Karnesinde zayıf olan öğrenciye sert yaklaşmayın

Karnesinde zayıf olan öğrenciye sert yaklaşmayın

Gaziantep Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Psikiyatri uzmanı Dr. Bülent Çekem, karnenin çocuğun başarısından ziyade derslerinde bazı eksiklikler olduğunu göstermek için öğrenciye ve veliye verilen bir uyarı belgesi olduğunu söyledi.

Adem Yılmaz'ın Haberi

Çekem, karnenin öğrenciye verildiği gibi, aynı zamanda aileye de verildiğini belirtti. Karnenin, ailenin bir senelik ana-babalığının nasıl olduğunu da gösterdiğini kaydeden Çekem, ilk ve orta dereceli okulların yarı yıl tatiline girmesi dolayısıyla karne uyarısında bulundu.

Çekem, "Öğrenciler bir dönemin meyvesi olarak gördükleri karnelerini alacaklar. Karne günü bazı öğrenciler için mutluluk kaynağı olurken, bazı öğrenciler için korku kaynağı olabiliyor. Hatta intihar ve evden kaçma gibi istenmeyen bazı durumlara da meydan verebiliyor.'' dedi.


KARNE KORKUSU

Karne korkusunu, öğrencinin karneyi aldıktan sonra nelerin olacağı konusundaki zihinsel tasarlaması olarak tanımlayan Çekem, bu durumun olan değil, ancak öğrencinin olacağını düşündüğü durumlar olduğunu ifade etti.

Bu korkunun da öğrencinin zihninde problemlerin oluşmasına neden olduğunu ifade eden Çekem, özellikle sert ve baskıcı ailelerin çocuklarının, zayıf karne korkusunu diğer ailelerin çocuklarına göre daha fazla yaşadığını dile getirdi.

Evden kaçma, intihar gibi davranışların, bu ailelerin çocuklarında daha fazla görüldüğünü aktaran Çekem, bu ailelerin çocuklarının zayıf karne ile eve gittiklerinde fiziksel bir cezaya maruz kalacaklarını zihinsel olarak tasarladıklarını aktardı.


KARNE NEYİN GÖSTERGESİ?

Karneyi, çocuğun başarısından ziyade derslerinde bazı eksikliklerinin olduğunu göstermek için öğrenciye ve veliye verilen bir uyarı belgesi olarak tanımlayan Çekem, şöyle konuştu: "Karne çocuğun ilgi, yetenek, zekâ ve hayat okulundaki başarısının bir göstergesi değildir. Ünlü fizikçi Einstein'ı zekâ seviyesi düşük diye okuldan kovmamışlar mıydı? Karne öğrenciye verildiği gibi aynı zamanda aileye de verilmektedir. Ailenin ana-babalığının nasıl olduğunu da göstermektedir bu belge. Aileler, çocuklarına harçlık vererek; kitap, kalem, defter alarak okul hayatları süresince onların üzerindeki sorumluluktan kurtulduklarını düşünmektedirler. Bu doğru bir düşünce midir? Ailelerin en büyük sorumluluğu hayatı seven, insanları seven, sorumluluk almayı seven, başarının peşinde koşan, kendini gerçekleştirme basamaklarını hızla çıkan bir çocuk yetiştirmektir. Bu da onun cebine sadece harçlık koymakla değil, ona, onu sevdiğini hem sözle hem de davranışla göstermekle, ona güvenmekle, onunla sağlıklı iletişim kurmakla, onun kapasitesini kabul edip onu zorlamamakla olur. Çocuğunu, kendisi olduğu için sevmekle, onun 'o' olduğunu kabul etmekle gerçekleşir. O, sizlerin zihninizde oluşturduğunuz kişi değildir. O bir bireydir, o kendisidir. Aileler şunu asla unutmamalı: Zayıf karne, zayıf ana babalığın da göstergesidir.''


KARNE KORKUSUNU YENMEK İÇİN

Çekem, ailelere çocuklarının karne korkusunu yenmelerini sağlamak ve istenmeyen bazı davranışların oluşmasını önlemek için, şimdiki başarısızlığın ileriki yıllarda başarıya dönüşebilmesi adına, en önemlisi de ana-baba karnesindeki zayıf notlardan kurtulabilmek yolunda, çocuklarına karne zamanı olumlu yaklaşmalarını önerdi.

Ailelerin, çocukların karnesiyle ilgili duygularını, çocuğun kişiliğini incitmeden net bir şekilde anlatmasını tavsiye eden Çekem, "Başarılı olabilmesi için, onun arkasında olduğunuzu kendisine hissettirin. Çocuğunuzu kesinlikle suçlayıp yargılamayın. Ona 'tembel tavuk, geri zekâlı' gibi isim ve lakaplar takmayın. 'Seni kaportacıya çırak olarak göndereceğim, okuldan alacağım' gibi tehditler savurmayın. Onu eleştirip, emirler yağdırmayın. Çocuğunuzu arkadaşlarıyla, kardeşleriyle, komşularınızla kıyaslamayın. Unutmayın, o herkesten farklı olan ve sadece kendine benzeyen bir bireydir. Çocuğunuzu kesinlikle aşağılamayın. Arkadaşlarının yanında buna sakın kalkışmayın, kendine olan güven duygusunu zedelemiş olursunuz. Çocuğunuza sürekli olarak cezalandırma, bağırma gibi davranışlarla yaklaşmayın. Çocuğun kendi karnesiyle ilgili olarak anlattıklarını dinleyin, düşüncelerine önem verin.'' diye konuştu.


ÇÖZÜM YOLLARI ARAYIN

Her ana babanın çocuklarıyla ilgili bazı beklentileri olduğunu ve bunları onunla konuşmak gerektiğine dikkati çeken Çekem, "Çocuğunuzun karnesinde zayıflar olabilir. Ona açık kapı bırakın, kendini affettirebilmesi için yol gösterin. Çocuğunuzun ders başarısızlığının giderilebilmesi için, beraber çözüm yolları arayın. Çocuğunuzun zayıfı var diye ona tatilini zehir etmeyin, dinlenmesine fırsat verin. Ancak eksikliklerini gidermek için onunla beraber uygun bir plan yapın ve bunu uygulayın. Çocuğunuza, karnesi iyi de olsa kötü de olsa sizin onu seveceğinizi ve onun arkasında olacağınızı hissettirin." şeklinde konuştu.

Çocuktan başarı beklerken, onun kapasitesini de bilmek gerektiğinin altını çizen Çekem, yersiz kıyaslamaların olumsuz sonuçlar doğurabileceğini işaret etti. Her karne döneminde başarısızlık sorunu nedeniyle psikiyatriste başvuran öğrenci sayısının arttığını dile getiren Çekem, "Bu çocukların başarısızlık nedenleri araştırıldığında, ailedeki iletişim bozuklukları, ana babanın çocuğun kapasitesinin üstünde beklentilere sahip olması ve psikiyatrik rahatsızlıklar ön plana çıkıyor." ifadelerini kullandı.