LYS yasakçılarına suç durusu
Lisans Yerleştirme Sınavı'na (LYS) perukla girmesine izin verilmeyen öğrenci, sınav görevlisi hakkında suç duyurusunda bulundu
Ahmet Temiz'in haberi:
Osmaniye Fen Lisesi'nde LYS matematik sınavına perukla girmek isteyen Zehra Aldemir, tartaklanarak okul kapısına çıkarıldığını iddia etti. Sınav başlamadan 40 dakika önce sınava gireceği salona giderek psikolojik olarak rahatlamak isteyen Aldemir, peruk takmasına rağmen dini inançlarına ve kendine hakaret edildiğini kaydetti. Başından geçenleri Mazlumder Gaziantep Şube Başkanı Abdurrahim Çelik'e anlatan Aldemir düzenlenen basın toplantısının ardından adliyeye giderek suç duyurusunda bulundu.
LYS mağduru Zehra Aldemir, sınav yerinde başından geçenleri şöyle anlattı: "LYS matematik sınavına girmek için Osmaniye Fen Lisesi 3. kat 13 nolu salon 10. sıraya oturdum. Henüz sınav başlamamıştı ve sınavın başlamasına 40 dakika vardı. Ben sadece yerimi görmek ve psikolojik açıdan rahatlamak için oturdum. Görevlilerden bir tanesi yanıma gelerek başörtülü sınava giremeyeceğimi ve başörtülü olarak sınava girmenin yasak olduğunu söyledi. Ben de başörtülü olarak girmeyeceğimi yalnız yerimi görmek için oturduğumu ve perukla sınava gireceğimi söyledim. Peruğumu taktım sırama oturdum. Sınavıma konsantre olmaya başladım, sınava 10 dakika kalınca görevli hanım yanıma gelerek; sınava böyle giremeyeceğimi peruğumu çıkarmamı söyledi. Ben de perukla sorun olmayacağını söyleyince, yüz ifadesini sertleştirerek ve ses tonunu yükselterek bana 'biz başımızı açınca bir şey mi oluyor, bir saatten bir şey olmaz, başını aç' diye bağırmaya başladı. Ben sınava böyle girmenin bir sorun teşkil etmeyeceğini ısrar edince, salon görevlisi Necla isimli bayan; beni salondan zorla çıkarttı. Ve bir kat aşağıdaki lavaboya çekti. Bunu duyan iki gözetmen ve bir polis memuru daha geldiler. Lavaboda bayan gözetmen 'başını aç, yoksa giremezsin sınava, sınavın yanar. Seni böyle sınava almam' ifadesini kullandı. Ben de başımı açamayacağımı, perukla gireceğimi söyleyince bayan görevli Necla, elini peruğuma atarak 'aç başını' dedi. Beni 20 dakikadan fazla lavaboda tuttu. İnancımı aşağıladı, sınava girmeme engel oldu. Sınav başlamıştı ve görevli hanım ve diğerleri hala beni iknaya çalışıyorlardı. Ben yine sınava girmeyeceğimi ve üstüme gelmemelerini söyledim. Bunun üzerine bayan bağırarak 'ne halin varsa gör. Çık dışarıya' diyerek kolumdan tutarak lavabodan çıkış kapısına kadar beni çekiştire, çekiştire getirdi. Tartaklanarak, hakaretlere maruz kalarak sınava girişim engellendi."
Mazlum der Gaziantep Şube Başkanı Abdurrahim Çelik, "Halkın yüzde 80'i başörtüsü yasağının kaldırılmasında hemfikirken LYS'de bile gençlerin zulme tabi tutulduğunu görüyoruz." dedi. Çelik; "Devlet, vatandaşlarının eğitim ve öğretimini yalnızca üstlenmekle kalmamış, aynı zamanda vatandaşları arasında fırsat eşitliğini sağlamak, bu görevini tam bir adalet ve eşitlik içinde yerine getirmeyi de yüklenmiştir. Ancak görüyoruz ki devlet bir sınavda bile bu eşitliği sağlayamıyor. Örtülü ve peruklu genç kızların sınav salonlarına alınmasını dahi temin edemiyor. Anayasanın 42. maddesi, 'Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir' hükmünü içermektedir. Engelleyenler ise Türk Ceza Kanunu'nun 175. ve 188. maddesi gereğince cezalandırılır. Ancak bu durum devletin memurları tarafından çiğneniyor." açıklamasını yaptı. Bu yasağın mevzuata rağmen fiili durum oluşturularak mesnetsiz bir şekilde uygulandığını söyleyen Çelik, "Ancak biz yılmayacağız. Bu kamu görevlileri hakkında bir yandan yetkili mercilere suç duyurusunda bulunacağız, diğer yandan da bu yasakçıların halkımız nezdinde bilinmesi için gerekli çalışmaları başlatacağız. Hukuka ve toplum, vicdanına uygun olmayan bu yasakları uygulamaya hiçbir kişi ve kurumun hakkı ve hukuku yoktur." şeklinde konuştu.
Çelik, sözlerine şöyle devam etti: "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 20 Mart 1952'de imzalanan Birinci Protokolü'nde 'Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir' ifadeleriyle eğitime hiçbir şey engel olamaz."