Kitap fuarı hep aynı gibi

Kitap fuarı hep aynı gibi

Kitap fuarı bu yıl binlerce kişiyi ağırladı, bazı yayınevleri satıştan memnun kalırken bazıları eleştirdi ama cam fanus göze çok battı

Kimi için sevdiği yazarla sohbet etme fırsatı, kimi için yılda zaten bir kere alınan kitabın indirimli adresi, kimi içinse sadece bir pazaryeri. Bu sene 28’incisi düzenlenen İstanbul Kitap Fuarı’nda binlerce kitap görücüye çıktı. Anateması Kültürlerarası Diyalogda Çeviri, Onur Konuğu da Cevat Çapan olan fuarı 329 bin kişi ziyaret etti. Her şey iyiymiş gibi görünse de fuarın Beylikdüzü’nde oluşu yıllardır olduğu gibi hâlâ sorun yaratmakta. Tabii servis çilesini de bu olumsuzluklara dahil etmek gerek. Bu sene fuardaki en ilginç olan şüphesiz Turgut Özakman’ın imza gününde gerçekleşti.

Cam fanus ve koruma ile imza günü
Kitap fuarının en büyük amacı yazarla okuru buluşturmak, kültürleri birarada tutmaktır. Yani okur o en sevdiği kitabın yazarının yanına gider, kitapla ilgili görüşlerini paylaşır, imza alır, fotoğraf çektirir. Bu aslında çok basit ama okurla yazarı buluşturmak açısından önemli bir paylaşımdır. Yazar okurdan, okur da yazarın dünyasından beslenir. Bu seneki kitap fuarında Şu Çılgın Türkler kitabıyla satış rekorları kıran yazar, imza gününde biz çılgın Türklere sağlam bir mesaj verdi ve imza gününü yine cam bir fanus içinde gerçekleştirdi. Okurla yazarının arasına giren şey ise Domuz Gribi’ydi. Okurlar kitapları ve isimlerini fanus aralığından korumalara vererek kendisine ulaştırdılar, ağzını ve burnunu tıbbi bir maske ile kapatan Özakman eldiven kullanarak kitapları imzaladı ve yine korumaları aracılığıyla kitapları saatlerce kuyrukta bekleyen okura ulaştırdı. Ayşe Kulin, Hilmi Yavuz, Elif Şafak gibi yazarlarınsa gripten korkmadıkları her hallerinden belliydi. Bu yıl en çok satan kitaplar daha çok satmaya devam ederken, en çok tanınan yazarların yanında bile duramadı yeni ve genç yazarlar. Yani aslında değişen pek bir şey yoktu ama biz yine de yayınevleri genel yayın yönetmenlerine bir umut sorduk “Kitap Fuarı nasıl geçti?” diye...

Kanat Kitap
(Mustafa Arslantunalı)
İstanbul Kitap Fuarı...
Önce biraz redaksiyon yapalım: İstanbul, yanlış. Orası İstanbul’un epey dışında bir yerlerde. Kitap kelimesine sonra geleceğiz, ama Fuar’ın da üstünü çizip panayır yapalım. Eğri oturup doğru konuşmalı, en büyüğünden en küçüğüne bütün yayınevlerinin ziyaretçilere doğrudan satış yapmaya çalıştığı bir yere fuar denmez. Bizimki fuar taklidi yapan bir panayır, üstelik İstanbul’da değil, Beylikdüzü’nde...

İthaki Yayınları
(Ahmet Öz)
Fuarın genel havası ve niteliğinde İthaki açısından hiçbir değişiklik olmadığını ve dolayısıyla bizim açımızdan fuarın geçen yıldan farksız geçtiğini, yani ticari anlamda memnun olduğumuzu ancak zannımca okur açısından ve kültürel anlamda son derece başarısız bir organizasyon olduğunu söylemek isabetli olacak. Sadece ticari bir faaliyet söz konusu burada. İddia edildiği gibi kültürel bir organizasyon olmadığı teslim edilse belki sorun kalmaz organizatör açısından. Böylelikle adlandırma bir beklenti oluşturmaz ve muhatabı da neyle karşı karşıya olduğunu bilir. Hasılı kelam her yılki kadar iyi ve her yılki kadar kötüydü fuar; sorun, sorunlardan ders çıkarılarak herhangi bir düzeltmenin gerçekleştirilememiş olmasında.

Turkuvaz Kitap
(İlknur Özdemir)
Ekonomik krizin sürmesi, Domuz Gribi, Beylikdüzü’nün uzaklığı ve ulaşım zorluğu ve ilk 4-5 günün yağmurlu olması gibi faktörler bir araya gelince bu yıl Tüyap’ta her şeye rağmen bir durgunluk yaşandı.

Tüyap yönetimi düzgün bir ortam ve düzgün koşullar sağlamak için yeterli gayreti gösterdi ancak yayıncıların büyük çoğunluğu eski fuarların özlemini duydu. Satışlar bir kısım yayınevleri için arzulanan seviyelerde olmadı. Ziyaretçi sayısının geçen yılın üzerinde olduğunu düşünmüyorum. Bu kadar iyi hazırlanmış kitap fuarının yeniden kent içine alınmasının, yaşayan bir dokunun içinde yer verilmesinin, şikayetleri gidereceğine, fuara yeniden Tepebaşı’ndaki görkemi ve ilgiyi sağlayacağına inanıyorum.

Tudem Yayınları
(Sinan Çam)
Fuarın bizim açımızdan bir çıkış yılı olduğu söylenebilir. Genel tabloya bakmak gerekirse, tüm yayınevlerinin ortak sıkıntısı az ziyaretçi olması ve gelenlerin geçen yıllara göre pek alışveriş yapmamalarıydı. Bu durum, Tudem açısından hem alanını büyütmesi, hem yayımladığı 80 kitap sayesinde pek böyle hissedilmedi. Ancak, gerek İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün gerekse İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği desteğin azaldığını gördük.

Everest Yayınları
(Sırma Köksal)
Fuar az bir ziyaretçi ile başladı. İlk hafta sonu ziyaretçi sayısı sanırım bütün yayınevleri için hayal kırıklığı yaratmıştır. Ancak neyse ki korkusuz Türk milleti, bunların üstesinden gelerek her zamanki yoğun ilgisini gösterdi fuara da geçen yıllardaki ilgiye ulaştık.

NTV Yayınları
(Sevin Okyay)
Çok tatmin edici bir fuardı. Genç yayınevimizin okurlara ulaşmadaki başarısının bir sonucu diyorum. Kendi gelişimimizi, yıldan yıla Kitap Fuarı’nda saptamak bizi memnun ediyor.
Taraf