Kurban etini iyi pişirin ama yakmayın
Kurban Bayramı'na sayılı günler kala, uzmanlardan et tüketimiyle ilgili uyarılar gelmeye devam ediyor.
Adem Elitok'un Haberi
Kurban Bayramı'na sayılı günler kala, uzmanlardan et tüketimiyle ilgili uyarılar gelmeye devam ediyor. Bayramla birlikte et tüketiminde artış gözleneceğini belirten uzmanlar, tüketilecek etin iyi pişirilerek yenmesini öneriyor. Aksi halde sindirim sisteminde hazımsızlık gibi birçok sıkıntının oluşabileğe dikkat çeken uzmanlar, etin fazla pişirilmesi durumunda üzerinde oluşabilecek yanıkların da kanserojen olabilecek bileşimler içerdiği uyarısında bulunuyor.
Acıbadem Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülay Hamzaoğlu Öztürk, kurbanın kesilmesi ile birlikte tüketme isteğinin ortaya çıktığını hatırlattı. Etin belli bir bekletme süresi olduğunu vurgulayan Öztürk, "Etin, ölüm katılığı dediğimiz sertliğinin kaybolması gereklidir. Bunun için en az 24 saatlik bir süre geçmelidir. Bu süre beklenmediğinde etin pişmesi zorlaşmaktadır ve iyi pişmemiş bir et yapısında mikroorganizmaları barındırabilmektedir. Ve böyle bir etin tüketilmesi sindirim sistemimizde hazımsızlık gibi sıkıntılar yaratabilir." dedi.
Etin pişirilmesinde iç sıcaklık ve iç pişkinliğinin önemli olduğunu da ifade eden Öztürk, bunu sağlamaya çalışırken aşırı pişmişliğin etin protein yapısının bozulmasına ve üzerinde yanık bir yüzeyin oluşmasına neden olabildiğini vurguladı. Etin üzerindeki yanık yüzeyde kanserojen olabilecek bileşimlerin varolduğunu belirten Öztürk, "Eti az pişirmemeye gayret ettiğimiz gibi aşırı pişirmemeye de dikkat etmeliyiz." diye konuştu.
"RİSK GRUBUNDAKİ HASTALAR DİKKAT"
Öztürk, kalp damar hastalığı, GUT hastalığı, hipertansiyon problemi ve böbrek yetmezliği olan hastaların, belirgin bir kolesterol ve doymuş yağ kaynağı olan et grubunu, sık tüketmemesi gerektiğini kaydetti.
Kırmızı etlerin görünen yağlarından temizlense de ortalama yüzde 20 yağ içerdiklerini belirten Gülay Hamzaoğlu Öztürk, risk grubundaki hastalar için de şu uyarılarda bulundu: "Et grubunun iki öğün olarak değil, sadece bir öğünde sofrada bulunmasına özen gösterilmeli. Et grubu, daha çok öğlen öğününe konulabilir; diğer öğünler de sebze, çorba ve tahıllar olarak daha bitkisel kaynaklı gıdalar ile tamamlanabilir. İlk gün tüketilen sakatatlara dikkat edilmeli. Görünür yağları ve zarları temizlenip çok iyi pişirilerek tüketilmelidir. Sakatatları kalp problemi, yüksek tansiyon problemi olan hastalar hiçbir şekilde tercih etmemeli. Gut hastalığı olan (ürik asiti yüksek olan) hastalar da et grubunu dikkat etmeli. Bu hastalar, et grubu tüketimi ile aynı güne veya üst üste diğer ürik asit kaynaklarını denk getirmemelidirler. Et lifli kaynaklardan bol olan sebze ile pişirilmeli ya da salata, haşlanmış veya buharda pişirilmiş sebzeler etin yanında garnitür olarak tüketilmeli. Böylelikle kolestrolün vücutta birikmesi önlenebilir. Ayrıca beslenmede sebze ile beraber meyve grubuna da yer vererek, bayram süresindeki et ağırlıklı beslenmenin getirdiği barsak hareketlerindeki yavaşlamanın önüne geçilebilir. Risk grubunda olsun olmasın günlük su gereksinimiz olan 2- 2,5 litrelik su yine bayramda da karşılanmalı. Su tüketimi özellikle hareketin azalması ve et tüketiminin artışı ile yavaşlamaya eğilimi olan barsak fonksiyonları için gereklidir."