Said Nursi,Allah'ın emanetini benlikle tanımlar
Böhürler, Said Nursi'nin 'Allah'ın insana teklif ettiği emaneti benlik olarak tanımladığını söyledi
Risale Haber-Haber Merkezi
Yazar Ayşe Böhürler, Said Nursi'nin 'Allah'ın insana teklif ettiği emaneti benlik olarak tanımladığını söyledi.
Ramazan vesilesi ile hepimizin daha çok dinden konuştuğunu ifade eden Böhürler, Yeni Şafak'taki yazısında "Farklı kasıt ve hedeflere yönelik olarak aynı ayetleri telaffuz ediyoruz. Her birimizin karakteri, meşrebi, içinden geldiği sosyo-kültürel atmosfer, yetişme koşullarımız, hayat tecrübelerimiz bambaşka. Karakterimizin örgüleri bunlar. Bu örgülerden bağımsız din algısı geliştirme iddiası, hakikate bizi kavuşturur mu emin değilim" dedi.
'En iyisi bende' demenin İslam'a göre doğru olmasa da insan hasleti olduğunu bilen alimlerin Müslümanlar arasındaki bu farklılıkları anlatmak için zaman zaman hikayeler kullandığını ifade eden Böhürler, Bediüzzaman Hazretlerinin benlikle ilgili yorumunu aktardı:
"Muhammed İkbal, benliğin sırlarını bilmek, benlikten vazgeçebilmek için önce benlik kazanmak gerektiğini söyler. O'na göre tevazu ile aşağılık kompleksi arasındaki fark benlikten geçer. Tevazu, kazanılmış benlikten vazgeçmektir.
"Said-Nursi ise 'Allah'ın insana teklif ettiği emaneti benlik olarak tanımlar. 'Ene' yi insanın rabbini bilebilmesinin ölçüsü olarak görür. Bunun farazi ve vehmi olduğu idrak edildiğinde 'ene' olumlu, tam tersi durumda da olumsuz bir manaya bürünür. İlkinde yolunuz marifete, ikincisinde ise Allah'a rağmen varlık iddiası taşıyarak firavun'un yoluna denk düşer. Bediüzzaman'a göre hayır 'ene' üzerinde yükselmekte; şer 'ene' nedeniyle var olmaktadır... Yâni insan 'ene' ile hem kazanmakta, hem kaybetmektedir: Kendine güvenen kaybetmekte, kendini Allah'a veren kazanmaktadır. Benliği ile gururlanan kaybetmekte, benliğini Allah'a kulluk makamında eriten kazanmaktadır. Kısaca 'benliği ile gururlanan kazanmıyorsa' hepimizin kendimizi ayırmadan yeniden ve yeniden sorgulaması gerekir.