Misafir olmayarak, hediye almayarak şunu göstermek istiyorum
Vazifelerinde ihmal ile kanaat gösteren ve maaşlarıyla kanaat etmeyen...
Risale Haber-Haber Merkezi
(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Münazarat adlı eserinden bölümler)
Sual: (HAŞİYE) Misafirperverlik müstahsen bir âdetimiz olduğunu bilirken, neden kimseye misafir olmuyorsun? Talebelerinizi de, ekmeğimizi yemekten, hediyemizi almaktan men ediyorsun. Hâlbuki size iyilik etmek borcumuzdur. Ve hakkınızdır. İşte şu âdetimiz, 1 قَدْ اَكَلَ الدَّهْرُ عَلَيْهَا وَشَرِبَ neden şu âdet-i müstemirreyi tezyif ediyorsun?
Cevap: Evvelâ: İlim azizdir, zelil etmek istemem. Hem de size göstermek isterim ki: Bir kısım ehl-i ilim vardır ki, dünyaya tenezzül etmez ve san’at-ı ilmi medâr-ı maişet etmez. Talebe ise, cerrar ve seeleden ayrıdır.
Saniyen: Vazifelerinde ihmal ile kanaat gösteren ve maaşlarıyla kanaat etmeyen, harcırahları ellerini misafirlikten çektirmemiş olan bazı memurlara fiilen nasihat etmek isterim.
Salisen: Varidat-ı zulmiyeleri kesilmiş olan bazı büyüklere, zulümât-ı zulme sapıp pek geniş açtığı masârıfın kapısının seddine yol gösteriyorum.
Rabian: Millet içinde seyahat edenler, acaba millet için mi, veyahut keyif için midir? Bir mizan göstermekle hile ve hamiyete bir mihenk gösteriyorum.
Sual: Sen halkın ihsanına mâni oluyorsun. Acaba bundan sehâvetin tezyifi çıkmaz mı?
Cevap: İhsan, ihsandır. Eğer nev’e olsa veya muhtaca ve fakire olsa, sehâvet o vakit tam sehâvettir. Eğer millet için olsa, yahut milleti tazammun eden bir ferde olsa güzeldir. Şayet muhtaç olmayan şahsa olsa, şahsı tembel eder, çingeneliğe alıştırır. Elhasıl, millet bâkîdir, fert fâni...
2 اَلْمِلَّةُ بَاقِيَةٌ وَمَاۤ اَمَدَّهَا؛ وَالْفَرْدُ فَانٍ وَمَا يَتَمَثَّلُهُ
Dipnot:
HAŞİYE : Şu birbirinden uzak suallerden senin hayalin atlamakla cimnastiğe alışır. Lâkin dikkat et; birşey ayağına dolaşıp düşürttürüp ayağın kırılmasın. Yani: Savcılar gibi yanlış mânâ verme.
1 : Zaman, işte şu âdetin sırtından yiyip içti.
2 : Millet ve millete destek veren şey bâkîdir. Birey ve bireyi temsil eden şey de fânîdir.
Devam edecek
ÖNCEKİ BÖLÜMLER
Şu eserlerim Kürt olduğu gibi, aynı halde Türk, aynı vakitte Araptır
Size beğendirmek için değil, hakka hizmet için yazdım
Kürt aşiretleri ile yaptığım ders siyaset doktorlarına yardım eder
Yalnız Kürdistan’a değil âleme bağırarak müjde veriyorum ki
İstibdat İslâmiyeti zehirlendirir dalalet gruplarını doğurur
Bu sistem herkesi bir padişah hükmüne getiriyor
İstibdadın çirkinliğine, meşrutiyetin iyiliğine delilim şudur
Zulüm, belki kafanızdaki cehâletin zulmetindendir
Vahşet ayıları, cehâlet ejderhası, husumet kurtları
Yeis, aczden gelir. Yeis, mâni-i herkemâldir
Teşebbüssüz tevekkülünüz Allah'a karşı inat demektir
Meşrutiyet hükûmete düştüğü vakit...
Ey Kürtler! Sizin bey ve ağa, hatta şeyhleriniz dahi...
Cehâletimizin silâhıyla, asıl bizi mahveden...
Beyler, ağalar, müteşeyyihler iki kısımdır farkları şudur
İşte böyle yapana 'büyük adam' denir
Şeriat zemine nüzûl etti ta ki insanın yüzünü ak etsin
Ruh-u meşrutiyet şeriattandır; hayatı da ondandır
Onlar namazı kılıyordu, kıbleyi tanımıyordu
Şeriatı isteyenler iki kısımdır
Hıristiyan ve Yahudi milletvekillerinin oylarının şeriatta ne kıymeti var?
Merhamet dilencileri ya haksız veya tembeldirler
İslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez!
Başkasına itimat etmeyen nefsiyle teşebbüs eder
Dininden korkan adamın, dinde hissesi örümcek ağı gibidir
Eğer, Mehdi gelecekse hemen gelmeli
Cehalet ağa, inat efendi, garaz bey, intikam paşa, taklit hazretleri, mösyö gevezesi
Her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz
Bir müfside de hüsn-ü zan edebilirsiniz. Delil ve âkıbete bakınız!
Çok iyiler var ki, iyilik zannıyla fenalık yapıyorlar
Bunu ezber edebilirsiniz: Eski hâl muhal; ya yeni hâl veya izmihlâl
Bu devletin dini, din-i İslâmdır
Din saadetin ziyasıdır, hissin ulviyetidir, vicdanın selâmetidir
Hürriyet, âdâb-ı şeriatla edeplenmeli ve süslenmeli
Ey Türkler ve Kürtler! İnsaf ediniz!
Sizde olanı yarı hürriyettir, diğer yarısı başkasının hürriyetini bozmamaktır
İnsana karşı hürriyet, Allah’a karşı ubudiyeti intaç eder
İman ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar
Veliye, şeyhe ve büyük bir âlime karşı nasıl hür olacağız?
Bediüzzaman, Rum ve Ermenilerin hürriyeti hakkında ne düşünüyor
Yine esir Kürtler ve Türkler idi
Hürriyet fikri alem-i İslamda öyle bir inkılap yaptı ki
Devletimizi parça parça etmek için ağızlarını açmış olan o müthiş yılanlara ne diyeceğiz?
Gayr-ı müslimlerle nasıl eşit olacağız?
Ermeniler ile nasıl dostluk üzerinde ittifak edeceğiz?
Beşi geveze birkaç tanesi de zevzek
'Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin' ayetinin tefsiri şudur
Büyük işlerde yalnız kusurları gören aldanır veya aldatır
Gayr-ı müslimin askerliği nasıl caiz olur?
Müslümanlar bundan dolayı fakirleşti
Memurluk yerine sanat, ziraat ve ticaret tercih edilmeli
Ermeniler nasıl saatçi ve makineci oluyorsa vali de olurlar
Bazı Jön Türkler masondurlar, dine zarar ediyorlar
Müslümanların medenileşmesi İslâmiyete ittibaları nispetindedir
Ey muhataplarım! Ben çok bağırıyorum çünkü...
Ey Türkler ve Kürtler! Ecdad ve çocuklarınız size diyecek ki
Niyette iyi etmişler, amelde yanlış gitmişler
Biz Türkler ve Kürtler neden böyle sefil ve müflis kaldık?
Biz ölsek, milletimiz olan İslâmiyet bâkîdir, milletim sağ olsun
Zekat çeşmesine güzel bir mecrâ yapınız
Herşeyden evvel bize lâzım olan doğruluktur, yalan söylememektir
Müslümanlar uyandı ve uyanıyor
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.