Haşmet BABAOĞLU
Müsaitseniz, akşama gelmeyeceğiz!
Batılılar gibi artık bizim şehirli yaşantımızda da " living room " evin merkezini oluşturuyor. Adı üzerinde, orada yaşanıyor!
Daha da doğrusu, evlerin merkezini oluşturan bir oda yok günümüzde.
Evin merkezi televizyon!
Televizyon neredeyse; aile nerede bir araya gelip televizyon seyrediyorsa evin merkezi de orası!
Misafir n'apıyor peki?
O da televizyon aygıtının olduğu yerde! "
Misafir geldi, televizyonu açık bırakmayalım, ayıp olur" günleri de geldi geçti...
Çünkü eve gelen tanıdıklar da sevdiği dizinin yeni bölümünü kaçırmak istemiyor. Oturup hep birlikte televizyona takılınıyor.
Bir dakika, bir dakika!
Burada duralım!
Çünkü hani misafir diyoruz da...
Annelerimizin babalarımızın bildiği anlamda misafir var mı günümüzde?
İtiraf edelim... Yok!
Varsa da, (ki o da taşradadır çoğu zaman) kırk yılda bir çıkıp gelen biri artık misafir.
Unutmayın "çok yakın dostlar", "geçerken uğrayanlar"; "şu bizim kankalar" falan başka bir kategoridir.
Oysa misafir özünde " yabancı" dır; " öteki "dir.
Hele şu "Tanrı misafiri " kavramına ne demeli!
Gölgesinden bile korkan bir toplum yapmışlar bizi.
Kapımızı çalan, tanımadığımız birisini nasıl ve hangi kültürel donanımla hoş karşılayabiliriz artık?
Tamam.
Hayat değişti. Hayat değişir zaten.
Ama gidenin geride bıraktığı boşluk önemli...
" Misafirlik" denen şey ve "misafir" tarihe karıştıysa eğer...
O yere göğe koyamadığımız " misafirperverliğimize " ne olmuştur acaba?
Çünkü misafirper verlik basit bir kültürel özellik değildir. Sıradan bir edep erkân meselesi de değildir.
Misafirperverlik " öteki "ni ezip büzmeden kabullenip ağırlayabilmek ve bunu sevmek demektir.
Gel de tam bu noktada büyük filozof Jacques Derrida'yı anma!
Demişti ki, " misafirperverlik öyle bir şeydir ki, ne ticaretin ne de bilimin konusu olabilir. Gerçek misafirperverlik bir sanattır; hatta şiirdir."
Söyleyin, nerede şimdi o "şiir", nerede?
Haydi aşırı "bencilleşmiş" evlerimizi bir yana bırakalım.
Ama bir " yabancı" yı kalbimizin bir köşeciğinde bile ağırlamaya yanaşmıyoruz artık!
Yazık bize!
Sabah
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.