İslamcılık ve Nurculuk Kıyaslamaları

Son zamanlarda bazı kesimlerde bağlısı bulunduğu mesleği veya meşrebi itinalı ve özenli bir şekilde İslamcılıktan ayırma veya daha yerinde bir tabirle ayrı gösterme temayülü dikkat çekiyor. Mezkur meslek ve meşrep sahibi sanki İslamcılık tehlikeli bir şeymiş gibi kendi tuttuğu yolun ondan üstün ya da ayırt edici vasıflarını göstermek için hummalı bir çaba içinde.

İslamcılığın bütün diğer kavramlarda olduğu gibi “vicdan-ı umumiyi” tam manasıyla tatmin edecek, eskilerin eskimez ifadesiyle “efradını cami ağyarını mani” bir tarifinin olmadığı doğru. Herkes kendince anladığı veya anlamak istediği tarif üzerinden bazı genel mülahazalara varmak istiyor. Sadece ülkemizde değil bütün dünyada çevre kirliliği, ses kirliliği, görüntü kirliliğine benzer bir kavram kirliliğinin yaşandığı muhakkak. Bu kirlilikten ister istemez İslamcılık kavramı da nasibini alıyor.

İslamcılığı, bazı Müslümanların idareyi kendi ellerine almak, halkı cebri yöntemlerle tahakküm altında tutmak amacıyla geliştirilen siyasal bir proje olarak okumak da mümkün. (Başta İsmail Kara olmak üzere birçok araştırmacı bu kanaatte.) Onu, İslam’ın bir hayat nizamı olarak dört başı mamur bir şekilde reel hayatta karşılık bulması yani şeriatin kamil manada tesis edilmesi olarak da anlamak mümkün. (Başta Ali Bulaç olmak üzere İslamcı aydınların kahir ekseriyeti bu kanaatte.)

Kavram ne şekilde anlaşılırsa anlaşılsın İslam düşünce tarihinde olduğu vechiyle İslam’ın özüne ait her anlama faaliyetinin İslami bir iyi niyetten kaynaklandığı gerçeği inkar edilemez. İslamcılığı “öcü” gibi gösterme Batı’nın yıllardır sürdürdüğü ve kısmen de başarılı olduğu meş’um bir algı operasyonu. Bu algının dışında kalmaya özen gösteren bazı meslek ve meşrep mensupları kendi yollarının İslamcılık ile kesişmesinden büyük bir endişe duyuyorlar. Tasavvufun İslamcılıktan ayrılan yönleri üzerinde kafa yoranlar en büyük mutasavvıflardan Kafkas Kartalı Şeyh Şamil’in Ruslara karşı vermiş olduğu cansiparane İslami mücadeleyi anlamakta zorlanıyorlar. Aynı şekilde Nurculuğun dikkatli ve bir parça gururla İslamcılıktan ayrıldığını yüksek bir eda ile dillendirenler Bediüzzaman merhumun Kemalizm’e karşı vermiş olduğu dasitani mücadeleyi anlamakta zorlanıyorlar. Başımdaki saçlarım adedince başlarım bulunsa günde biri kesilse hakikat-ı kuraniyye feda olan bu baş küfre ve zındıkaya boyun eğmeyecektir… Şeriatin bir meselesine bin ruhumu feda ederim”(14. Şua) diyen ve İslamcı alimlerin en büyük ideali olan ittihad-ı İslam davasını hayatının son nefesine kadar müdafaa eden bir mücahidin mistik olmayan tavrını bazı İslamcı kardeşlerin anladığı kadar anlamıyorlar veya anlamakta güçlük çekiyorlar. İslamcı aydınların İslami olan ideallerini harfiyen paylaşan nur müellifinden başkası değildi. Dilerseniz sözü kendisine bırakalım:

“Sultan Selim'e biat etmişim. Onun ittihad-ı İslâmdaki fikrini kabul ettim. Zira, o vilâyat-ı şarkiyeyi ikaz etti. Onlar da ona bîat ettiler. Şimdiki şarklılar, o zamanki şarklılardır. Bu meselede (ittihad-ı İslam Ş.D.) seleflerim, Şeyh Cemaleddîn-i Efganî, allâmelerden Mısır müftüsü merhum Muhammed Abduh, müfrit âlimlerden Ali Suâvi, Hoca Tahsin ve ittihad-ı İslâm’ı hedef tutan Namık Kemal ve Sultan Selim'dir ki, demiş:

İhtilâf u tefrika endişesi
Kûşe-i kabrimde hattâ bîkarar eyler beni.
İttihadken savlet-i a'dâyı def'e çaremiz,
İttihad etmezse millet, dağ-dar eyler beni.” (Divan-ı Harb-i Örfî)

Nurculuk, İslamcılığın mütemmim bir cüz’üdür ve İslamcılık bahçesi içinde güzel rayiha veren enfes bir çiçektir, tıpkı tasavvuf ve tarikatlar gibi. Kendi mesleklerini “kadim” İslamcılığı “nevzuhur” olarak görenler realitenin katı ve soğuk yüzüyle karşılaşmaktan hazzetmezler. Onun için Nurculuk ve İslamcılık kıyaslamaları Bediüzzaman’ın ifadesiyle “kıyas-ı maalfarık”tır (yanlış kıyas). Hele bazı kıymetli kalemlerin “İslamcılık Müslümanların milliyetçiliğidir” diyerek bütün iyilikleri, güzellikleri, hayırları Nurculuk hanesine; buna mukabil bütün kötülükleri, çirkinlikleri, şerleri ise İslamcılığın hanesine yazmaları bir kelimeyle talihsizliktir. Bu tarz bir İslamcılık eleştirisi karşı taraftan aynı şekilde daha vahim bir Nurculuk eleştirisine davetiye çıkarır. Unutmamak gerekir ki her İslami akımın yumuşak bir karnı vardır.

Bazı İslamcı aydınların yaptığı gibi İslamcılık üzerinden Nurculuğu eleştirmek (Nurculuğa İslam’ın mistik yorumu demek) ne kadar yanlış ise bazı Nurcu aydınların yaptığı gibi Nurculuk üzerinden İslamcılığı eleştirmek (İslamcılığa İslam’ın siyasal yorumu demek) ondan çok daha büyük bir yanlıştır. Ve dahi Müslümanlar arasındaki hakiki kardeşlik bağları açısından büyük bir zarardır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
18 Yorum