Eyüp OTMAN
Mahzûn Kâbem!...
Kâbemin çevresini, kaplamış Koca Devler,
Mağrur ve mütecessim; Bina denilen evler.
Hâlâ yükselmekteler; yek-pâre ve büsbütün,
Kâbem ki; Kametiyle, görünürdü daha dün.
Çin Seddi’ne mümâsil, çevrilmiş çepe-çevre,
Kâbe’yi değil de sen; Taş duvarı seyreyle.
Avuç içinde Kâbe, Kalp gibi sıkışmakta,
O hâli gören Hüccac, bil ki; mahzûn olmakta.
Dünden tâ bu güne; Tek Kâbe kaldı Yâdigâr,
Eski İmaretler hep; yerde medfûn tarumar.
İbrahim’in izi kaldı, Makamında Taşında,
Davetiyle Gelirler, Mü’minler her yaşında.
Yalın ayak, Başı açık, Lebbeyk deyip gelirler,
Hacerü’l-Esvedine; Toplu selâm verirler.
Bir İbrahim (A.S.) Gelip de; Taş üstüne taş koysa;
Binalardan en Büyük, Yine O Kâbem olsa.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.