Yönetmelik değişmedikçe fişleme asla bitmez
Özellikle 28 Şubat sürecinde fişleme aracı olarak kullanılan 12 Eylül darbe dönemine ait 'kılık kıyafet yönetmeliği' hâlâ yürürlükte.
Gülizar Baki'nin haberi
Kamu kuruluşlarının bununla ilgili her ay valiliklere rapor yazma mecburiyeti var. Hukukçular, söz konusu antidemokratik uygulamaların bir an önce kaldırılması gerektiğini belirtiyor.
12 Eylül darbesi ve 28 Şubat sürecine ait antidemokratik genelge ve yönetmelikler halen uygulanmaya devam ediyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri 25 Ekim 1982 tarihinde çıkan "Kamu Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik". Söz konusu yönetmelik, özellikle 28 Şubat sürecinde fişleme aracı olarak kullanıldı. Dönemin başbakanı Mesut Yılmaz, buna dayanarak bir genelge yayımladı. Genelgede 'kamuda çalışan personelin kılık kıyafetlerinin sürekli olarak kontrolü' isteniyor. Ayrıca genelgeye eklenen 'takip formu'nda bütün kamu kurumlarından her ay valiliklere 'kılık kıyafete dair açılan soruşturmalarla ilgili rapor yazmaları' gerektiği belirtiliyor.
Halen yürürlükte olan 1982 tarihli yönetmeliğin altında Hasan Celal Güzel'in de imzası var. Güzel, tüm itirazlarına rağmen cuntanın kendisine zorla imza attırdığını anlatıyor. Ona göre idari metin olduğu için söz konusu yönetmeliğin bugün iptal edilmesi son derece kolay. Eski Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek de bu gibi genelge ve yönetmeliklerin bir an önce kaldırılması gerektiğini vurguluyor. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Turan Yıldırım ise bu tür yönetmelikler yoluyla 28 Şubat kararlarının el altından uygulandığına dikkat çekiyor.
1998 yılından beri her ay mutat olarak kamu kurum ve kuruluşlarındaki yöneticiler personeli hakkında bir üst yönetime birçok rapor gönderiyor. Bunlardan birisinde kamuda "kılık kıyafete muhalefet" edenlerin olup olmadığı, irticai faaliyetlerde bulunanlar var mı yok mu, Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında olumsuz kanaati olanlar var mı aylık olarak Başbakanlık'a bildiriliyor. Bu raporlara belediyeler için bir detay daha ekleniyor; Türk Silahlı Kuvvetleri'nden atılmış birisi çalıştırılıyor mu? Yoksa bu bile bir üst yönetime rapor ediliyor.
Kenarda köşede kalmış darbe dönemine ait bu gibi genelge, yönetmelik, kararnamelerin bir an önce kaldırılması gerektiğine dikkat çeken eski Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir talimatıyla bu gibi antidemokratik uygulamaların sona ereceği görüşünde. 28 Şubat sürecinde eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun yaptığı; "28 Şubat bin yıl sürecek" açıklamasını hatırlatan Petek, "Bu tüzük, yönetmelik ve genelgeler kaldırılmazsa anayasa ve kanunlar değiştirilse de 28 Şubat devam eder." diye konuşuyor.
Hasan Celal Güzel ise yönetmeliğin cuntadan gelen bir telefonla hazırlandığını anlatıyor. "Kılık-kıyafet yönetmeliği hazırlandığında Başbakanlık müsteşarlığına vekâlet ettiğini hatırlatan Güzel, tüm itirazlarına rağmen cuntanın yönetmeliği kendisine imzalattığını kaydediyor. Güzel'e göre söz konusu yönetmelik ve genelge, idari metin olduğu için iptal edilmesi son derece kolay.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Turan Yıldırım, Başbakanlık'ın personelin davranış ve tutumlarına dair her zaman bilgi almaya yönelik genelgeler gönderebileceğinin altını çiziyor. Yıldırım, "Memurlar vatandaşa nasıl davranıyor, görev ve sorumluluklarını yerine getiriyor mu, vatandaşa saygısızlık etti mi gibi sorular sorabilir. Fakat 1998 tarihli bu genelgede sadece kılık kıyafetin sorulması normal değil. Genelgenin Türkçesi, başörtüsü yasağı. 28 Şubat ürünü genelge bu açıdan son derece tuhaf." ifadelerini kullanıyor. Genelgenin demokratikleşme adımlarının atıldığı şu dönemde hâlâ uygulanıyor olmasıyla ilgili olarak Yıldırım; "Başbakanlık'ın aklına gelmemiştir, gözünden kaçmıştır." değerlendirmesinde bulunuyor. Yıldırım, "Anayasa ve kanunlarda değişiklikler yapılıyor. Fakat 28 Şubat kararları el altından uygulanmaya devam ediyor." ifadelerini kullanıyor.
Zaman