
Dr. Okan İMRE
Neden Gazze’ye Yardım Edemiyoruz?
Evet, bu sorunun cevabını herkes merak ediyor. Aylardır Gazze’de bir katliam yapılıyor. Gün geçmiyor ki parçalanmış çocuklar, açlıktan ve susuzluktan bitap düşmüş insanlar yok ki canlı bir şekilde gözümüzün önüne gelmesin. Canlı kalanlar hiçbir taraftan yardım gelmediğini, artık ölmek istediklerini haykırıyorlar. Artık haberlere bakamaz duruma geldik. Hakkıyla yardım edemediğimiz için vicdan azabı çekiyoruz. Türkiye dahil hiçbir islam ülkesi elle tutulur bir yardımda bulun(a)madı. Ülkemizdeki çoğu insan, başka müslüman devletleri suçluyor. Onların sosyal medyalarını takip ettiğimizde onların da bizi suçladığını görürüz. Mesela biz sosyal platformlarda “Mısır neden kapıyı açmıyor” diye onları suçlamışız. Onlar da “Petrol neden Türkiye üzerinden İsrail’e gidiyor” diye yazmışlar. Her müslüman devlet Gazze’ye en iyi kendilerinin destek çıktığını iddia ediyor. Ali İmran süresinin 188. Ayetin mealinde şöyle buyurulmaktadır: “Ettiklerine sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananların, sakın onların azaptan kurtulacaklarını sanma; elem verici azap onlaradır.”
Diğer müslüman devletlerinin niye Gazze’ye yardım etmediği ile ilgili durumun bizi çok ilgilendirmediğini düşünenlerdenim. Zira önce nefsimizden başlamak gerekiyor. Yarın mahşerde “Müslüman kardeşleriniz yanı başınızda ateşlere atılırken, vahşi israilli teröristler tarafından parçalanırken siz ve devletiniz ne yaptınız” denildiğinde cevap olarak “Mısır ve Arabistan halkı ve devleti de yardım etmedi” dersek bu cevabın bizi kurtarmayacağını hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla daha o suale maruz kalmadan ciddi manada elimizden gelenin en iyisini ve hedefe yönelik, etkili bir şekilde yapmamız gerekir.
“Toplandık, israili protesto ettik, biraz da para gönderelim” deyip bu işin yakamızı bırakacağını düşünmeyelim. israil katili sözlü tepkilere sağır zaten. Çok bağırmak bir şey değiştirmez. Yani başında israile maddi noktada destek çıkan birileri varsa onları protesto etmek daha doğru olur. Zira avrupadakiler öyle yapıyor. Gayr-i müslimler eğer ülkeleri israile destek çıkıyorsa birinci sırada kendi ülkelerini destek çıkmaması için toplanıp protesto ediyorlar. Bazı platformlarda müslüman ülkelerde şimdiye kadar yapılan eylemlerin çoğu halkın gazını, öfkesini almaya yönelik olarak genelde idareciler veya onların destekçlieri tarafından tertiplendiği dillendiriliyor.
Peki biz ne yapabiliriz?
Şöyle müşahhas bir örnek düşünelim. Diyelim ki; sizin eliniz kolunuz bağlı, sadece başınızı hareket ettirebiliyorsunuz ve ancak konuşabiliyorsunuz. Yanı başınızda savunmasız ve kendini nasıl savunacağını bilemeyen onlarca masum çocuk duruyor. Birden yıllarca insan türüne beslediği kini ve nefretini bütün insanlığı yok etmekle, çocukları parçalamakla neticelendirmeyi düşünen içleri kurt, domuz, ayı ve maymundan oluşan insan suretinde bazı mahluklar saldırmak için çocuklara doğru gelmeye başladı. Siz çocuklara bağırarak kaçmalarını söylüyorsunuz fakat çocuklar sizin oyun oynadığınızı düşünerek yüzünüze gülüyorlar. Bu sefer insan süretindeki hayvanlara dönerek konuşmaya başlıyorsunuz, saldıranları şefkate getirmek veya korkutmak için nasihat ediyorsunuz, tehdit ediyorsunuz bir işe yaramıyor. Çünkü onların kalbi katılaşmış, merhamet etmezler, sizin elinizin bağlı olduğunu bildikleri için tehditlerinize beş para ehemmiyet vermiyorlar. Siz ancak kendinizi yorup kandırıyorsunuz. Bağırmanız, çağırmanız vaveyla etmeniz, protesto etmeniz, kınamanız, çok şiddetli kınamanız, lanetlemeniz ne o çocukları korur ve ne de o insan süretindeki hayvanları engeller. Birden dedelerinizin siz daha çocukken anlattığı çok uzaklarda olan fakat bu masum çocukları korumakla mükellef bazı askerlerin tayin edildiği aklınıza geliyor. Fakat hem askerlerin komutanı hem de o askerler vazifelerini unutmuşlar. Tüm gücünüzle o askerleri, vazife-i asliyelerine döndürmek için bağırıyorsunuz, vaveyla ediyorsunuz. Uyuyan fakat kendini uyanık zanneden meşhur islam ordusunu ve komutanını harekete getirmek için her şeyi yapıyorsunuz. Burada o komutana ve askerlere bağırmanızda, uyarmanızda, vazifelerini hatırlatmak için eleştirmenizde bir art niyet yok. Dolayısıyla darılmamaları gerekiyor.
Komutanlar, askerler ve taraftarları kulaklarını sizin eleştirilerinize tıkasalar, sadece övgüleri dinleseler, kendileri kaybeder. Onları uyarmak, vazifelerine döndürmek için eleştirdiğinizde size ceza verseler ahiretteki cezaları kat kat olur. Siz uyarmadığınızda sizin cezanız kat kat olur. Niyetimiz kötü değil… Asıl uyandırma vazifesi ulemanındı fakat ne yapalım ulema da umera gibi uyumuşsa onları da uyandırmak gerekir.
Evet misal anlaşılmışsa hakikate geçebiliriz. Şimdi biz kendi idarecilerimizi, komutanlarımızı asli vazifelerine uyandırmak istiyoruz.
Bağırmamız sizedir ey idareciler, yöneticiler, umera ve ulema… Yoksa siz de bizim gibi bağırıp, çağıracak mısınız? Ağlayıp sızlanacak mısınız? Toplanıp dağılacak mısınız? Hayır asla… Biz sizi uyandırmak için bağırıyoruz. Siz kimi uyandırmak için çağırıyorsunuz… Uyanın… Cihat vazifesini hakkıyla yerine getirin…. Faaliyete geçin… Faaliyete geçin ki biz de sizi takip edelim. İşte meydan sizin… O hayvanlar buraya gelmeden biz oraya gidelim.
Şunu iyi bilin ki oraya gitmek için sağlam iman ve sağlam irade sahibi, şuuru yerinde, ameli salih, takvalı binlerce askerler oraya gitmek için can atıyorlar. Biz de o askerlerden olmak istiyoruz. Yeter ki engellemeyin, önümüzü açın ve yol gösterin…
Şimdi gelelim asıl sorumuza… Neden Gazze’ye yardım edemiyoruz?
Bir şahıs alkol içiyorsa, zina yapıyorsa, kumar oynuyorsa, faiz yiyorsa, katili kolluyorsa o şahıstan cihat beklenir mi? Hülasa devletler de insan gibidir. Önce o şahsın veya devletin düzeltilmesi ve çeki düzen verilmesi gerekmez mi. Bu durum da ancak milli bir iman seferberliği ile olur. İmani ve itikadi dersler de en az cihat kadar önemlidir. Umeranın önce bu meş’um olayları toplumdan resmi bir şekilde tard etmesi gerekir. Çünkü askerleri sırat-ı müstakime yönelttiğinde o kişi zaten cihadı kendi yapacaktır.
Son sözümü anlayan anlamıştır. Anlamayan da zaten anlamaya niyeti yoktur. Anlayıp da bu sözü tasdik etmeyen kişinin siyasete esir olmuş olma ihtimali yüksektir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.