Kerbela şehitleri 13 asırdır unutulmadı

Kerbela şehitleri 13 asırdır unutulmadı

İslam dünyasının yüz yıllardır kanayan yarası olan Kerbela şehitlerinin Şam'daki mezarları ziyaretçi akınına uğruyor.

Bostan Cemiloğlu'nun haberi

Ziyaretçilerin eksik olmadığı ehlibeyt mezarları özellikle Muharrem ayının gelmesi ile birlikte dolup taşıyor. Kerbela'da şehit edilen Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (SAV) torunu Hz. Hüseyin ve aile efradının Şam'da bulunan kabirlerine dünyanın bir çok ülkesinden gelen ziyaretçiler okudukları fatihalar ve yaptıkları dualarla o günün hüznünü yüreklerinde hissediyor.

Kerbela olayı İslam dünyasının içine bir hançer gibi saplanan ve yıllardır kanayan bir yara olarak hâlâ ilk günün sıcaklığını koruyor. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (SAV) torunu Hz. Hüseyin'in aile efradının olduğu 72 kişinin şehit edilmesi ile sonuçlanan facianın üzüntüsü, hüznü ve matemi Müslümanların gönlünde ilk günkü gibi duruyor. Miladi 10 Ekim 680 tarihinde gerçekleşen ve Emevi Halifesi Yezid'in askerleri tarafından gerçekleştirilen katliamda Peygamberin gülü Hz. Hüseyin ve aile efradının olduğu 72 kişi şehit ediliyor. Hasta olduğu için sağ bırakılan Hz. Hüseyin'in oğlu Hz. Zeynel Abidin'in dışında tüm erkekleri kılıçtan geçiren zalim güruhu, Hz. Hüseyin başta olmak üzere kestikleri 16 ehlibeytin mübarek başlarını Yezid'e sunmak üzere Şam'a getiriyor. Ağabeyi Hz. Hüseyin'in (r.a) mübarek başını Yezid'in önünde gören Hz. Zeyneb'in, "Yarın mahşerde ne diyeceksiniz! Allah Resulü soracak size, ne yaptınız torunuma? Çiçeklerimi niye soldurdunuz? Neden çiçeklerimi kuruttunuz? Bakalım ne diyeceksiniz?" haykırışları adeta sarayı inletiyor.

Hz. Hüseyin başta olmak üzere Şam'a getirilen mübarek başlar burada defnediliyor. Hz. Hüseyin'in mübarek başı Emevi Camisi'nde kendisi gibi başı kesilerek şehit edilen Peygamber Hz.Yahya'nın yakınında gömülürken, diğer 16 baş ise Şam'da Babı Sağir Mezarlığı'nda bir türbede bulunuyor.

Kerbela olayı tarihteki kara sayfada yerini alırken, Hz. Hüseyin başta olmak üzere Şam'da bulunan Kerbela şehitleri mezarları her gün dolup taşıyor. Kerbela şehitlerinin türbeleri Türkiye, İran, Afganistan, Azerbaycan gibi değişik ülkelerden gelen ziyaretçilerin akınına uğruyor. Günde yüzlerce kişi Kerbela şehitlerini ziyaret ederek, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed SAV ve ehlibeytine olan sevginin ve bağlılığını haykırıyor. Emevi Camisi'ni ziyaret edenler ilk olarak Hz. Hüseyin'in mübarek başının bulunduğu türbeyi ziyaret etmeden geçmiyor. Mezar başına gelen dünyanın çeşitli ülkelerinden Müslümanlar Peygamber torunu ruhuna fatiha okuyarak, o günlerin matemini ve üzüntüsünü bir kez daha yaşıyor. Gelen ziyaretçilerin kimileri Peygamber ehlibeytinin ruhuna Kuran'ı Kerim okurken, kimileri de yanı başlarında namaz kılarak dua ediyor. Hz. Hüseyin'in başının bulunduğu Emeviye Camisi'nin yaklaşık 500 metre ilerisinde ise Hz. Hüseyin ve Hz. Hasan'ın şehit edilen 16 aile efradının bir arada gömülü olan başlarının bulunduğu türbe yaşanan facianın bir kanıtı olarak duruyor. Buralara gelen ziyaretçilerde gördükleri manzara karşısında, "Zulmün bu kadarı olmaz" diyerek, şaşkınlığını dile getiriyor.

Ziyaretçilerin eksik olmadığı Kerbela şehitleri, özellikle Muharrem ayında yoğun bir ziyaretçi akınına uğruyor. İran, Pakistan, Azerbaycan'ın yanı sıra Türkiye'den de çok sayıda ziyaretçi gelerek kutlu günlerde Peygamber torunu Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitleri için dua edip kimileri ise gözyaşı dökerek o günleri tekrar yaşıyor.

Her hafta Türkiye'den yüzlerce ziyaretçinin geldiği Şam'da ziyaretçiler, Hz. Hüseyin'in yanı sıra Kerbela şehitleri, Hz. Yahya Peygamber, Bilali Habeşi Hazretleri, gibi bir çok sahabe ve kutlu insanı ziyaret ediyor.

Türkiye'den bir grup işadamı heyetiyle gelen Mustafa Haraç, Mübarek Muharrem ayı Aşure gününde Şam'a geldiklerini belirterek, "Kerbela'da şehit olan Hz. Hüseyin ve onun ehlibeytinin Kerbela'da yaşadıkları zorlukları hissetme adına Şam'a geldiklerini söyledi. Haraç, Hz. Hüseyin'in mübarek başının bulunduğu yeri ziyaret etmenin kendisi için büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu belirterek, "Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edildikten sonra kesilen mübarek başı Şam'a getirilerek gömüldüğü Emevi Camisi'nde Cuma Namazımızı kılmayı Allah bize nasip etti. Buralar bizim için çok önemli topraklar. Bizim ecdadın yüzlerce yıl hüküm sürdüğü topraklar olması hasebiyle önemli yerler. Bununla beraber Muharrem ayı ve Aşure günü münasebetiyle o zorlukları yaşama ve hissetme adına buralara geldik." şeklinde konuştu.

Ankara'dan gelen Hasan Yalçıntaş ise Muharrem ayının Müslümanlar için büyük bir önemi olduğunu ifade ederek, "Muharrem ayında Aşure gününde Kerbela şehitlerini ziyaret etmek amacıyla 9 kişilik işadamı grupu ile Şam'a geldim. Bu önemli mekanlardan bir tanesi Emevi Camisi'dir. Çünkü herkesin bildiği gibi Muharrem ayında acı bir hatıra vardır. Kerbela olayında şehit edilen Peygamber Efendimizin sevgili torunu Hz. Hüseyin'in mübarek başı Emevi Camisi'ndedir. Bunun için 9 arkadaş Ankara'dan Şam'a gelerek bu günlerde Hz. Hüseyin'in mübarek başını ziyaret ettik. Ve bu günleri bir kez daha yâd ettik. Bu mekanlarda bu mübarek günlerde bulunmanın hüznünü yaşadık. O günlerin vahametini anlama adına her Müslümanın buralara gelerek bu mübarek insanları ziyaret etmesini tavsiye ediyorum. Çünkü biz burada bu duyguları iliklerimize kadar hissettik." diyerek yaşadığı duygu atmosferini anlattı.

Araştırmacı Yazar Erol Çalı ise Muharrem ayının 10'unda yaşanan olayı "Hicranlı bir hadise, yürekleri yaran bir hadise yüreklerde bir sızı bir hançer" olarak tarif ediyor. Kerbela olayını anlatan araştırmacı - yazar Çalı, "O gün öğlene kadar savaş oluyor. Hz. Hüseyin başta olmak üzere ehlibeytin erkekleri şehit oluyor. Sadece Zeynel Abidin küçük bir çocuk olduğu için sağ kurtuluyor. Kadınlar ve çocuklarla birlikte Zeynel Abidin ile 16 ehlibeytin kesik başı Şam'a getiriliyor ve Şam'da defnediliyorlar. Aradan 13 asır geçmesine rağmen insanlardan siz o gün Hz. Hüseyin'in bedenini ortadan kaldırdınız ama sevgisini ortadan kaldıramadılar. Oluk oluk insanlar bu mübarek nesli ziyaret etmek için buralara geliyor. Göz yaşı döküyorlar. O günlerin acısını yüreklerinde hissetmek istiyorlar. Muharrem'in 10'unda insanlar bu mübarek yerleri ziyaretlerle dolup taşıyorlar." değerlendirmesinde bulunuyor.

"Bu olay keşke hiç yaşanmasıydı" diyen" Çalı, "Keşke Müslümanlar arasında böyle bir fitneye izin verilmeseydi. Ancak biz tarihte geçmişe kader nazarıyla bakıyoruz. Gelecek istikbaldir. İnşallah gelecekte bu problemler çözülmüş olacak. Başka Kerbelalar yaşanmasın." diye dileklerde bulundu.

Cihan