Cennet bahçesinin şehri Medine
Dünyanın dörtbir yanından hac görevini yerine getirmek üzere Suudi Arabistan'a gelen yaklaşık 4 milyon hacı, Peygamber şehri Medineyi ziyaret ediyor.
Mekke'de hac görevini tamamlayan bazı hacılar, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in (s.a.v) kabrinin de bulunduğu Medine'deki kutsal yerleri ziyaret ediyor. Dünyanın dörtbir yanından hac görevini yerine getirmek üzere Suudi Arabistan'a gelen yaklaşık 4 milyon hacı adayı, Mekke'de görevini yerine getirmenin yanı sıra Peygamber şehri Medineyi ziyaret ediyor. Bazı hacı adaylarının hac görevini yerine getirmeden önce, bazılarının ise hacı olduktan sonra geldikleri Medine'de, Peygamber Efendimiz'in kabrinin bulunduğu Mescid-i Nebi ile Kuba Mescidi, Mescid-i Cuma, Mescidü'l Kıbleteyn, Cennetü'l Baki gibi kutsal yerleri de ziyaret ediyor. Uhut ve Hendek savaşlarının yapıldığı alanlara da giden hacılar, buradaki şehitler için dua ediyorlar.
İçinde Cennet Bahçesi var
Hazreti Muhammed'in (s.a.v) defnedildiği Kabr-i Saadet'e, Ravza-ı Mutahhare de deniliyor. Burada, Hazreti Ebu Bekir ile Hazreti Ömer'in de kabri bulunuyor. Medine'ye gelemeyip de gelecek olanlarla selam gönderilen bu mekan, hacıların daha fazla namaz kılmakta birbiriyle yarıştıkları yer.
Hacılar, ''Evimle minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir'' hadisi şerifi doğrultusunda, ''yeşil halı'' adı verilen bölgede en az iki rekat namaz kılmanın mücadelesini veriyor.
İslâm'da ilk mescid
Hazreti Muhammed'in (s.a.v) Mekke'den Medine'ye hicreti sırasında devesinin durduğu yere yapılan Kuba Mescidi, yapılan ilk mescit olarak biliniyor. Müslümanlarla birlikte bizzat Peygamber Efendimizin de taş taşıyarak yaptığı Kuba Mescidi, Kur'an-ı Kerim'de ''Takva Mescidi'' olarak geçiyor. Peygamber Efendimizin Mekke'den hareket edip Kuba Köyüne ulaşması, İslam tarihi için dönüm noktası ve Müslümanlar için de yeni bir devrin başlangıcı oldu. Kuba Mescidi, İslam tarihinde yapılan ilk mescit olduğu gibi nurlu bir devrin de abidesi konumunda. Abdest alarak namaz kılmak amacıyla Kuba Mescidi'ne giden bir kişinin umre yapmış gibi sevap kazanacağı, hadisi şeriflerde yer alıyor.
İlk Cuma
Hazreti Muhammed (s.a.v), ilk defa Cuma Namazı kıldığı ve cemaate kıldırdığı Mescid-i Cuma'da, ilk kez cuma hutbesi okuyor. İlk hutbesinde, insanların iyilik yapmasına, yarım hurma tanesi kadar dahi iyilik yapacak gücü ve imkanı bulunmayanlara, tatlı dil ve güler yüzlü olmalarını isteyen Peygamber Efendimiz, bir hayra karşı 700 katına kadar sevap ve mükafat verileceğini müjdeliyor. Hutbede ayrıca, bu dünyada ahiret için hazırlık yapılması isteniyor.
Kıblenin Kâbe'ye döndürülmesi
Kıblenin, Mescid-i Aksa'dan Mescid-i Haram'a dönüşmesi, Mescidü'l Kıbleteyn'de gerçekleşiyor. İslam'ın ilk yıllarında kıble olarak Mescid-i Aksa'ya durularak namaz kılınması, bir öğle namazı sırasında inen ayet üzerine kıble Kabe'nin bulunduğu Mescid-i Harem olarak değiştiriliyor. Namazın ikinci rekatı kılınırken Cebrail (a.s) tarafından Hazreti Muhammed'e ''Yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir. Ey Müminler siz de nerede bulunursanız namazda yüzünüzü oraya doğru çevirin'' anlamına gelen vahiy geldi. Bunun üzerine Peygamberimiz ve cemaat Kudus'ten Kabe istikametine döndü. Namazın iki rekatı Mescid-i Aksa'ya, son iki rekatı da Kabe'ye doğru kılındığı için bu mescit ''iki kıbleli mescit'' anlamına gelen Mescid-i Kıbleteyn ismiyle anılıyor. Mescid-i Nebi'nin doğu tarafında bulunan Cennetü'l Baki Kabristanında, yaklaşık 10 bin sahabenin yattığı rivayet ediliyor. Peygamberimizi görme şerefine nail olan, sesini duyan, onunla namaz kılan, sohbet eden,İslamiyet uğrunda hiçbir fedakarlıktan çekinmeyen 10 bin civarında sahabe bu kabristanda medfun.
Uhut ve Hendek
Müslümanlar ile müşrikler arasında yapılan en önemli savaşlardan birisi olan Uhut, Hazreti Muhammed'in (s.a.v) kesin emri olmasına rağmen 50 okçunun emre itaatsizlik edip yerlerini terkettiği,kazanılmış bir savaşın kaybedildiği yer.. Peygamber efendimizin dişinin kırıldığı, yanağından yaralandığı, amcası Hazreti Hamza'nın (r.a) şehit olduğu Uhut Savaşı'nda, İslam'ın geleceğini tehdit eden ve Müslümanlar için bir ölüm-kalım mücadelesi verilmiş, pek çok Müslüman canlarını seve seve feda ederek şehit olmuştu.
Mekkeli müşrikler, tevhit inancını yeryüzünden kaldırmak üzere Yahudilerle de işbirliği yaparak Uhut savaşından iki yıl sonra 10 bin kişilik orduyla Medine üzerine yürürler. Birkaç kişiye yetecek miktardaki yemekten binlerce Müslüman yiyerek karnını doyurması mucizesi, sahabenin savaş öncesi üç gün aç açına hendek kazması sırasında yaşandığı kaydediliyor. Yazılı kaynaklara göre Hendek Savaşı, Allah'ın Müslümanlara yardımıyla akıllarda iz bırakıyor. Savaş sırasında çıkan fırtına, kumu, toprağı düşmanın yüzüne çarpıyor, çadırları söküp atıyor, yemek tencerelerini devirip ateşleri söndürüyor, böylece gizli bir kuvvetin düşmanla savaşıyor.
Hendek Savaşı, Müslümanlara yönelik son saldırı niteliğini taşıyor. Bu savaşın yapıldığı alanda eskiden beri 7 küçük mescit bulunmasına rağmen, günümüzde 2 eski mescit, diğer 5 mescidin yerine ise büyük bir mescit inşa edilmiş durumda. Hacılar, Medine'deki bu kutsal mekanları ziyaret ederek, mescitlerde ikişer rekat namaz kılıyor, dua ediyorlar.
Milli Gazete