Mehmet ARSLAN
Kuran okumak-2
Kuran okumak çok önemli. Onu okuyan ve yaşayan için kabirde dost, kıyamet gününde şefaatçi, cennette arkadaş ve cehennem ateşinden koruyan bir kalkan olur. Onun için Hz. Peygamber (asm), sahabe ve diğer kâmil insanların hayatı Kuranı okumak ve yaşamakla geçmiş.
Bugün Müslümanlardan Kuranı okuyamayan ne kadar insan var. Bu büyük bir eksikliktir. Çünkü ibadetin noksansız olması Kuranı düzgün okumakla olur. Herkesin öğrenip okuması için gayret etmesi elzemdir.
Kuranın duvarda günlerce asılı kalması veya dolaplarda hapsedilmesi de yanlış. Düzenli okunması gerektiğini daha önce ifade etmiştik. Sahabelerden üç günde bir Kuranı hatmedenler olmuş. Bilinen bir gerçek var ki, Allahın dostu insanlar her gün düzenli olarak Kuran okumuşlardır.
Kuranı düzenli ve devamlı okuma fırsatı bulamayanlar için Bediüzzaman şöyle buyuruyor:
Herkes, her vakit Kurâna muhtaç olduğu halde, ya gabâvetinden veya başka esbâba binâen, her vakit bütün Kurânı okumayan veyahut okumaya vakit ve fırsat bulamayan adamlar, Kurândan mahrum kalmamak için, herbir sûre, birer küçük Kurân hükmüne, hattâ herbir uzun âyet, birer kısa sûre makamına geçer. Hattâ, Kurân Fâtihada, Fâtiha dahi Besmelede münderîc olduğuna, ehl-i keşif müttefiktirler. Şu hakikate bürhan ise, ehl-i tahkikin icmâıdır. Sözler 362
Üstad Kuran okumamayı gabavet veya başka bir sebebe bağlamaktadır. Başka yerde de gafletten okunmadığını belirtiyor. Müminin bu sıfatlardan uzak olması lazımdır.
Kuran okunmalıdır. Ancak Kuran hakikatlarını mütalaa etmek de onu okumak gibidir. Bediüzzaman şöyle buyuruyor:
İnşallah, Kurâna ait mesâille iştigal, bir nevi mânevî mütefekkirane Kurân okumak hükmündedir. Hem ibadet, hem ilim, hem marifet, hem tefekkür, hem kıraat-i Kurân mânâları risalelerin istinsah ve mütalâalarında vardır itikadındayız. (Barla Lahikası, 176)
Kuran okunmanın özel bir zamanı yoktur. Hayırlı ibadet az da olsa devamlı olanıdır. Her gün okumak için belli bir zaman ayırmak en uygunudur. Gündüz de gece de okunması sevaplı, bereketli ve en kazançlı iştir. Ancak gece okumanın fazileti konusunda Ayet-i Kerime şöyledir:
"Geceleyin onunla (Kurân) teheccüd kılmak için kalk" (İsra,79) buyurmaktadır. Bu âyeti bazı âlimler şöyle açıklar: Gecenin derinliklerinde, kalbin bütün meşgale ve eğlencelerden uzak kaldığı anlarda kişinin okuduğu Kurân, nefse ağır ve vücuda yorucu gelse bile, daha etkili olur ve kalbe yerleşir.
"Gecenin yarısında kalk (namaz kıl), yahut bundan biraz eksilt. Veya bunu artır ve ağır ağır Kurân oku." (Müzzemmil, 73/34) Bu âyeti müfessir Hazin şöyle izah ediyor:
Allah gece namazını emredince, peşinde Kurân okumayı zikretti. Efendimize, okuyacağı Kurân'ı yavaş yavaş okumasını emretti ki, kalbi tam bir huzura kavuşsun, âyetlerin mânâlarını düşünsün, istiğfar âyetlerini okuduğunda istiğfarda bulunsun, vad ve vaîd âyetlerini okuduğunda korku ve ümit meydana gelsin, kıssa ve darb-ı meselleri okuduğunda ibretler alsın, böylece kalbi Allah'ın marifetiyle nurlansın." (Lübâbü't-Te'vil, 4/165)
Peygamberimiz de gece Kuran okumakla ilgili şöyle buyuruyor:
"Kurân öğrenin ve okuyun. Çünkü Kurân öğrenip okuyan ve gecesini onunla ihya eden kimse, misk dolu ve kokusu her tarafa yayılan kap gibidir" buyurur (Tirmizî, "Edeb," 79).
"Kim gece on âyet okursa gafillerden sayılmaz. Yüz âyet okuyan kânitînden, bin âyet okuyan ise mukantarînden sayılır" (Ebû Davud, "Salât," 326, HN: 1398)
"Kıyamet günü Kurân, 'Ya Rabbi! Ben bu şahsı, beni okuduğu için gece uykusuz bıraktım, izin ver ona şefaat edeyim" diyecektir" (İbn Hanbel, Müsned, 2/174)
Bir hadiste de, ancak iki kişinin kıskanılabileceği, bunlardan birinin de Kurân öğrenip gece gündüz okuyan olduğu belirtilmektedir. (Buharî, "Fezailü'l-Kurân," 20)
Hz. Peygamber Efendimiz gece kalkar teheccüd namazı kılardı. Gece namazı peygamberimize vacipti. En az iki rekat olmakla beraber genellikle sekiz rekat kılarlar ve her rekatta uzunca Kurandan okurlardı. Buna ilave olarak her gece İsra ve Zümer sûrelerini de okur ve bunu bir hizip olarak sürdürürlerdi (Buharî, "Tefsiru Sûre 17, 1).
Annemiz Hz. Aişe gece namaz ve okumakla ilgili şöyle rivayet ediyor: Hz. Peygamber Allah tarafından her gece uyandırıldı ve seher vakti gelmeden mutlaka hizbini bitirirdi. (Ebû Davud, "Tatavvu," 22).
Hz. Peygamber teheccüd namazında uzun Kuran okuduğu vakidir. Hz. Huzeyfe, Efendimiz'le namaz kıldığını ve O'nun bir rekâtta Bakara Sûresi'nden başlayarak Nisa Sûresi'nin sonuna kadar okuduğunu belirtmektedir.
Hz. Peygamberin bu ibadetini esas alan Hz. Osman, bazen gece boyunca kıldığı iki rekât namazda bütün Kurân'ı hatmederdi. (Taberî, er-Riyadü'n-Nadra, 2/42)
Mansur b Mu'temir (132/749) gecesini üçe böler, bir kısmında Kurân okur, bir kısmında ağlar, bir kısmında da dua ederdi (İbnü'l-Cevzî, Sıfatü's-Safve, 2/115)
Hz. Peygamber, bir gece Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer'e uğramıştı. Hz. Ebû Bekir'in çok sessiz, Hz. Ömer'in ise sesli Kurân okuduklarını görmüş ve sabah onlarla karşılaştığında, Hz. Ebû Bekire sesini biraz yükseltmesini, Hz. Ömer e de biraz alçaltmasını emretmişti.
Kuran ile hem hal olmak, okumak, anlamak, hazmetmek ve yaşamak gayemiz olmalı. Allah bizleri bu manada muvaffak eylesin. Âmin
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.