İslama ilgi büyükelçiliğimizi ilgilendirir

İslama ilgi büyükelçiliğimizi ilgilendirir

Wikilaeks’in sızdırdığı belgelerde ABD’li diplomatların rahat ve serbest üslubu dikkat çekiyor. Peki, bizim diplomatlar yazışmalarda nasıl bir üslup kullanıyor

Özgün Özçer ve Hilal Aygün'ün haberi

Wikileaks ifşaatlarının içeriği kadar, Amerikan diplomatlarının yazışma dili de bir hayli dikkate değer detaylar içeriyor. Peki, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın yazışmalarının şekli ve içeriği Amerikalı meslektaşlarınınkine ne kadar benziyor? Bu soruyu emekli diplomatlara sorduk.
 
İnal Batu: Gizliliğe önem verilir

Yazışmalarımız çok daha ciddidir, sululuk hiç yoktur. Dedikoduya, yani doğrulanmamış söylentilere çok az değinilir. Kişilerin özel hayatlarıyla ilgili bilgiler ise sadece Türkiye ile ilişkiler anlamında önemli bir detay içeriyorsa paylaşılır. Örneğin bir kişinin İslam dinine düşman veya tam tersine İslam kültürüne hoşgörülü olduğu bizi ilgilendirebilir mesela. Fakat, Roma Büyükelçiliği yapmış birisi olarak Başbakan Berlusconi’nin özel yaşantısına ilişkin detaylar vermem. Bütün yazışmalar bakanlara kadar gider. Bir telgrafın “açık” veya “kapalı” (yani gizli) olması önemini göstermez. Açık telgraflar daha kayda değer bilgiler içerebilir. Ayrıca, sistemimiz Amerikalılarınkine nazaran çok daha güvenlidir, yazışmaların gizliliğine son derece önem verilir.
 
Temel İskit:Dedikodu yapmayız

Türk diplomatlar merkeze güvenilir bir bilgi aktarma mecburiyetindedirler. Dolayısıyla, Dışişleri Bakanlığı’nın geleneği gereği dedikodu yoktur, en fazla rivayetlerden bahsedilir. Zira dedikodulara yer veren, laubali kelimeler kullanan diplomatlar saygınlığını kaybeder ve güvenirliliğini zedeler.
 
Akın Özçer: Ağdalı dil kullanılır

Yurtdışında görev yapan diplomatlar her şeyi bildirir. Türk Dışişleri Bakanlığı’nın yazışma dili daha resmî, empersonel ve ağdalıdır. Tasvirler enderdir, çok fazla yorum da içermez. Kaleme alan kim olursa olsun, imza misyon şeflerine aittir. Açık telgrafları genellikle daha düşük memurlar okur, şifreli telgraflar ise en az Dışişleri Bakanı’na kadar gider. Yazışmaların gizlenmesinin üç nedeni olabilir. Birincisi bilgileri veren kişinin kimliği ortaya çıkmasın diye. İkincisi, bu tür bilgilerin telgraf konusu yapıldığını diğer ülkeler öğrenmesin istenir. Son olarak bazı diplomatlar kariyerle ilgili kaygılarından ötürü kendilerini okutabilmek için bu yönteme başvurabilirler.
 
Özdem Sanberk: Klasik diplomasi

Bizdeki hassasiyetin ilk sebebi gelenek, ikincisi de sızdırılma ihtimalinin göz önünde bulundurulmasıdır. Büyükelçi imzasıyla giden telgrafların üslubu klasik diplomasiye çok uygundur. Eskiden çok daha ağdalı yazılıyordu. Şimdi doğal olarak genç kuşakla beraber yavaş yavaş değişiyor. Osmanlı diplomasisinden yetişen ağabeylerimizin dilinden esinlenildiği için çok ağdalıydı. Ayrıca bizde hiçbir şey delillendirilmeden iletilmez. Bir iddia, ancak kanıtıyla beraber yazılır. Tüm belgeler büyükelçinin imzasından geçer. ‘Ben çok sık telgraf göndereyim de, beni çok başarılı görsünler’ diye düşünüp, çok telgraf göndermiş büyükelçiler olabilir. Düşündüğünün tam tersi sonuç da verebilir. Böyle bir değerlendirme yapılmıyor bizim makamlarımızda.

Taraf