Vehbi KARAKAŞ
Malatya’nın tek su kaynağı ve ayetlerden gelen ilham
Malatya’nın tek su kaynağı ve ayetlerden gelen ilham
23 Mart 2012 Malatya’ya Bediüzzaman’ı anma panelinde bir konuşma yapmak üzere davet edilmiştim. Uçağımız erken saatlerde Malatya’ya indi. Programımız akşam 19.30’da idi. Günün bir kısmını dinlenerek, bir kısmını da önemli yerleri ziyaret ederek geçirdik.
Ziyaret ettiğim yerlerden biri de Malatya’yı besleyen tek su kaynağı idi.
Gerçekten görülmeye ve hayran olunmaya değer bir yer. Su, bir dağın böğründen fışkırıyor, çağıl çağıl, gürül gürül akıyordu. Tatlı sesini dinlemeye, güzel ve berrak görüntüsünü seyretmeye doyamıyorsunuz. Mihmandarımıza sordum:
-Ne zamandan beri bu su böyle coşkun akar? Cevap güzeldi:
-Bilmediğimiz bir tarihten bu tarafa! Ben yine saf saf sordum:
-Yoksa bu dağın altında okyanus mu var? Mihmandarımız da ciddi bir şey soruyormuşum gibi ciddi ciddi:
-Yok canım, ne arasın okyanus, dedi. Bunun üzerine ben de:
-Peki öyleyse bu kadar gür bir su, bunca zamandır nerden geliyor? Bu dağın altında okyanus da olsaydı, bu akmaya dayanamaz, şimdiye çoktan biterdi, dedim. Hayretimi ve hayranlığımı gizleyemedim, seslendim:
Ey sanatında akılları hayrete düşüren Rabbim! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Sen bize ne kadar şefkatli, merhametli ve muhabbetlisin! Sen biz kullarını ne kadar çok seviyorsun. Senin bize merhametin ve muhabbetin olmasaydı bu tatlı, berrak, temiz, soğuk suyu bize kim verebilir ve bunu, bu dağın altından çıkarmaya kimin gücü yeterdi? Bizi düşündürmek ve insafa getirmek için ne kadar da haklı soruyorsun:
“Hiç düşündünüz mü? Suyunuz âniden çekilse, Allah'tan başka kim size temiz kaynaklardan yeni akarsular temin edebilir?” (Mülk, 67)
Ziyaretlerimizi tamamladık, saat 19.30 olmuştu. Panelin yapılacağı Belediye kongre ve Kültür sarayına geçtik. İnsanlar oluk oluk kongre ve kültür sarayına akıyordu. Malatya programa çok iyi hazırlanmıştı. Milletvekilleri, Müftü, Belediye başkanları hep oradaydı. Açılış Kur’an-i Kerim’le başladı. Okunan ayetler de sanki özellikle seçilmiş, suyun başındaki tefekkürüme kuvvet veriyor, Yüce Rabbimizin bize olan şefkat ve muhabbetini ayan-beyan gösteriyor, duyanları insaflı düşünmeye, ayetlerin sahibine hayran olmaya ve Ona muhabbet beslemeye davet ediyordu. Âyetin meâli şöyleydi: “Kim bir iyilikle (Allah huzuruna) gelirse ona getirdiğinin on katı vardır. Kim de kötülükle gelirse o sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.” (En’am 6-160)
İyi bir iş yapana on sevap, kötü bir iş yapana bir günah yazmak… Bu da Yüce Rabbimizin bize olan şefkat, merhamet ve muhabbetini göstermiyor mu?
Ben bu duygu ve düşünceler içinde iken konuşmak üzere kürsüye davet edildim. Yakalandığım düşünce anaforundan kurtulamamıştım. Böyle bir vaziyette salondaki mahşeri kalabalığa seslendim:
Sevgili kardeşlerim, duygu ve düşünce dünyamda spontane bir gelişme oldu. Onları sizinle paylaşmadan konuşmama geçemeyeceğim, dedim, gerek suyu görmekten aldığım ilhamı ve gerekse dinlediğim ayetlerden aldığım ilhamı arz ettim. Cenab-ı Hakk’ın kullarına olan sonsuz şefkat ve muhabbetini, bu yüzden sonsuz bir şükre ve muhabbete layık olduğunu dikkatlere sundum.
Bir zamanlar herhalde sularımız başıboş akıyor, insanımız da başıboş yaşıyor olmalıydı ki bu hal şairimize:
“Vatanım da sular akar başıboş, Herkes birbirini kakar başıboş,
Allahım sen acı bu saf millete, Akşam yatar, sabah kalkar başıboş”
mısralarını söyletmiştir.
Eğer merhum şair, bugün benim gördüklerimi ve yaşadıklarımı görseydi, suların disiplin altına alındığına, insanımızın aradığını ve mecrasını bulduğuna, okullarımıza Kur’an’ın, Arapça’nin ve Siyer’in ders olarak konulduğuna, insanların din aşkıyla, Peygamber varisi Bediüzzaman gibi âlimlerin sevdasıylaşu salonları doldurduklarına şahit olsaydı şöyle derdi:
“Vatanım da sular akmaz başıboş, Herkes birbirini kakmaz başıboş
Allahım yardım et bu dindar millete, Akşam yatmaz, sabah kalkmaz başıboş.”
Gerek sularımızı ve gerekse insanımızı başıboş akmaktan kurtarmak için gece-gündüz çaba sarf eden din ve devlet erkânımıza, tüm etkili ve yetkililerimize, sağduyu sahibi, dininin ve mukaddesatının bekçisi aziz milletimize şükranlarımızı, tebrik ve takdirlerimizi arz ediyoruz.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.