Risale Haber-Haber Merkezi

"Bağımsız Kemalist Gazete" Hakimiyet-i Milliye yazarı Altan Arısoy, Nakşibendilik ve Nurculuğun "karşı devrim hareketi" olduğunu söyledi.

Özellikle Nakşibendiler ve Nurcuların devlet kadrolarında etkin durumda olduğunu belirten Arısoy, "Hükümet ele geçirilmiş, parlamentoda büyük bir ağırlık elde edilmiştir. Cumhuriyet döneminin en büyük karşı devrim hareketlerini Nakşibendililer ve Nurcular örgütlemişlerdir" dedi.

Nurculuk için "tarikat" kavramını ısrarla kullanan Arısoy, Risale-i Nur'ların "akla, bilime, İslâm’ın temel kaynaklarına aykırı" olduğunu ileri sürerken, Risale-i Nurların neden bu kadar çok okunduğunu ise şu gerekçelerle açıkladı: "Böyle bir akım milyonlarca insan üzerinde etkilidir. Bu şaşırtıcı durum nasıl oluyor? Cahil kitlelerin dinin gizemli dünyasına kapılmaları, mucizelere inanmaları, kurtuluşu onlardan beklemeleri son derecede kolay olmaktadır."

"Türkiye için büyük ve derin bir tehlike olarak Nurculuk konusunda her yurttaşın bilgi sahibi olması"nın önemli olduğuna dikkat çeken Arısoy, cehalet kokan şu satırları sıraladı: "Said-i Nursi Kuran’da belirtilmiş olan iman ve ibadet esasları dışına çıkar."

YİNE DECCAL MESELESİ

Said Nursî'nin komünizme karşı Müslüman-Hıristiyan ittifakını da eleştiren Arısoy, Said Nursi'nin Atatürk'e Deccal dediğini ileri sürdü:

"Said-î Nursî’nin Kemalist rejime düşmanlığı Türkiye Cumhuriyeti’nin o yıllardaki bağımsız dış politikası ve devrim hareketleri ile her alanda yaptığı atılımların, aydınlanmanın tarikatlar için, varlık- yokluk sorunu olmasındandır… Saidi Nursi bu yüzden Atatürk’ün ve Kemalizm’in en büyük düşmanı olmuştur. Atatürk'e açıkça “Deccal” ilan ederek Millet-i İslam'ı Protestan yapmak istediğini söylüyordu. Saidi Nursi’nin Atatürk ve Kemalizm düşmanlığına örnek çoktur. Ama ne yazık ki; Said-i Nursî’nin devlet tarafından izlenmesi bile “zulüm” olarak tanımlanmıştır…"

Ergenekon terör örgütü kapsamında Silivri cezaevinde tutuklu bulunanları da sahiplenen Arısoy, "Bu gerici koro iki yıldır suçunu bilmeden kapatılan “Silivri tutukluları” içinse “oh olsun” demektedir…" ifadelerini kullandı.

ARISOY'UN ŞAŞKINLIĞI: NURCULUK ETKİSİZ KALACAK YERDE ARTIYOR?

Nurculuğun giderek arttığını da itiraf eden Arısoy, bunun gerekçesi olarak da yine bildik sloganik cümleler kullandı:
"Nurculuk giderek etkisiz kalacak yerde artan bir taraftar bulmaktadır. Buna şaşılmaması gerekir. Eğitim-öğretim birliğinin bozulması, okullar, yurtlar, kurslar, camiler, dergahlar, yayınlar yoluyla küçük yaştaki çocukların kazanılması, siyasi iktidarın desteği ve emperyalizmin olanakları arkalarındadır…"

TCK 159 VE 163 NİYE KALDIRILDI?

Geçmişte özellikle dindarlar için büyük bir tehdit olan TCK’nın 159 ve 163. maddelerinin kaldırılmasını da eleştiren Arısoy, tüm ulusalcı ve Atatürkçülere de seslendi:
"Türkiye bir karşıdevrim hareketi yaşamaktadır. Atatürkçülerin, cumhuriyetçilerin, laiklerin, gerçek demokratların, aydınların bu korkunç saldırılara karşı kendilerini savunma hakkı bile ellerinden alınmıştır… Ve halkın doğru haber alma hakkı da… Bütün ulusalcı ve cumhuriyetçi güçlerin bir yerde toplanmaları kesin bir zorunluluktur."

ARISOY'UN REHBERİ KAYNAKLAR!

Arısoy'un yazında kullandığı kaynakların ise bugüne kadar dindarlara ve özellikle Bediüzzaman Said Nursi'ye karşı iftira dolu düşmanlıklarıyla bilinen "Neda Armaner, Turan Dursun, Nihal Atsız"ın olması dikkat çekti.