Hasan TANRIVERDİ

Hasan TANRIVERDİ

Kâinat kendi kendini idare edebilir mi?

Kâinat Sultanı’nın ilmini, iradesini yüce kuvvetini ve kudretini kavrayamayanlar, Levh-i Mahfuz’un, hikmetini ve oradaki “İrade-i İlahîye’yi” her şeyi açık olarak yazan kitabın kâinattaki cilvelerini, aksini, misalini hissetmişler fakat sırrını anlayamamışlar. Bu ilahî gücü “Tabiat” olarak adlandırmışlar. Lehv-i Mahfuz'un mana ve vücudunu tabiat ile karıştırmışlar. Kendilerince o kudret cilvelerinin güzelliğini örtmeye çalışmışlar. Ancak yine de “Tabiat” tabirini kullanarak, Yüce Allah’ı inkâr sapıklığına ve bataklığa düşmekten kurtulamamışlar. 
 
Hâlbuki ilahî bir sanat eseri olan şu harika tabiatın kendisi nasıl sanatkâr olabilir? Zira kendisi, Allah’ın yazılmış mukaddes bir kitabıdır, kendi kendini yazamaz. Örülmüş bir nakıştır, nakış ustası olamaz. Yazılmış bir defterdir, defter tutup kayıt işleri yapan bir defterdar olamaz. Bir kanundur, kendi kudreti yoktur, Yüce Yaratıcının koyduğu kanunlar dairesinde hareket eder. İşlenmiş muntazam bir fiildir, kendisinin bir icraat yapması mümkün değildir. Emir tahtında yazılmış kaderinin mahkûmudur. Ancak kendisine biçilen görevi yerine getirmekle mükelleftir.
 
Yeryüzünün ve göklerin yaratılmasından, uzayın yıldızlarla süslendirilmesine ve dünya üzerinde yaratılan bütün hayat sahipleriyle şenlendirilmesine kadar her ne varsa, onun kuvvet, kudret ve marifetlerinin eseridir. Mevsimlerin değiştirilmesine, gece ve gündüzün birbiri peşi sıra gelmesine, bu dönüşüm içindeki muhtelif değişikliklerle olan bütün faaliyetlerden, yenilenmeye ve varlık âlemlerinin geliş ve gidişlerine kadar, kaderin bir hükmü ve Cenab-ı Hakk’ın isimlerinin âlemdeki tecellilerinin yansımaları olduğuna bütün zerreler şahitlik ederler.
 
Uzayın görevlileri olan yıldızların ve galaksilerin kendilerini yaratan Hâlık-ı Zülcelâl’e nasıl delil olduklarını hal lisanlarıyla anlatmalarından alınacak çok büyük dersler olduğu bir gerçektir. Uzay denizini nurlarıyla süslendiren yıldızlar, kendi lisanlarıyla maneviyatta gözleri kör olanlara güzel bir hutbe veriyor gibi ve Cenab-ı Hakk’ın harika sanatına nasıl şahitlik yaptıklarını anlatıyorlar.
 
Bu muhteşem yıldızlar Yüce Allah’ın birliğinin delilleri olarak, semada kendilerine tayin edilen yörüngelerde adeta dans edercesine akmaları, kâinatın yaratıldığı andan itibaren bu güne kadarki dönüşlerini “salise miktar” bile aksatmadan sürdürmeleri, kıyamete kadar da aksatmadan ve yollarını şaşırmadan devam ettireceklerinin delilidir. Bu muhteşem sistemi yaratan yüce kudret sahibini tanıyamamak, anlayamamak ve idrak edememek aklı ve düşüncesi olan insanoğluna yakışıyor mu?
 
Dünyamız güneşin etrafında daireye yakın elips şeklinde bir yörüngede dönerken, hızının saniyede 30 kilometre olduğunu bilmek ne kadar ürkütücü olsa bile, Kâinat Sultanının emin koruması ve kumandanlığı altında olmanın verdiği güven bizleri asla korkutmuyor. Aslında bizleri korkutan dünyanın bu muhteşem hızla dönüşü değil, bu kâinatı yoktan var eden kudrete itaat etmemek olmalıdır. 
 
Sizlere ilim adamlarının iddia ettikleri, inanılması güç ve idrakimizi zorlayan, hatta beynimizi allak bullak eden bir başka bilgiden bahsetmek istiyorum. Güneş sistemimiz, samanyolu galaksisinin merkezden 25 bin ışık yılı uzaklığında ortalarında bir yerdedir. Sistemimiz bu merkez etrafında galaksideki diğer yıldızlarla birlikte saniyede 220 kilometre hızla döner. Her bir turunu 240 milyon yılda tamamlar. 
 
Genişleyen evren teorisine göre galaksilerin hareketleri - hız terimi- ile ifade edilemez ama yine de Samanyolu galaksisiningök bilimcilerince,“Aslan burcundaki” takımyıldızlarına doğru saniyede 600 kilometre hızla hareket ettiği varsayılıyor.
 
Bütün bu hızlar sabit bir noktaya göredir. İlim adamları nihai hızı bulmak için bütün bu hızları üst üste koyup toplamanın doğru olmadığını söylüyorlar. Hareketler bazen aynı, bazen de ters yöndedirler. Bütün bunlar göz önüne alınıp, vektörel olarak toplanınca, galaksimiz dışındaki sabit bir noktaya göre hareket hızımız saniyede 390 kilometre çıkar. İnsanoğlu, bu harika kudret önünde nasıl olurda secdeye kapanmaz anlamak mümkün değil. Bu mükemmel sistemin oluşumuna ve aynı mükemmellikte faaliyetlerine devam etmesini tesadüf ile ifade etmek akıl işi değildir.Hangi akıl sahibi bu fikri savunabilir?
 
Gökyüzündeki bu şaşalı seyahat sahipleri akıl ve şuur sahiplerine,bu hareketlerinin kendilerine has bir zikir ve ibadetleri olduğunu göstererek, kendilerini yaratan ve mükemmel bir nizamla idare eden kudrete şahitlik yaptıkları gibi, yüzlerini aydınlatan mucizeyi meleklerle beraber seyreden gözler olarak da yaradılışlarını takdir ettiklerini gösteriyorlar.
 
Bediüzzaman Said Nursi, bir gün talebeleriyle kırlarda dolaşırken, birden yere kapanır, toprağa elleriyle sıkıca tutunur. Bir müddet öylece kalır, sonra ayağa kalkar. Talebeleri ne olduğunu sorunca;
-Dünyanın dönüşünü gördüm, beni üzerinden fırlatacak zannettim, onun için yere tutundum, der.
 
Her biri, birer ilahî sanat eseri olan yıldızlar, yaradılış ağacından, yıldız kümelerine kadar güzellik ve celâl sahibi bir Zat’ın hikmet eliyle uzaya takmış olduğu güzel meyveleri olduklarını, hakikate kulak tıkamış sağırlara haykırıyorlar.
 
Bu yıldızlar, “Semavatehli” diye adlandırdığımız uzaydaki görevli meleklerle, ruhlar âlemine hareketli birer mescit ve dönen birer mesken ve nur âlemi olarak kendilerine verilmiş ulvi görevleri yapıyorlar. Kendilerinin “Hak” söyleyen ayetler olduğunu söylüyorlar.
 
Her biri, Hakk’ın vahdaniyetinin ilancıları olduklarını, kendi lisanlarıyla üzerlerindeki Ehadiyet mührünü şuur sahiplerinin idrakine sunuyorlar. Böylece, O Kâinat Sultanının tekliğine, birliğine, kuvvet ve kudretine delil olduklarına hal dilleriyle şahitlik yapıyorlar ve kendilerini yaratan Yüce Mevlâ’ya ve tefekkür ehline sevdiriyorlar.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum