İslam'da şanssızlık ve uğursuzluk yoktur
Uğur veya uğursuzluk gibi halk arasında yaygın olan inançlar aslında batıl inançların da kapısını aralıyor.
Zeynep Kaçmaz'ın haberi
İlahiyatçı Dr. Selman Kuzu, İslam'da şanssızlık veya uğursuzluk diye bir şeyin olmadığını söylüyor. Kuzu, Peygamberimiz'in 'Baykuş ötmesinde şer (kötülük) yoktur. Herhangi bir şeyde uğursuzluk da yoktur.' hadisini hatırlatıyor.
Günümüzde birçok batıl inanç, geleneklerimize yerleşti. İnsanlar batıl inançlara göre davranışlarını değiştiriyor, hayatına şekil veriyor. Ömrün kısalacağı düşüncesiyle gece tırnak kesmiyor, uğursuzluk getireceği düşüncesiyle merdiven altından geçmiyor. Camilerin şadırvanlarına para atıp dilek tutuyor, baykuşun ev hanesine ölüm getireceği, kara kedinin kötü bir güne işaret ettiğine inanıyor. İlahiyatçı-yazar Dr. Selman Kuzu, din ve tevhit anlayışına ters düşen inanç ve uygulamaların kişinin ahiret hayatını kaybetmesine yol açabileceğini söylüyor. Selman Kuzu, hatalara düşmemek için dinin temel esaslarının öğrenilmesinin her Müslüman'ın temel vazifesi olduğunu belirtiyor.
Kimi inanç ve davranış biçimleri, dinde yeri olmadığı halde hayatın bir parçası haline gelebiliyor. Batıl inanç denilen bu davranışların birçok kişi tarafından uygulandığını dile getiren Selman Kuzu, bunun cehaletten kaynaklandığını ifade ediyor. Araştırmadan, kulaktan dolma sözlerle hareket edildiğini söyleyen Selman Kuzu, "Türbe, mezar, tekke vb. yerlerde mumlar yakılıyor. Bu, eski cahiliye çağında 'ateşe tapınmak'tan kalma âdetlerden biridir. Oysaki İslâm'da mum yakma diye bir şey yoktur. Diğer bir başka inanış da bazı hayvan ve günlerin uğur veya uğursuzluk getireceği düşüncesi. Dinde şanssızlık veya uğursuzluk diye bir şey yoktur. Her şey kaderî bir program çerçevesinde gerçekleşmektedir. Peygamber Efendimiz (sas) 'Baykuş ötmesinde şer (kötülük) yoktur. Herhangi bir şeyde uğursuzluk da yoktur.' buyuruyor. Birçoğumuz bunlara hâlâ inanıyoruz." şeklinde konuşuyor.
Kabir ve türbelere kurban adanabildiğini dile getiren Selman Kuzu, kurbanın sadece Allah için kesileceğini ifade ediyor. Selman Kuzu, insanın dini inanç ve hayatı adına en büyük facianın batıl bir veya birkaç inancın veya uygulamanın doğru olarak onun hayatına yerleşmesi olduğunu söylüyor. Batılın hak olarak addedildiğini belirten Selman Kuzu, "Kişi, batıl inançlarla dünyevi hayatı itibarıyla çok etkilenmiyor gözükse hatta bu tür inanç ve uygulamalarla mutlu olduğunu zannetse de ahiret hayatı adına kaybediyor. Bir mümin için en büyük kayıp ötelerde kaybetmesidir. Bir kimsenin başına gelebilecek en büyük bela ve musibet, dini hayatına gelen musibettir. Bugün İslam topluluklarını tehdit eden en önemli tehlikelerden biri de budur." diyor.
Zamanla batıl inanç ve uygulamaların hak zannedilebileceğini dile getiren Selman Kuzu, bu nedenle inanan bir insanın inandığı dinin temel esaslarını iyi bilmesi, neyin hak ve batıl olduğunu öğrenmesi gerektiğini ifade ediyor. Peygamberimiz (sas) müminleri öğrenmeye teşvik ederken şunları söylüyor: "Ya âlim (bilen) ol, ya öğrenen ol ya da dinleyen ol. Dördüncüsü olma, o zaman helak olursun."
Bazı batıl inançlar:
* Akşam soğan yenen yere melekler gelmez.
* Ocağın üstünü boş bırakmak uğursuzluk getirir.
* Birinin bardakta yarım kalmış suyuna su ilave ederek içilmez, kötü kader getirir.
* At nalı, nazar boncuğunu ev, araba vs. yerlere asmak kötülük ve uğursuzluğu giderir.
* Gece tırnak kesmek, kısmet eksilmesi veya ömür kısalmasına sebep olur.
* Ruh çağırmak, büyü yapmak ve yaptırmak, fal bakmak, yıldızların durum ve hareketlerinden hüküm çıkarmak, burçlara inanmak, kurşun döktürmek.
* Gece köpek uluyan, damında karga yahut baykuş öten ya da kapısında çıkarılan ayakkabılardan birisinin ters döndüğü evden cenaze çıkar.
* Kurban kesilirken hayvan dilini dışarı çıkarırsa kurban sahibinin o yıl içerisinde ölmesi.
* Ay ve güneş tutulması esnasında (Ay'ı ve Güneş'i tuttuğuna inanılan şeytanları kovmak için!) teneke veya davul çalmak, silah atmak.
* Ölünün yıkandığı evde üç gün ışık yakmak.
* Odanın ışığını evin erkeği yakarsa o ev daima nur içinde ve bereketli olur.
Zaman