American Academy of Neurology dergisinde yayınlanan çalışmada, kafası küçük olan çocukların yüzde 97'sinin risk altında olduğuna ve bu çocukların gözlemlenmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.

Baş çevresinin yaş ve cinsiyete göre ortalamanın altındaki iki standard sapmadan daha küçük olduğu nörogelişimsel bir bozukluk olan mikrosefali, bazen doğumda değil, bebek iki yaşına geldiğinde gelişebiliyor. Mikrosefali bir hastalık olmazken, diğer koşulları işaret eden önemli bir sinyal olabilir.

California'da Loma Linda Üniversitesi'nden bilimadamları, kanıtların mikrosefali çocuklarda zihinsel gerilik, göz ve kulak hastalıklarının yanında epilepsi ve serebral palsi (bebek ve çocuk beyninde oluşan bir hasara bağlı kalıcı duruş, hareket ve denge kusuru) gibi nörolojik sorunlara daha fazla rastlandığını gösterdiğini belirttiler.

Gerçekte, kanıtların mikrosefali çocukların gelişme geriliği ve öğrenme bozukluğu riski olduğunu gösterdiğini söyleyen araştırmacılar, bundan dolayı doktorların mikrosefalinin farkına varmaları ve buna bağlı problemleri gözönünde bulundurarak çocukları kontrol etmeleri, ve hatta özel tedaviler uygulamaları gerektiğini söylediler. Uzmanlar, epilepsi ve serebral palsi gibi birarada varolan koşullar için doktorlardan film çektirme aşamasını da gözönünde bulundurmalarını istiyorlar.

Mikrosefalisi olan çocukların yüzde 40'ında epilepsi bulunduğu, bunun yanında yüzde 20'sinde ayrıca serebral palsi, yüzde 50'sinde zihinsel gerilik ve yüzde 20-50'sinde ise göz, kulak problemleri bulunduğu kaydediliyor.

Genetik testlerin yanında, MR ya da CT gibi beyin görüntüleme sistemlerinin, mikrosefalinin nedenlerini tespit etme açısından faydalı olabileceği belirtiliyor.
Zaman Online