Nazım Hikmet ve Said Nursi'ye özgürlük anıtı dikilmeli

Nazım Hikmet ve Said Nursi'ye özgürlük anıtı dikilmeli

Risale Haber yazarı Levent Bilgi Yeni Şafak'taki röportajında hükümete ilginç bir teklifte bulundu

Risale Haber-Haber Merkezi

Risale Haber yazarı Levent Bilgi'nin Nesil yayınları arasında çıkan Rojin adlı kitabı medyanın yoğun ilgisi ile karşılaştı. Çeşitli tv ve gazetelere konuşan Bilgi, Yeni Şafak'taki röportajında hükümete ilginç bir teklifte bulundu. Bilgi, hükümetin Nazım Hikmet ve Said Nursi için İstanbul'un en görünen yerine "Özgürlük Anıtı" dikmesini istedi.

İşte Yeni Şafak'tan Kübra Sönmezışık'ın Levent Bilgi ile yaptığı röportaj:

Kürtlerle ilgili kitap yazma gereğini neden duydunuz?

Türk milliyetçiliğinin biraz daha ön planda olduğu bir bölge olan Kuşadası ve İzmir'de yetiştim. O dönemlerde Kürt denilince anormal, dağlarda yaşayan insanlar canlanırdı gözümüzde.

Ne zaman tanıştınız Kürtlerle?

Üniversite yıllarımda tanıştım. Onların samimiyetlerine, dürüstlüklerine hayran kaldım. Iyi ki de o sıralar iyi Kürtler ve Araplarla karşılaşmışım. Yoksa biz gençlik yıllarımızda çok peşin fikirli oluyoruz.

Peki neden Rojin?

Rojin ile Gebze-Topçular arasında çalışan bir arabalı vapurda doksanlı yıllarda karşılaştım. Tam anlamıyla esmer güzeli bir Kürt kızıydı. Yarım saatte kısaca bana hayatını anlattı. Bu kısa konuşma romana ilk adımdı benim için.

Romanı sadece ilk defa gördüğünüz bir kız için mi yazdınız?

Tabiki değil. İstanbul Üniversitesi'nde Kürt arkadaşlarım oldu. Onlarla beraber kaldık, evlerine misafir oldum. Hiç Türkçe bilmeyen anneleri ile tanıştım. Bilhassa Gebze'ye göçen Kürt aileler hep bir kimlik bunalımı yaşayan, ekonomik ve sosyal problemleri olan ailelerdi. Onların bu garibanlıkları beni çok etkiledi. Onlarla beraber yaşarken kendi kendime dedim ki; 'Kürtlerin romanını bir gün yazacağım.'

Bu ülkenin 'Ben ve Öteki'lerinden bahseder misiniz?

Son üç yıldır Harran Üniversitesinde ders veriyorum. Türk, Arap, Kürt çocuklarının birbirleriyle nasıl kaynaştıklarını, bir birlerini canlarını verecek derecede nasıl sevdiklerini gözlemledim. Ayrıca annesi Türk, babası Kürt, babası Türk, annesi Kürt çocukların hikayelerini dinledim. Bu yıllarda pek çok Rojin ile dost oldum, arkadaş oldum. Rojinleri Ajar'ları çok sevdim. Onların dertlerini, aşklarını, köylerinde çektiklerini dinledim.

Nasıl hikayelerdi bunlar?

Hemen hemen bu bölgelerde ailesinden en az bir kişi kaybolmayan, işkence görmeyen, bir fail-i meçhule kurban gitmeyen hiç kimse yok gibi. Okulumda iki tane Türk, üç tane Kürt'ten oluşan öğrenci grupları var. Sabah akşam bunlar beraber yiyip içiyorlar, birbirleri için canlarını verirler. Bu roman hayatı, kendimizi ve insanları; kimliklerine, dinlerine, derilerinin renklerine bakmadan ötekileştirmeme sadece ama sadece insan olarak algılamanın romanıdır.

SAİD NURSİ'NİN VE NAZIM HİKMET'İN ÖZGÜRLÜK ANITI DİKİLSİN

Kitapta Adalet Ağaoğlu, Musa Bilik, Ali Akbaş, Can Yücel gibi bir çok yazar ve şairin metinleri yer alıyor. Bu isimleri neye göre seçtiniz?

Evet romanda İsmet Özel'den Orhan Pamuk'a, Said Nursi'den Nazım Hikmet'e kadar pek çok alıntı var. Vermek istediğim bir mesaj var.

Neymiş onlar?

Fikirlerimiz, görüşlerimiz, ırklarımız, inançlarımız farklı farklı olabilir. Ama temelde hepimiz insanız. Artık Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Alevi, Sunni, doğulu batılı, dindar, ateist, sosyalist ayırımlarını ötekileştirmenin bittiği mesajını vermek istiyorum.

Sadece kitap yazmakla bitecek mi bu sorun?

Bu noktada hükümetin üstüne düşen çok önemli bir iş var bence. Bakın TRT 6'yı burada insanlar gözyaşları içinde seyrediyorlar. Yıllarca nüfus müdürlüklerinin önünde çocuklarına Kürtçe isim vermek istedikleri için kovulmuş bu insanlar. Ben hükümetten bir sembolik açılım daha istiyorum.

Nedir o?

Devlet, yıllarını hapishanede mahvettiği Nazım Hikmet'in ve Said Nursi'nin mezarlarını bu ülkenin en görünen yerine, özellikle de İstanbul'da bir tepeye getirip oraya bir ÖZGÜRLÜK ANITI diksin. Yıllarca düşman gibi gördüğü bu iki büyük dehanın mezarlarını yanyana koyup onlardan özür dilesin ve anıta şu manaları yazsın: Bundan sonra bu ülke her anlamıyla özgür olacak. Hiç kimseye ırkından, inançlarından, dininden, tercihlerinden, fikirlerinden dolayı zulüm edilmeyecek.

BU ROMAN HALKLARIN KARDEŞLİĞİNİ TEKLİF EDİYOR

Rojin karakteri zeki, asi ve inatçı. Ajar tembel ama zeki bir çocuk. Karakter çözümlemelerinde Kürtler'in hangi yönüne vurgu yaptınız?

Üç yıldır Harran Üniversitesi'nde ders veriyorum. Buradaki gençlerin abileri gibi oldum artık. Biz burada 24 saat hocalık yapıyoruz. Öyle olunca sürekli öğrencilerimle iç içeyiz, her türlü dertlerine yardımcı olmaya çalışıyorum. Romanda bir Kürt olmak ne demek, bir Kürt kızı olmak ne demek, bir Türk olarak bir Kürt kızına aşık olmak ne demek, bir Kürt olarak bir Türk gencine aşık olmak ne demek bunların tahlillerini yapmaya çalıştım.

Türklük kimliğinden Kürtlere bakılmış bir kitap. Bu kitaba Kürtler ne der?

Ben romanı yayınlanmadan önce Urfa'daki Rojin kahramanıma ve pek çok Türk, Kürt, Arap öğrencime okuttum. Irkçı yönü ağır basan Kürtler beni Türkçülük yapmakla, yine ırkçı yönü ağır basan Türkler Kürtçülük yapmakla suçladılar. Ama bu tarz değerlendirmeler çok azınlıkta kaldı. Genel olarak her ırktan çocuklar, hocam tam da beni anlatmışsınız dediler. Ben de bu son cümleyi alıncaya kadar roman üzerinde üç sene çalıştım.

Öğretmen Noyan Ajar ve Rojin'e 'sizlere yardım etmek istiyorum' diyor. Türkler Kürtlere 'yardım' ilişkisi üzerinden mi barışı sağlayabilir?

Hayır. 'Para gönderelim, şu fakirlere kurban eti gönderelim' gibi yaklaşımların yanlış olduğunu düşünüyorum. Burada Türkler de Kürtler de onurlu, asil bir birliktelik istiyorlar. Burada insanların önce ekmeğe değil; hürriyete, kimliklerinin tanınmasına ihtiyaçları var.

Rojin kitabı insanlara neyi gösterecek? Kafalardaki önyargıları kırabilecek mi? Gücü ne olur?

Romanın ilk cümlesi, Victor Hugo'nun "Vatanım bütün dünya, milletim bütün insanlık." Biz artık birbirini tanıma noktasındayız. İnsanlar, birbirleriyle nasıl alışveriş yapabiliriz, nasıl bölüşebiliriz, nasıl birbirimizi daha çok kabullenebiliriz noktasında, bütün dünya arayış içinde. Halkların kardeşliği teklifidir bu.. Bu meselede sivil bir itaatsizliği, sivil bir organizasyonu, sivil bir anlayışı ortaya çıkarmak istiyorum. Onun için Noyan ve Rojin'in konuşmalarında siyasi bir teklif olmamakla birlikte neler yapılabileceği anlatılıyor.

Toplumdaki diğer 'öteki'ler için de roman yazmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye'de Kürt olmak ne demek, biraz bunu anlamaya sorgulamaya çalıştım. Bence bu sorgulamayı tüm 'öteki'ler için yapmalıyız. Geçende bir öğrencim, 'Hocam ben Alevi olduğumu kimseye söyleyemiyorum, beni dinsiz sanıyorlar' diyordu. Hepimiz bu işin bir ucundan tutmalıyız. Bu mesele bir toplumsal zihniyet dönüşümü ile aşılabilir.