Esra GERGİNCİ
Merhamet Ey Âdemoğlu!
-İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez-
Merhamet ne yumuşak, ne sıcak bir kelime... Kalbe ılgıt ılgıt bir güzellik, bir rakiklik verir. Merhamet, Rahman ve Rahim’in en büyük nimetlerinden biridir. Annenin yavrusuna duyduğu merhameti kalbine koyan, çatlamış toprakları suyla buluşturan ve kara topraktan elvan elvan çiçekler açtıran O’dur.
Halk ettiği her varlığa rahmetiyle nazar eden Allah, merhametinden bir miktar da yarattıklarına bahşetmiştir. Bir hadiste “Allah’ın rahmeti yüz parçaya ayırdığı, doksan dokuzunun kendisine ait olduğu, bir parçanın ise yeryüzündekilere verildiği” belirtilmiştir. Fakat insanoğlunun merhamet anlayışı biraz farklıdır. İnsan, gördüğü üzücü hadiseler karşısındaki acıma duygusuyla “merhamet” ederken, Allah’ın merhameti sevince boğar. Kuru tohumun kara toprakla buluşmasının ardından yeşillenen filizde, yumurtadan çıkan minicik bir canda, sicim sicim yağmurda hep O’nun merhametinin ışığı vardır. Toprakta, suda, ayda, güneşte, verdikten sonra alabildiğimiz her bir nefeste O’nun merhametinin nuru ışıldar. O Rauf esmasıyla rahmet incisini saçar kâinata. Allah’ın kullarına bir merhamet eseri olan Kur’an’a kulak verecek olursak, “Rahmetim her şeyi kuşatmıştır. (Araf/156)” nidasını duyabiliriz.
Şüphesiz merhamet O’nun zatıyla bütünleşmiştir. İnsan insanı basit bir hatadan dolayı affedemezken, Allah kullarına mağfiret ederek cennetini sunar. Nitekim âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberimiz merhameti “ Rahman’dan bir damar” şeklinde tanımlamıştır.
Merhamet ile bakan gözlere, merhamet ile gülen yüzlere, merhamet için semaya açılan ellere dökülür rahmet. Ancak merhamet unutulan bir şiir şimdilerde… İnsanlar, böylesine ulu bir duyguyu taşıyacak yürekleri olmadığından, merhameti nefretle boğazlayıp serin sulara attılar. Olsun, Halik bilir ya!
Tozlu sayfalarda sararmaya yüz tutmuş kelimelerin öncülerinden olsa da içimizde bir yerlerde hep var merhamet. O yüz parçadan biri her an çevremizde. Bazen kuyudaki Yusuf’a nurdan bir merdiven, bazen balığın karnındaki Yunus’a buluttan bir gemi olur merhamet.
Yaradan’ın bu sonsuz rahmetine kayıtsız kalınabilinir mi? Yazıklar olsun merhametten yoksun yüreklere! Bütün bu güzelliklere karşılık biraz merhamet ey âdemoğlu! Senden merhametini esirgemeyen Rahman’ın yarattıklarına biraz olsun merhamet et. Merhamet et ki merhamet bulasın
Merhametin ışığına muhtacız. Merhametin kaynağına muhtacız. Ya Erhamürrahimin, lütfet o kandili, o nuru bizlere. M. Akif ne güzel bildirmiş arzusunu merhametlilerin en merhametlisine:
“Müminlere imdada yetiş merhametinle
Mülhidlere lakin daha çok merhamet eyle”
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.