Mehmet Ali ERDEM

Mehmet Ali ERDEM

Kim beşer kim insan, anlama kılavuzu

Âdem de, insan da vücudu itibariyle bir beşerdir.

Yeme içme gibi hayvanlarda da ortaya çıkan ihtiyaçların hepsine sahiptir.

Âdemliğin ya da insanlığın özelliklerini gösterirken aynı zamanda bu beşeri ihtiyaçlarını da karşılamak zorundadırlar.

Her Âdem veinsan aynı zamanda bir beşer olmakla beraber,  her beşer insan ya da Âdem değildir. Beşerin bunun için akıl, fikir, duygu ve ruhsal olarak bir evrim geçirmesi, dönüşmesi gerekmektedir.

Nelerin değişmesi gerektiğini anlamak için öncelikle sahip oldukları özelliklerin birbirinden farklarını görmemiz gerekir.

Bir beşer suretlinin gerçekte sadece beşer mi olduğu yoksa insanlığa ve hatta Âdemliğe erişip erişmediğini anlamaya yarayacak bir listede insanlığın tüm tutum ve davranışlarının bulunması en doğrusu ve ideali olacaktır.

Aşağıdaki tablo ise bu iddiadan uzak, sadece ayırt edici göstergelerin, huyların, davranışların, tercihlerin, tavırların neler olabileceğine ilişkin mütevazı bir denemedir.

Doğrusunu ve tamamını yalnızca Allah bilir ve biz ise ancak kendi bilgi ve birikimimiz kadarı ile emarelerden anlamaya çalışırız.

 

Beşer

İnsan

Âdem

İdrak

Bilinç

Şuur

Ben/Biz merkezli

Hepimiz merkezli

Sen merkezli

Taraf

Etraf

Araf[i]

Kendinin, kabilesinin, sosyal, siyasal, iktisadi grubunun, topluluğunun çıkarını önceler

Toplumun ve tüm varlıkların çıkarını önceler

Merhamet, şefkat ve sevgi ile herkes/her şey için olabileceklerin en iyisi önceliğidir

Kendi için ister

Herkes için ister

Aslına kavuşmayı ister

Menfaati için sever

İnsan olduğu için sever

Yaradan için herkesi sever

Gurur

Onur

Nur

Kurallarla/kanunlarla zapt olunabilir

Ahlaklıdır

Şereflidir

İstek

Arzu

Rıza

Nimet

Fikret

Hikmet

Hırs

Hars (kültür)

Has

Deni

Medeni

Hassas

Bağnaz/Kaba

Olgun

Kâmil

Zarf

Mazruf

Zarafet

Hırçındır

Barışseverdir

Barış olmuştur

Fitne

Uzlaşı

Sulh

Siyaset

Dirayet

Feraset

Kabadır

Çevrecidir, hayvan severdir

Her şeyi Bir görür

Kızar/Hızar ehli (asıp, kesen, biçen)

“Kişiyi nasıl bilirsin? Kendim gibi…”

Nâzır/Hazır ehli (yardıma koşan)

“Kul sıkışmadan Hızır yetişmez”

Huzur/Zuhurat/Tevâfuk ehli

“Aşk tesadüfleri sever”

Cellat olur (Azrail’e yardımcı)

Cerrah olur (şifa aracı)

Ruh Doktoru(Cebrail’e yardımcı)

Ümit ile korku sarmalındadır

Ümit ile korkuyu dengeler

Ümit ile korkunun tam ortasındadır

Tercihleri (cüzi iradesi) ile dünyayı cehenneme çevirir

Tercihleri (cüzi iradesi) ile dünyayı cennete çevirir

Külli iradeye dâhil olarak Cemali seyreder

Suçlu da olsa gücünü kullanır

Güçlü de olsa adaletli davranır

?

Zulme meyledebilir (Zalim)

Adaletli davranmaya meyilli (Adil)

?

Dış etkilere çok açık

Dış etkileri vicdanının sesiyle dengeler

Vicdanın sesi dış etkileri silikleştirir

Somut

Soyut

Boyut

Metelik

Mertlik

?

Nicelik

Nitelik

?

Yükseklik

Yücelik

Ululuk

İşine yarayanı bilir

İşe yarayanı bilir

Yâri arayanı bilir

Kazanmalı

Oynamalı öyle kazanmalı

Oynamalı, seyretmeli, görevini yapması kazanmasıdır

Sonuç odaklı

Namaz

Süreç ve Sonuç odaklı

Abdest, Namaz

Samimiyet, Süreç ve Sonuç odaklı

Niyet, Abdest, Namaz

İfade

Tefekkür

İlham

Bilgiç

Bilgin

Bilge

Bencil akıl merkezlidir

Ortak akıl merkezlidir

O akıl ve Ruh merkezlidir

Umulur ki kafiye için manayı feda etmemişizdir. Soru işaretli (?) yerlerde böyle bir feda ve zorlama olmaması için boş bırakılmıştır. Önerileriniz aydınlatıcı ve bilgilendirici olacaktır.

Konuyu bir örnek ile açıklamak gerekirse; İnsanlarda en temel sayılabilecek 79 huy/alışkanlık/tercih olduğunu varsayalım:

Cömertlik-Cimrilik, Cesaret-Korkaklık, Fedakârlık-Bencillik, Çalışkanlık-Tembellik, Tevazu-Kibir, vb.

Bir beşerin insana dönüşebilmesi için,79 olarak var saydığımız özelliklerin en az 40’ının iyi olması ya da kötüden iyiye değişmesi gerekir. Aşağıdaki kesirlerde pay iyi özellikleri, payda tüm özellikleri temsil etmektedir.

Beşer                                                İnsan                                                Âdem

0/79…….39/79                            40/79……..79/79=1                      79/79=1  + Ruh

(İnsanda üst sınır 78/79 olmalı, 79/79 olduğunda Âdem olur diye akla gelebilir. Ancak insan tamamen ahlâklı olsa, Peygamberî nimet ile güzel ahlâkı tamamlansa dahi Âdemiyet için Allah’ın ayrı bir lütfuna gerek vardır. O noktaya gelinmeden elde edilmez ama o noktaya gelince elde edilecek diye de bir kayıtyoktur.)

1= Bütün insanların hürmet etmesi gereken insaniyet makamı

1 + Ruh= Bütün insanların, meleklerin ve tüm varlıkların secde etmesi gereken Âdemiyet makamı

Çalışmadan olmaz ama çalışmakla da ele girmez bir hazinedir Âdemiyet.

Âdem, Âdemiyetine destek olacak, ona zarar getirmeyecek tarzda beşeri ve insani tavırları sergilemelidir.  Yoksa toplum içinde saygın bir şekilde yaşamını[ii] sürdürmesi mümkün olmaz.

Âdemin dahi en azından kimseye muhtaç olmayacak kadar dünyalığının olması gerekir. Bazen diğer insanlar ve varlıklar için doğrudan ya da onların faydasına olacak şekilde dolaylı olarak harcamak için bir araçtır dünya malı.

Âdem farklı boyuttan aldığını insanların anlayacağı soyut kavramlara ve oradan da beşerin idrakine hitaben somut örneklerle aktarabilmeli/anlatabilmeli ki toplumun tümüne faydalı olabilsin, yol gösterebilsin.

Bu nasıl olabilir?

Aynı anda olmasa da insanlığın 3 boyutu birlikte yaşanarakilham,tefekkürleifade edilebilir. Farzı muhal diyerek örnek verecek olursak; rıza boyutundan alınan Âdemî(e)İlahi vazifeye karışmadan vazifenizi yapın” emrinin “Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir; menfi hareket değildir” ifadesi ile insanlara ve “İsyan etmeyin!” sözüyle de beşere aktarılmasıdır.

Merkezin, vasatın, itidalin, sırât-ı müstakîmin, marifetin ölçüsü o olsa gerektir ki:

Aklı ile sırda, gönlü ile huzurda, ruhu ile vahdette, kalbi ile bulunduğu koordinatlarla birlikte evrendeki tüm varlıklarla olunsun.

Bedeni ile beşeriyetin,  aklı ile insanlığın ve ruhu ile Âdemiyetin hakkı verilsin.

İnsan olmadan mümin olabileceğimizi, bu dünyayı insanlara cehenneme çevirerek cennete gidebileceğimizi sanıyorsak aldanıyoruz demektir.

İlahi bir sosyal yasadır ki: Biz değerler itibariyle değişip değerlenmediğimiz sürece yaşadığımız-yaşayacağımız bireysel ve sosyal hayatın kalitesinde bir değişme olmayacaktır.

Yazının bütünüyle ilgisi yok gibi görünse de yazıyı ve tabloyu tekrar inceleyince vardığım bir yargıyı sizlerle paylaşmaktan kendimi alıkoyamadım:

Batının refahını sadece emperyalizme bağlamak safdilliktir.

İlim ve teknolojideki üstünlüklerini bizden daha ileri ve barış içinde olmalarının tek sebebi olarak görmek de doğru değildir. Hep batıyı ve başkalarını suçlamak yerine ahlaki yoksunluğumuz için kendimizi önce sorgulayaraksonra da düzelterek kısır döngüyü kırmamız mümkün olacaktır. Önce ahlakta sonra ilimde ve fende onları geçeceğiz; tarih boyunca da ancak böyle olmuştur.



[i]Araf, kötüler ve iyilerin nihai ahiret mekânları arasında olduğuna inanılan yer, çoğunlukla dağ. Araftakiler cennetlikleri ve cehennemlikleri görebilirler ama cehennemden yüz çevirirler. İslam dininde bu kavramın adı Araftır. Diğer dinlerdeki benzer yerler için de Türkçede anlam ve kullanımının oturmuş olması sebebiyle, bu adın kullanıldığı olur. Her inançta Araf anlayışı farklıdır. Sözcük olarak, Arapça"kum tepesi" anlamındaki "urf"un çoğul halidir.http://tr.wikipedia.org/wiki/Araf

[ii]Hayat ile yaşam aynı manaya gelmemektedir. Hayat daha ziyade nitelik yaşam ise nicelik ile ilgilidir. Örnek cümleler: “Bizimki de hayat mı? Olsa olsa yaşamak” veya “55 senelik yaşama çok şeyler sığdırdı, renkli ve güzel bir hayatı oldu”.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum