Medrese-i Yusufiye arkadaşlarım!

Medrese-i Yusufiye arkadaşlarım!

Günlük Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Evet, inâyet-i İlâhiye, ihtiyarlığıma merhameten, kuvvetli ve gizli düşmanı bulunmayan gençliğime mahsus olan mağaralarımı, hapishanenin tecrid-i münferit menzillerine çevirmesinde üç hikmet ve hizmet-i Nuriyeye üç ehemmiyetli faydası var:

Birinci hikmet ve fayda: Nur talebelerinin bu zamanda toplanmaları, zararsız olarak, medrese-i Yusufiyede olur. Ve birbirini görüp sohbet etmek, hariçte masraflı ve şüpheli olur. Hatta benimle görüşmek için bazıları kırk elli lirayı sarf ederek gelip, ya yirmi dakika veya hiç görüşmeden döner, giderdi. Ben bazı kardeşlerimi yakından görmek için hapsin zahmetini severek kabul ederdim. Demek hapis bizim için bir nimettir, bir rahmettir.

İkinci hikmet ve fayda: Bu zamanda Nurlarla hizmet-i imaniye, her tarafta ilânatla ve muhtaç olanların nazar-ı dikkatlerini celb etmekle olur. İşte, hapsimizle, Nurlara nazar-ı dikkat celb olunur, bir ilânat hükmüne geçer. En ziyade muannid veya muhtaç olanlar onu bulur, imanını kurtarır ve inadı kırılır, tehlikeden kurtulur ve Nurun dershanesi genişlenir.

Üçüncü hikmet ve fayda: Hapse giren Nur talebeleri birbirinin hallerinden, seciyelerinden, ihlâs ve fedakârlıklarından ders almalarıyla beraber, Nurlar hizmetinde dünyevî menfaatleri daha aramazlar.

Evet, medrese-i Yusufiyede, çok emârelerle, her sıkıntı ve zahmetin on, belki yüz misli maddî ve mânevî faydalar ve güzel neticeler ve imana geniş ve hâlis hizmetler, gözleriyle gördüklerinden, tam ihlâsa muvaffak olurlar, daha cüz'î ve hususî menfaatlere tenezzül etmezler. (Lemalar sh. 265)

Ey bu medrese-i Yusufiyede benim ders arkadaşlarım!
Bu dehşetli haps-i ebedîden kurtulmanın kolayı, çaresi, bu dünyevî hapsimizden istifade ederek, elimiz mecburiyetle yetişmeyen çok günahlardan kurtulduğumuzla beraber, eski günahlardan tevbe edip farzlarımızı edâ ederek herbir saat bu hapisteki ömrümüzü bir gün ibadet hükmüne getirmekle o ebedî hapisten necatımız ve o nuranî cennete girmemiz için en iyi bir fırsattır. Bu fırsatı kaçırırsak, dünyamız ağladığı gibi âhiretimiz dahi ağlayacak “O, Dünyada da, Ahirette de ziyana uğramıştır.” (Hac Sûresi: 11.) ayetinin tokadını yiyeceğiz. (Şualar sh. 209)
Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
İNÂYET-İ İLÂHİYE : Allah'ın yardımı.
TECRÎD-İ MÜNFERİT : Tek başına bir yere bırakılma.
MENZİL : Ev, oda, yer, mekân, durak.
MEDRESE-İ YÛSUFİYE : Hz. Yûsuf'un medresesi. Hz. Yûsuf, hapishânede bulunduğu için Allah yolunda mahkûm olanların kaldığı hapishâneye bu isim verilir.
CELB : Kendi tarafına çekmek, götürmek, kazanmak ,elde etmek.
NAZAR-I DİKKAT : Dikkat bakışı, dikkatli bakma.
İLÂNÂT : Herkese duyurma. İlân etme.
MUANNİD : İnatçı. Bir noktada inad edip duran.
EMÂRE : Delil; işaret, belirti, iz.
HAPS-İ EBEDÎ : Sonsuza kadar kalınan hapis, ebedi hapis.Cehennem hapsi
NECÂT : Kurtuluş, selâmet.