Şahin DOĞAN
Mustafa İslamoğlu’nu dinlerken-II
İslamoğlu’nu dinliyorum:
“…Ülkenin en büyük sorunu uydurulmuş din. Bunun kaynağı paralel Kur’an olan uydurma hadis külliyatları. Bu hadis külliyatlarının hepsi sinsi ve amaçlı bir projenin mahsulü. Ben bu dini reddediyorum. Deizm ve ateizm taharetini temiz almaktır, yani uydurulmuş din’den kaçıp indirilmiş din’e yaklaşmaktır. Tarikatlar ve cemaatler İslam’ın önündeki en büyük barikatlardır. Medine Vesikası 46 maddelik evrensel insanı haklar mündemiç ilk anayasa metni. İslam’ın devlet talebi yoktur. İslam Devleti tabirini ilk kullanan Reşit Rıza. Hırsızın elinin kesilmesi mecazidir, hakiki değil. Çok evlilik geçici bir ruhsattır…”
Bir insan düşünebilir, düşündüklerini sözlü veya yazılı olarak ifade edebilir, bunları yapmakta sonuna kadar serbesttir. Aynı şekilde bazıları bu düşünceleri sonuna kadar eleştirebilir, eleştirmekte serbesttir. Ama üslubunca, erbabınca ve adabınca. Kâmil bir demokratik kültürün muktezasıdır bu. Düşünen ve düşündüklerini kamuoyuna sunan her özgür dimağın gelebilecek eleştirilere açık olması, hatta bunu samimi olarak istemesi gerekir.
Öncelikle doğruya doğru fehvasınca bir kısmını özetlemeye çalıştığımız uzun konuşmanın girizgah bölümünde bazı yakıcı sorunlarımızın İslamoğlu tarafından isabetle teşhis ve tespit edildiğini teslim etmemiz gerekiyor. İslamoğlu mazisine nisbetle ‘heretik’ sayılabilecek bir noktaya gelmiş bulunuyor. Bahsi geçen ifadelerin hepsi başlı başına bir tartışma konusu. Amacımız tümü üzerinde değil, dikkatimizi celbeden bâriz bazı tezatlara dikkatleri çekmek.
Bütün hadis külliyatımız daha doğrusu Kur’an dışındaki bütün İslami te’lifatımız art niyyetli sinsi bir projenin mahsulü ise bunun mûkni delili nedir? Aynı mantıkla Kuran’ın elimizdeki mushafının benzer bir projenin mahsulü olmadığının mâkul bir teminatı var mı? Çünkü her iki kaynağı tedvin edip sonraki nesillere aktaran aynı eller. Yani sahabe ve tabiin. Hadis külliyatları (Şia’nın Kütüb-ü Erbââsı dahil) amaçlı ve kasıtlı birer ‘Paralel Kuran’ üretme girişimi ise eğer bu cinayetin failleri kim ve bu cinayeti neden işlediler? 46 maddelik evrensel insanı haklarını mündemiç ilk anayasa metni olan Medine Vesikası Kuran metni içinde yer almadığına göre böyle bir metnin var olduğundan veya sinsi projenin bir devamı olmadığından nasıl emin olabiliriz?
Ateizm ve deizm taharetini temiz tutmaktır, yani uydurulmuş din’den kaçıp indirilmiş dine doğru yaklaşmaktır, diyor. İndirilmiş ve uydurulmuş din tasnifi kime ve neye göre? Bu tasnifin sahih ve evrensel bir ölçütü var mı elimizde? Sözgelimi kendi din yorumlarını indirilmiş, muhaliflerinin din yorumlarını ise uydurulmuş olarak tesmiye eden mebzul miktarda kişi ve grup yok mu çevremizde? Hangisinin uydurulmuş din, hangisinin indirilmiş din, bunun testini nasıl yapacağız? Kaldı ki ateist ve deist olan insanlar hadislerden çok Kuran’ın bizzat metnine bakarak İslam’ı terk ediyorlar. Bunlar Kuran’ı Müslümanlardan hatta İslamoğlu’ndan bile çok iyi biliyorlar. Kuran’ın Arap örfünü onaylayan bir “çöl kitabı” olduğunu söylüyorlar.
İmdi İslamoğlu’nun yürüttüğü mantığa göre bu insanların deizme ve ateizme yönelmelerinin nedeni Kuran’ın ilgili ayetleri olmuyor mu? Öyleyse Kuran’ı mı gözden geçirelim? Eminim Tevbe ve Enfal Suresi gibi savaşla alakalı sureler Kur’an’da değil de hadis külliyatlarında yer almış olsaydı hiç tereddütsüz uydurma derdi hepsine. Güncel herhangi bir ateist sitesini açıp baktığınız zaman ateizmi haklı çıkarmak için hadislerin değil, ayetlerin delil getirildiğini, hatta onlarla yapacağınız tartışmalarda ayetleri sizden çok daha iyi bildiklerini görürsünüz.
İslamoğlu şunu dese pekâlâ anlayabiliriz: Müslümanlar olarak İslam’ın güzelliğini temsil ve tebliğ edemediğimiz için insanların kısm-ı ekserisi ateizm ve deizme temayül ediyor. Ama öyle demiyor, bu temayülden başta hadis külliyatlarımız olmak üzere bizzat Kur’an dışındaki bütün İslami te’lifatı sorumlu tutuyor. Hem de kendilerinin Kur’an dışı yaklaşık 20 kitabının olduğunu ve bu kitaplarını hadis külliyatlarından yaptığı iktibaslar ile doldurduğunu ıskalayarak. Sormak lazım: hırsızın hiç mi suçu yok?
Tarikatlar ve cemaatler İslam’ın önündeki barikatlar ise başını çektiği kendi topluluğunun tarikat veya cemaat olmadığının geçerli bir garantisi var mı? Hırsızın elini kesmek neden mecazi? Ayeti mecaza hamletmek için ellimizde yeterli bir karine var mı? Hem öyle ise kafirlerin ayaklarının ve ellerinin çaprazlama kesilmesini emreden Maide 33. âyeti nasıl anlaşılmalı o halde? Birçok işari tefsire ‘hurafe’ deyip sonra en olmadık yerlerde işari tefsire tevessül etmek, ancak işgüzarlık olsa gerek. Çok evlilik geçici bir ruhsat ise “geçicilik” kaydını hangi Kur’an ayetine dayanarak koyuyor? İslamoğlu’nun düşmanı olduğu tarihselcilik kaçınılmaz olmuyor mu böylece?
İslam’ı modern çağın insanına şirin göstermek için Kur’an ayetlerine takla attırmanın ve tabir yerindeyse onlara işkence uygulamanın hiçbir manası yok. Düşünsel olarak bir yerlere doğru gidiyor olabilirsiniz ama gittiğiniz yere lütfen Kur’an’ı da götürmeye kalkışmayın. Onu temellük ederek bir yerlere götürmeye hakkınız yok çünkü. Kendi Kur’an anlayışınızı indirilmiş din, diğer bütün Müslümanların Kur’an anlayışını uydurulmuş din olarak kabul etmek, bizzat Kur’an’a terstir ve üstelik hiçbir demokratik ve ahlaki ilkeye sığmaz. Hadis külliyatları için yapılan bu ithamı en azılı bir oryantalistten bile duyamazsınız. Çünkü her şeyden önce "ilim namusu" denen ilkeye imanları var adamların.
Bazıları İslamoğlu hızla Yaşar Nurileşiyor diyor. Bence bu Yaşar Nuri’ye haksızlıktır çünkü merhum başta ne dediyse hayatının sonunda da aynısını söyledi. Tutarsızlık gibi bir itham ile karşılaşmaması bundan dolayı. İslamoğlu’nun geldiği yer, geçmişteki bütün mûktesebatını inkar anlamı taşıyor. Daha dün fahiş fiyatlarla sattığı mealinde dediklerinin bugün tam tersini söylüyor. Tutarlılık ve ahlaklılık düşünceyi ciddiye alan her sahici zekanın vasf-ı mümeyyizi olmalı. Ama bu vasıflar İslamoğlu’nun yamacından teğet bile geçmiyor maalesef.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.