Sayın Kenan Evren 12 Eylülcüler olarak “yargılanmaktansa kafama kurşun sıkarım” demiş.

İnsan soramadan edemiyor. Sayın Evren 12 Eylülü yapmakla hep övünüp duruyordun, 11r Eylül’de kan gövdeyi götürüyordu, “12 Eylül’de biz durdurduk” dediniz. 12 Eylül’e meşruiyet kazandırmak ve maske yapmak için kanı durdurmayı gerekçe gösterdiniz. Bundan ala ne gösterilebilir.

Millet de, “aman kan dursun da gerisi önemli değil. Milli iradeymiş, Meclis kapanmışmış, partiler, sivil toplum örgütleri, dernekler, kapanmışmış, demokrasi uçmuşmuş önemli değil” deyip hazırladığınız anayasanıza ekseriyetle oy verdi, sizi destekledi.

Sormak durumundayım. Kanı durdurup, ülkeye huzur getirdiğini iddia eden insanlar niye mahkemelik olmaktan korkar? Sayın Nevzat Tahran hocamız izah etse, şöyle nedenini  güzel bir şekilde anlatsa da biz de anlasak.

Benim bildiğim haklı olan, dürüst olan ve yaptıklarının kanunlara uygunluğunu savunanının mahkemeye gitmekten korkmaması gerekir.
 
Bilakis yaptığı icraatların üzerinden şaibelerin, istifhamların, tereddüt ve şüphelerin kalkması ve temize çıkması açısından çok güzel olur.

Haklılığı, doğruluğu, dürüstlüğü, mahkeme eliyle tescillenmiş olur ki bu durum dürüst insanın değerini arttırır.

Hani söylerlerdi asker adam korkmazdı, vatan için canını feda ederdi, insanları yanıltmazdı, mertti.

Demek ki bu durum askeri elbiseyi taşıdığın zamanla kayıtlı veya mahkemeye gitmekten korkmanın altında başka nedenler var.

Olayın ilmi yönden psikolojik izahını Nevzat hocamıza havale ederek (avam diliyle anladığımız kadarıyla) mahkemeye gitmekten  korkmanın bence iki sebebi var. Biri hıyanetin anlaşılmasıdır, ikincisi ise işlenen cinayetin ortaya çıkmasıdır.

Mesela mahkemede sorarlar mı? Sayın Evren 11 Eylül’de ülkede kan gövdeyi götürürken siz ne yapıyordunuz?  Ortadoğu’nun en güçlü ordusunun kumandanıydınız ve bu ülkenin can güvenliğinden birince derecede sorumlu bir mevkide idiniz, 5 bin kişi ölürken siz neden seyirci kaldınız?

Böyle bir sual yöneltilirse siz şöyle mi cevap verirdiniz?

“Efendim ihtilal olgunlaşsın diye askeri tam sipere yatırmış bizler de beyaz rakılarımızı içerek adalelerimiz güçlensin ve sesimiz iyi çıksın diye idmanlar yapıyorduk..!.”

Bence Kenan Evren gelsin ahir ömründe askeri bir cesaret ve mertlik göstererek şu millete bir iyilik yapsın. Bu millet affedicidir, dürüst adamı sever affeder.

Şunu desin başkaca bir şey istemiyoruz.

“Biz bir kısım askerler, yüksek rütbeliler, bu millet Müslümandır, dindardır, bundan hoşlanmıyoruz. Bu milletin İradesine ve temayülüne, sevdiklerine karşıyız, değer vermeyiz.”

“Bu ülkede Cumhuriyetin gerçek anlamda yerleşmesini, milli hakimiyetin, milli İradenin devlete egemen olmasını istemeyiz.”

“Demokrasiymiş, Avrupa standartlarında özgürlükmüş, dil, din kıyafet özgürlüğüymüş, Türkiye özgürlükler ülkesi olmalıymış böyle şeyler boş şeyler, bunları sevmiyoruz.”

“1960 ihtilali milli iradeyi yok saymak ve milletin kafasına dipçik vurmak için yapılmıştır.”

“12 Mart muhtırası, 12 Eylül ihtilali, 28 Şubat postmodern darbesi, 27 Nisan e-muhtırası ayışığı, sarıkız hareketleri, bunlar hep bu milleti adam etmektir. Ve ülkeyi 50 öncesi despotizmine, İnönü zihniyetindeki  zalimane uygulamalara geri döndürmektir”

“Ama bu gün anlıyoruz ki, bu yaptıklarımız çok yanlışmış. Ben ve benden önceki ihtilalcilerin, ihtilal filmleri, alavere ve dalavere çevirenlerin ve bu zihniyettekilerin (Halkçılar da dahil) gerçek Cumhuriyetlerde, gerçek demokrasilerde, modern ve muasır medeni ülkelerde, çağdaş hiçbir dünya ülkesinde yeri yoktur. Bizim zihniyetimizi teneşir tahtaları Türkiye’nin su ve sabunları temizlemez.”

“Bizim gibi düşüncelileri ancak ilkel kabileler, vahşi yerliler kabul eder, bizi Afrika’ya gönderin. Biraz oradan hür dünyaya bakıp ilim irfan sahibi olalım. Sonra ömrümüz kalırsa memleketimize döneriz.”

Bunları deyin!... İnanın bu millet sizi affeder ve muhakeme etmekten de vazgeçer. Yeter ki, hakşinas olun. Yeter ki, gerçekten bu milleti düşünerek, severek yaptığınızı mertçe açıklayın.