Müftülük taziye yemeğine 'dur' dedi

Müftülük taziye yemeğine 'dur' dedi

Diyarbakır Müftülüğü, 'taziye adabı' uygulaması başlattı

Diyarbakır Müftülüğü, kentteki taziye evlerinde maddi durumları iyi olmayan cenaze sahiplerinin yemek vermek için bankadan kredi çekmek zorunda kalmalarının önüne geçmek için, 'taziye adabı' uygulaması başlattı. Diyarbakır Müftüsü Yavuz Selim Karabayır, taziye evinde yemek verilmesi dinen caiz olmadığını söyledi. 

Müftü Karabayır, "Biz hadisin tam zıddını yapıyoruz. Hadiste, Peygamberimiz (asm) cenaze sahiplerine eziyet edilmemesi gerektiğini ve ona maddi bir sıkıntı yaşatılmamasını söylüyor. Ama biz cenaze sahibinin yemek yedirmesini bekliyoruz. Taziye sahibinin masraf yapıp, hatta duyuyoruz borç alıyor, daha ötesi var bankadan 7-8 bin lira kredi alıp, masrafta bulunuyor. Bu caiz değildir" dedi. 

Müftülüğün hazırladığı 'taziye adabı' tabelaları taziye evlerine asıldı. Tabelada taziyede, dinen caiz olan ve olmayan uygulamalar belirtiliyor.

Diyarbakır, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde taziye evlerinin kurulmasında öncülük ederken, bölgede yaygınlaşan taziye evleri beraberinde taziyelerde verilen yemekleri gündeme getirdi. Taziye evlerinde yas sahiplerinin 3 gün boyunca taziyelerini bildirmek için gelen yüzlerce kişiye yemek vermesi, bazı yas sahiplerini maddi anlamda sıkıntılara sokunca olaya Diyarbakır Müftülüğü el koydu. Müftülük, ekoonomik olarak durumu iyi olmamasına rağmen taziyeye gelenlere yemek vermek zorunda kalan bazı yas sahiplerinin bunu karşılamak için bankadan faiz ile kredi çektiğini belirlemesi üzerine, 'Taziye Adabı' uygulaması başlattı.

'ACILARINI HAFİFLETMEK İÇİN ORADA BULUNULUR'

Yaşanan mağduriyetin önüne geçmek için Diyarbakır Müftülüğü, taziye evlerinde 'Taziye adabı' uygulamasını hayata geçirdi. 'Taziye süresi üç gündür. Taziyede teselli verilir, sabır dilekleri sunulur. Kur'an-ı Kerim okunurken konuşulmaz. Taziye yerinde yemek verilmez. Taziye yeri temiz bir şekilde teslim edilir' yazılı panoları kenttin bir çok taziye evine astıran müftülük, taziye evlerinde verilen ve zaman zaman yas sahiplerini sıkıntıya sokan yemeğin önüne geçmeyi hedefledi. Diyarbakır Müftüsü Yavuz Selim Karabayır, taziyelere yas sahibinin acılarını hafifletmek için gidildiğini ifade ederek, cenaze evlerine ziyarette bulunmak, Müslüman'ın Müslüman kardeşi üzerindeki haklarından bir tanesi olduğunu söyledi. Müftü Karabayır, şunları söyledi

TAZİYELERİ GELENEK VE GÖRENEKTEN ÇOK, DİNİ KAYGI İLE YAPMAK LAZIM

Peygamberimiz (asm) taziyenin 3 gün olabileceğini buyurmuş ve onun adabını kendi uygulamasıyla göstermiş. Peygamberimizin amcasının oğlu Cafer Bin Ebu Talip vefat ettiğinde, Peygamberimiz, 'Cafer'in evine yemek götürün, çünkü onun başına çok büyük bir iş gelmiş, kendi işleri ile uğraşamaz' diye buyurmuş. Taziyeye nasıl gidilir, taziyede neler yapılır, biz bunu Peygamberimizin uygulamasından öğreniyoruz. Gelenek, görenek ve adetler korkusuna değil, tamamen dini bir kaygıyla bu işi yapmak lazım. Cenaze evinde yemek vermek caiz değildir. O ev halkına yemek yedirilmesi gerekiyor. O süreç içerisinde onlara sahiplenmek gerekiyor. Sünnet olan budur. Komşular götürecekler, o evde yemek pişmeyecek. Hatta bazı ailmelerimiz cenaze evinde bir şey yiyilip, içilmemesine öngörüyorlar. Acılarını hafifletmek için orada bulunulur. Bölgemizin bazı illerinde taziye sahibi büyükbaş hayvan kesip, ziyaretçilere yemek veriyor. Bu hiç caiz olan bir şey değil. Paygemberimizin hadisinden öğrendiğimiz gibi, cenaze evlerine sıkıntı vermemek gerekiyor. Biz bunu kesinlikle reddediyoruz. İmanız gereği biz buna dikkat etmemiz lazım.

'TAZİYE EVLERİNDE YEMEK VERMEK DİNEN CAİZ DEĞİLDİR'

Müftü Karabayır, taziye evlerinde yemek verilmesinin dinen caiz olmadığını dile getirerek, taziyede yemek vermek için bir çok kişinin bankalarda kredi çektiğine dikkat çekti. Yemek verilmesi maddi bir külfet olduğunu anlatan Müftü Karabayır, Diyarbakır Müftülüğü olarak, taziye adabı uygulamasını başlattık. Bu uygulamada, taziye gelen kişi ne yapması gerekiyor, nasıl hitapta bulunur ve taziyeye gelenlere ne tür ikramlarda bulunur diye açıklanmış. Bir insan taziye evine gittiğinde, 'El Hükmü Lillah' der. Orada oturur, Kur'an okunmasını biliyorsa okur. Fatiha okunduktan sonra biraz oturup, çıkılır. Orada yemek yedirmek maddi bir külfettir. Biz hadisin tam zıddını yapıyoruz. Hadiste, Peygamberimiz cenaze sahiplerine eziyet edilmemesi gerektiğini ve ona maddi bir sıkıntı yaşatmamasını söylüyor. Ama, biz cenaze sahibinin yemek yedirmesini bekliyoruz. Bu caiz değildir. Diyarbakırlı hemşehrilerimiz, taziyeye gittiğinde o taziyede yemek yemesi caiz değildir. O taziye sahibinin masraf yapıp, hatta duyuyoruz borç alıyor, daha ötesi bankadan 7-8 bin lira kredi alıp, masrafta bulunuyor. Bu caiz değildir. Zaten biz imtihan dünyasındayız. Cenazemizin olması bizi bir hüzne boğuyor. Bir de maddi bir küflet içerisine girmemiz, işi iyice zora sokuyor. Bu adedin sünnete ters olduğunu ve bunun kaldırılması gerektiğini Diyarbakır Müftüsü olarak halkımıza çağrıda bulunuyorum. Müftülük bünyesindeki taziye evlerine uygulama geçirdiğim taziye adabında çok güzel tepkiler alıyoruz. Ama yemek yedirme adabının devam ettiğini biliyoruz. Biz Resullulah'ı ugyulamasını anlattık. Dinimizi en güzel şekilde yaşayalım. Bu üzünütlü günlerde ne kendimizi ne de başkasına sıkıntı yaşatmayalım. Sadece, uzaktan gelenler için özel bir uygulama yapılabilinir. Ama Diyarbakır'da oturduğu halde, evinin önündeki bir taziyeye yemek yemeye gidilmesi caiz değildir. Taziyede yemek verilmesi dinen caiz değildir diye konuştu. iha

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
8 Yorum