O şeyhi, Said Nursi'ye şikayet edecektim ki...

O şeyhi, Said Nursi'ye şikayet edecektim ki...

Birgün doğruca Üstad Bediüzzaman Said Nursi'ye gidip onları şikâyet ettim

Risale Haber-Haber Merkezi

Son Şahitlerden Muhiddin Yürüten anlatıyor:

Eskişehir'de Şeyh Âkif denen bir zatın etrafında toplanmış, Âkifiler diye bir grup vardı. Kendilerinden başka kimseye selâm vermezlerdi. Ben Şeyh Âkif'e rastladığımda selâm verirdim, fakat selâmımı almazdı. Onun bu durumu benim çok canımı sıkıyordu. Birgün doğruca Üstad Bediüzzaman Said Nursi'ye gidip onları şikâyet ettim:

"Üstadım, burada bir Şeyh var. Ne kendisi ve ne de talebeleri kendilerinden başkasının selâmlarını almıyorlar."

Üstad Hazretleri hiddetle, "Bu zat namazı emrediyor mu, yoksa nehyediyor mu?" dedi. Ben de cevaben, "Hayır, Üstadım, bu zat namazı emrediyor. Hem de tâdil-i erkân üzere namaz kıldırıyor" dedim. "İman Uhud Dağı gibidir. Kusurları çakıl taşları gibi. İnsanın kusuru ne olursa olsun, imanı varsa başka kusurlarına bakılarak, madâr-ı tenkid yapılmaz" diye karşılık verdi.

(Son Şahitler)