Mehmet Abidin KARTAL

Mehmet Abidin KARTAL

Üniversiteler intifada

İntifada, silkinmek, ayağa kalkmak, zulme başkaldırmak manalarına gelir. Filistinlilerin İsrail işgaline karşı başlattıkları direnişin adı olarak tarihe geçen "intifada" dünyada bu isimle bilinir.

Filistin’de 1987 ve 2000 yıllarında olmak üzere iki kez intifada yaşanmıştır.

Katil İsrail’in 76 yıldır devam eden vahşet ve zulümlerine 7 Ekim 2023’te cevap olarak Gazze’nin kuva-yi milliyesi olan Hamas’ın hürriyet saldırılarını ve Gazze’de devam eden şanlı, mübarek direnişi üçüncü intifada olarak adlandırabiliriz.

Devam eden ve inşallah zaferle sonuçlanacak üçüncü intifada, Katil İsrail’in yenilmez olduğu algısını kırmış ve Gazze’nin, Filistin’in kendi hürriyetini tayin etme arzusunun görmezden gelinemeyecek kadar hassas bir konu olduğunu bütün dünyaya göstermiştir.

Gazze’nin, Filistin’in kurtuluşunun, refahının ayak sesleridir intifada.

Sapandan fırlayan küçük bir taşın, yüzlerce kilo ağırlığındaki çelik top mermileriyle imtihanıdır, intifada.

"Ala-yı illiyin" ile "esfel-i safilin"in savaşıdır, intifada.

İntifada, ebabilin file kafa tutmasıdır. İntifada, imanın imkanı yenmesidir.

Üniversiteler intifada

Tarihi süreçte dünyada yaşanan büyük siyasi ve sosyal mücadeleler, isyanlar, direnişler hep üniversitelerdeki kıvılcımlar sayesinde ortaya çıkmıştır. Prag baharında Rus işgalcilere direnenler, Çin'deki Tiananmen Meydanı'nda tankın önüne dikilenler, Kuzey Afrika'da sömürgecilere karşı isyan bayrağı açanlar, hep üniversitelilerdi… 1965’te ABD’nin Vietnam’a asker göndermesiyle ortaya, savaş karşıtı ABD üniversite gençliği (çiçek çocukları) çıktı. Sisteme karşı geldiler, kendilerine doğrultulan namlulara çiçekler yerleştirdiler, askere gitmeyi reddettiler.

Hamas’ın 7 Ekim’de "Demir Kubbe"yi delip geçen haklı saldırısı, katil, soykırımcı, hırsız Siyonist İsrail’in itibarını ayaklar altına alan, yerle bir eden bir işaret fişeğidir. Bu fişek ilk kez işgalci, hırsız, katil İsrail’in ve arkasındaki ABD’nin ve batının vahşi yüzünü, hak, hukuk, adalet, eşitlik, insanlık, paylaşım, özgürlük, bağımsızlık, insan hakları, demokrasi söylemlerinin içinin boş olduğunu, iki yüzlü, sahtekar olduklarını, dünyayı aldattıklarını ortaya çıkardı.

Sandılar ki yaptıkları vahşetler, zulümler, hırsızlıklar yanlarına kâr kalacak, dünya sesini çıkarmayacak. Ama öyle olmadı. Başta katil İsrail’i destekleyen ABD olmak üzere, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Türkiye, İspanya, İtalya ve daha birçok dünya ülkelerinin halkları, hatta Siyonist olmayan Yahudiler ayağa kalktı ve kalkmaya devam ediyorlar. Siyonist vahşet küresel vicdanın intifadasına sebep oldu. Üçüncü intifada, küresel vicdanın uyanmasıyla dünyaya yayıldı.

Üçüncü intifada İsrail efsanesini bitiriyor ve küresel vicdanın uyanmasıyla hidayete vesile oluyor. Hidayete erenlerin sayısının 20 milyonu aştığı haberlerini okuyoruz.

İsrail soykırımına karşı dünyanın her yanında sergilenen protestoların üniversite kampüslerine sıçramasıyla birlikte, Aksa Tufanı sürecinde yepyeni bir aşamaya gelinmiş oldu. ABD'de Columbia Üniversitesinde başlayan ve dünya genelinde birçok üniversiteye yayılan ve yayılmaya devam eden Gazze'ye destek gösterileri, polis müdahaleleri, gözaltı ve uzaklaştırma tehditlerine rağmen devam ediyor.

ABD'de Columbia Üniversitesinde küresel intifada fitili ateşlendi. Bu fitilin ateşiyle bütün dünya üniversitelerine yayılan üniversite olayları, dünyayı büyük bir değişime zorlayacak artçı dalgalardır. Bu dalgaların kelebek etkisiyle dünyadaki değişik ülkelerin üniversitelerine, hatta liselere yayıldığına her geçen gün şahit oluyoruz.

Katil İsrail destekçisi şirketler Gazze’ye destek eylemlerine katılan öğrencileri işe almayacaklarını açıklarken öğrencilere geri adım attıramıyorlar. Gazze’ye destek veren üniversiteli gençler "Filistinlilere destek vermekten asla utanmayacağız. Nehirden denize kadar Filistin'in özgürlüğüne inanıyoruz", "Katliamı durdurun", "Ateşkes şimdi", "Gazze'yi kurtar", "Kahrolsun İsrail" sloganları atarak Siyonist baskıcılara meydan okuyorlar.

Dünyadaki üniversite gençliği Gazze’de yaşananlara en üst seviyede tepkilerin gösterirken, esasında bütün dünyayı faizle haraca bağlamış olan, dünyanın gözünü algı ile boyayan, gerçekleri, doğruları insanlardan gizleyen, yalan üzerine kurduğu düzenle, öldüren, sömüren, aldatan, nesli ve ürünü bozan Siyonist vahşet düzenine karşı yeni şeylerin söylenmesi ve yapılması gerektiğinin mesajını veriyorlar.

Tevrat tahrif edilerek, Yahudilik içinde, son derece kibirli, katı ve Yahudi olmayan insanlara karşı düşmanlık, nefret dolu bir eğilim gelişmiştir. Bu sapma, sapık zihniyet son bir yüzyıldır akan kanların en büyük sorumlusu olan Siyonizm’i, Siyonist vahşet düzenini doğurmuştur.

ABD’de üniversite öğrencileri ve akademisyenler dışında da eylemlere destek veren kesimler var. Siyonizm’e Karşı Yahudiler bu kesimlerden biri. Siyonizm’e Karşı Yahudiler üyesi Haham Dovid Weiss eylemleri destekleme gerekçesini şöyle açıklıyor:

“…Siyonizm köşeye sıkıştı. İnsanlığın çoğunluğu küresel Filistin ailesini oluşturuyor. Her yerde ezilen insanlar, tüm sömürgeleştirilmiş halklar kendilerini Filistin halkıyla özdeşleştiriyor. Siyonizm’e karşı dünya çapında cesur bir şekilde ayağa kalkmış bir hareket var. Yahudi kardeşlerimizi de Siyonizm’e karşı yürürken görüyoruz. Her zaman en ön saftalar. Siyonistler bu yüzden bu kadar köşeye sıkışmış durumda…”

Ekonomik güçlerini hiç kaybetmeyeceklerini düşünen günümüzün Karunları, Firavunları Siyonistler menfaatleri ve sapık zihniyetlerini gerçekleştirmek için dünyayı yangın yerine çevirmeye devam ediyorlar, soykırım yapıyorlar. Günümüzün Karunlarına, Firavunlarına onları destekleyenlere, Karun’un, Firavun ’un ve onların yolunda gidenlerin akıbetlerini hatırlatırız. Suçlular cezasını çekecek. İlahi adaletten kaçamazsınız. "Zalimler için yaşasın cehennem", "İla cehenneme zümera."

Şeytanın askerleri Siyonistler, söyleyecekleri hiçbir şey olmadığı için, güce sarıldı. Sadece işgal ediyor, yakıp yıkıyor, öldürüyor. Her şeyi öldürebilirsiniz ama düşünceyi öldüremezsiniz. Düşünmeyi engelleyemezsiniz. Üniversiteler hür düşüncenin, araştırmanın merkezidir.

Düşünmeyi öldüremezsiniz, engelleyemezsiniz

İnsan aklını kullanarak düşünme faaliyetinde bulunur. Düşünerek, tefekkür ederek, okuyarak bilgiye ulaşır. Mükemmel sistemi okuyarak hakikate ulaşır. Bilmediklerini öğrenir.

Düşünmek şerefli bir iştir ve Kur’an-ı Kerim’in pek çok ayetinde insanlar düşünmeye davet edilmiştir.

Allah insana düşünme nimetini, hürriyetini verdiği için onu sorumlu tutmaktadır. Eğer ki böyle bir hürriyet olmasaydı mükellef olmazdı. Düşünmenin gayesi doğruya, hakka ulaşmak için zihni yormaktır.

Üniversiteler düşüncenin, tartışmanın, ilmin, bilimin, okumanın, araştırmanın merkezleridir.

ABD’nin, Batı’nın düşünce hürriyeti konusundaki tutumu doğruya ulaşmak değildir. Onlara göre güçlü olan haklıdır. Siz ne kadar haklı olsanız olun bunu düşünüp, ifade ederek eyleme dönüştürürseniz suçlusunuz, haksızsınız. Haklı olanlar güçlü olanlardır. Dünyadaki üniversitelerdeki gençler, güçlüysem haklıyım diyerek insanları sömürenleri, Gazze’yi kan gölüne çevirenleri protesto ediyor. Üniversiteliler vicdanlarını dinleyerek düşünüyorlar. Dünyanın en büyük sorunu olan Siyonist vahşet düzenini sorguluyorlar. Filistin, Gazze sorununu dünya gündeminde tutarak işgalin sona ererek Gazze’nin hürriyetine kavuşması için intifadaya devam ediyorlar.

Dünya yeni bir dönemin eşiğinde...

Gazze'deki insanlık dramına tepki, Siyonist vahşet düzeni ve onun kurumlarına karşı bir intifadaya dönüşüyor. Amerikan ve oradan bütün dünya üniversitelerine yayılan üniversite dalgalarını ne uçak gemileri, ne son teknoloji silahlar, ne de katil İsrail’in azgın saldırıları durdurabilir. Sapandan fırlayan küçük bir taşla başlayan intifada, vicdan sahibi halklar ve üniversiteli gençler, eylemleriyle, protestolarıyla dünyanın ABD’den büyük olduğunu haykırırken, hür düşünceyi öldüremezsiniz, engelleyemezsiniz diyorlar. Hür düşünce, adaletin ve barışın hakim olduğu "Hür insanlık düzeninin" kapılarını açacaktır, inşallah.

Öyle bir çağa şahit oluyoruz ki Müslüman olmayan insanlar Gazze vahşeti, zulmü karşısında Müslümanların çıkaramadığı sesi çıkarıyorlar. Gazze, Filistin meselesinde susmuyor ve var gücüyle bu zalimliğe, vahşete, soykırımına dur diyorlar. Bu insan olmanın, vicdanlı olmanın, fıtratın dik duruşudur. Bu duruşlar sosyolojik değişimlerin habercisidir. Üniversitelerdeki soykırıma karşı direnişler insanlık adına ümit vericidir.

İşte bu noktada, Bediüzzaman’ın "Ümit var olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslam’ın sadası olacaktır!" ifadesi ümidimizi daha da arttırıyor.

Avrupa İslamiyet’e hamiledir. Güneş batıdan doğmaya başlıyor inşallah. Allah ihmal etmez, imhal eder. Küfür devam eder, zulüm devam etmez.

Bizim üniversiteler niçin intifada değil?

Bizim üniversitelerimiz maalesef gerçekten üniversite olamadı. Kim olursa olsun zulüm kimden gelirse gelsin zalime zalim diyeceksiniz mazlumun yanında yer alacaksınız. Yanlışa yanlış, doğruya doğru diyeceksiniz. Menfaat hesapları yapmayacaksınız. Hür düşünce budur. Doğru olan budur. Üniversiteler hür düşüncenin merkezleridir. Bizim üniversitelerdeki hocalar ve öğrenciler üniversite de olduklarını unutmuşlar. Üniversitelerimizde cılız birkaç tepkiden başka bir şey göremedik.

Yemekler kötü çıkıyor, yurtlarda yer bulunmuyor diye kantinleri işgal edenler, terör örgütlerinin savunuculuğuna soyunanlar Gazze'deki soykırım için bir şeyler yapamazlar. Kafelerde manitacılık yapanların düşünecek zamanları yoktur. Onlar günlük zevklerinin peşindeler. Muhafazakar kesim niçin Gazze vahşeti, zulmü karşısında ses çıkarmıyor?

Akademisyenlerin, birbirlerinin ayaklarını kaydırmaktan, hasetle zamanlarını öldürmekten Gazze için söz söylemeye, tepki göstermeye zamanları kalmıyor. Gazze’deki soykırımı lanetlersem ABD’den gelecek davetler kesilir mi? Gazze’ye destek eylemlerinde yer alırsam kariyerimde bu ileride karşıma bir fatura olarak çıkar mı? Diye düşünen varsa bu insanlardan akademisyen, bilim insanı olmaz.

Hür düşünce, baskı altında olmama, doğruya doğru, yanlışa yanlış deme, güç ve iktidara kul olmama demektir. Üniversitelerin en temel özelliği bunlardır. Bugün ABD'deki, dünyadaki birçok üniversitelerin öğrencileri, hocaları kariyerlerini, geleceklerini tehlikeye atarak, işe alınmama tehditlerine rağmen yanlışa, sömürüye, zulme, vahşete, soykırımına hayır diyorlar.

Allah’ın “Hakîm” isminin tecellisi olayların ya bizzat ya da neticesi itibariyle hayırlı olacağı gerçeğidir. Gazze’de “Hakîm” isminin tecellileri yaşanıyor. Sapandan fırlayan küçük bir taşla başlayan intifada, Hamasın şanlı mücadelesiyle, Gazze’nin iman, ihlas ve teslimiyetiyle, vicdan sahibi halkların ve üniversiteli gençlerin protestolarıyla neticesi hayırla, zaferle sonuçlanacaktır, inşallah. Vesselam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum