Mahşer gününün şefaatçisi
Günlük Risale-i Nur dersi...
Bismillahirrahmanirrahim
Duanın tesiri azîmdir. Hususan dua külliyet kesb ederek devam etse, netice vermesi galiptir, belki daimîdir. Hattâ denilebilir ki, sebeb-i hilkat-i âlemin birisi de duadır. Yani, kâinatın hilkatinden sonra, başta nev-i beşer ve onun başında âlem-i İslâm ve onun başında Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmın muazzam olan duası, bir sebeb-i hilkat-i âlemdir. Yani, Hâlık-ı Âlem, istikbalde o zâtı, nev-i beşer namına, belki mevcudat hesabına bir saadet-i ebediye, bir mazhariyet-i esmâ-i İlâhiye isteyecek bilmiş, o gelecek duayı kabul etmiş, kâinatı halk etmiş.
Madem duanın bu derece azîm ehemmiyeti ve vüs'ati vardır. Hiç mümkün müdür ki, bin üç yüz elli senede, her vakitte, nev-i beşerden üç yüz milyon, cin ve ins ve melek ve ruhaniyattan had ve hesaba gelmez mübarek zatlar, bil'ittifak zât-ı Muhammedî Aleyhissalâtü Vesselâm hakkında rahmet-i uzmâ-i İlâhiye ve saadet-i ebediye ve husul-ü maksud için duaları nasıl kabul olmasın? Hiçbir cihetle mümkün müdür ki, o duaları reddedilsin?
Madem bu kadar külliyet ve vüs'at ve devam kesb edip lisan-ı istidat ve ihtiyac-ı fıtrî derecesine gelmiş. Elbette o zât-ı Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm, dua neticesi olarak öyle bir makam ve mertebededir ki, bütün ukul toplansa, bir akıl olsalar, o makamın hakikatini tamamıyla ihata edemezler.
İşte, ey Müslüman, senin rûz-i mahşerde böyle bir şefîin var. Bu şefîin şefaatini kendine celb etmek için, sünnetine ittibâ et. (Mektubat Sh. 290)
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
KÜLLİYET: Çokluk.
GÂLİB : Üstün, yenen, mağlûp eden; ekser, çoğunluk.
SEBEB-İ HİLKAT-İ ÂLEM : Âlemin yaratılış sebebi.
HÁLIK-I ÂLEM : Bütün evreni yaratan Allah.
NEV'-İ BEŞER : İnsanlar, insan nev'i.
MAZHARİYET-İ ESMÂ-İ İLÂHİYE : Allah\'ın güzel isimlerini göstermeye nâil olma.
VÜS\'AT : Genişlik.
RÛHÂNİYÂT : Ruhânîler, cisim olmayıp gözle görülmeyen cin ve melâike gibi mahlûklar.
RAHMET-İ UZMÂ-İ İLÂHİYE : Allah\'ın büyük, geniş rahmeti.
HUSÛL-Ü MAKSUD : Maksadların meydana gelmesi.
KESB : Çalışmak, emek sarf etmek, işlemek, yapmak, kazanmak.
LİSÂN-I İSTİDAT : Kabiliyet dili.
İHTİYAC-I FITRÎ : Yaratılıştan olan ihtiyaç.
UKÛL : Akıllar.