî ferec” imkanlarını ittihadsızlığımız nedeniyle yok yere kaçırışlarımız ortada değil midir?

Şimdi ise şahs-ı mânevimizin başını iki elimizin arasına alıp derin derin düşünme zamanıdır. Şimdi hakikat karşıtı bütün tarafgirâne ve garazkârâne duygulardan arınma zamanıdır.

Bu yazımda İhlas Risalelerini sık sık okuyalım da demeyeceğim. Çünkü bugüne kadar bu eserleri o denli okuduk ve dinledik ki, bütün düsturları neredeyse ezbere biliyoruz.

Okuyalım demeyeceğim ama daha zor olana, daha güç olana çağıracağım sizleri nefsimle beraber.

Bildiğimiz hakikatleri uygulayalım diyeceğim sadece. Uygulayalım ve bizleri yok etmek isteyen küresel zındıka komitelerine karşı güçlü bir İttihad-ı İslam şahs-ı mânevisi çıkaralım diyeceğim.

Eğer İttihad-ı İslam’ın zaman-ı merhunu şimdi değilse hiçbir zaman değildir ve hiçbir zaman olmayacaktır o zaman kardeşlerim. 

Bugüne kadar yapılan bütün güzel hizmetlerin dünyevi meyvesi olan İttihad-ı İslam’ı gerçekleştirmekten başka hiçbir çaremizin kalmadığı o kadar açıktır ki, bu hakikati görememek herkesin işi olsa da bizim işimiz olamaz.

O halde cemaat büyüklerimiz, tarikat şeyhlerimiz ve değerli hocalarımız, vakit kaybetmeden kurumsal bir İslam Birliği oluşturmak adına mümessiller görevlendirmeli, rahmet-i ilâhînin tüm insanlık çapında celbi için gerekli İttihad girişimlerini başlatmalıdır.

Hilafet etrafında gerçekleşecek büyük İttihadın hazırlayıcısı olacak olan bu süreç, zaman içinde ittihad sisteminin bütün taşlarını yerli yerine elbette oturtacaktır.

Bazen olur ki, bir sinek bile tüm hakirliğine rağmen bizlere hakikati işaret eder ve gösterir. Bu fakirin zavallılığı ve acizliği de işaret edilen hakikatin büyüklüğünü umarım örtmez.

Bizim değersizliğimize değil de, İttihad-ı İslam hakikatinin gerekliliğine odaklanırsanız, bir an bile kaybedecek zamanımızın olmadığını inşaAllah anlarsınız. (OD)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum