Abdurrahman İRAZ
Olanda hayır vardır
Aralık Ayının 18. günü Çare Derneği Başkanı Mehmet Sütlü, yönetimden Yiğit Akça Av. Gültekin Sarıgül, Avustralya’dan zarif kardeşim Kerem bey ile birlikte Philadelphia Enstitüsü Başkanı sevgili kardeşim Muharrem Atalan'ın davetlisi olarak ABD’de yapılacak okuma programına katılmak üzere yola çıktık. Uçağımız sabah erken saatte olduğundan saat 5 gibi havaalanında olduk. Dolayısı ile 17 Aralık günü operasyonundan haberimiz olmadı. Biz NewYork'a vardıktan ancak iki gün sonra vatandaki gelişmelerden haberdar olduk. Tabi haberdar olmamızla birlikte telefonlar da gelmeye başladı. Mübalağasız beni en az 15 kişi aradı. Arayanların çoğu birbirini tanımamaları ile birlikte sanki anlaşmışlarcasına söyledikleri sözler, sordukları sorular hemen hemen aynı idi. Fakat öyle biri vardı ki ve öyle şeyler söyledi ki beni çok etkiledi.
Geçmiş yıllarda beraber çalıştığımız hiçbir siyasi görüşü olmayan, belki Cuma namazına bile gitmeyen fakat cemaatimize ve hizmetimize muhabbet duyan ve namaz kılmasa da İslamiyete karşı fıtraten cibilli bir taraftarlığı ve hassasiyeti olan, bu taraftarlık ve muhabbet ile çocuklarını cemaatin okullarında okutan Salahaddin Ç. ismindeki işadamı dostum aradı ve "ağabey ne oluyor ne yapıyorsunuz? Türkiye’yi rayından çıkarmaya mı çalışıyorsunuz. YükseImeye başlayan uçağa neden paraşüt asıyorsunuz" gibi sözlerle beni adeta haşlamaya başladı. Konunun bizimle ve Risale-i Nur cemaati ile ilişkisi olmadığını anlatmaya çalıştım ama ben uzakta, o hadiselerin merkezinde idi. Herkes çok üzülmüştü. Hele gurbette yaşayan vatan sevdalıları... Allah yardımcıları olsun tam kahır yaşıyorlardı. "Son10 senedir biz de diğer Avrupalılar gibi göğsümüzü kabartarak yürüyorduk. Bunu gören düşmanlar Türkiye’yi tekrar karıştırmaya başladılar" diyorlardı,
Evet olanlar zahirde şer gibi görünüyordu. Görünen neticesi de, çok hayırlı çıkmadığı net olarak ortaya çıkmıştır. Devlet ricalinin açıklamalarına göre 100 milyar eski deyimle 100 katrilyon liranın üstünde bir zararı var bu ülkenin. Fakat buna rağmen neticenin hayır çıkacağından kimsenin şüphesi olmasın. "El hayru fi meahtarahullah" yani Allah'ın seçtiğinde hayır vardır, yani olanda hayır vardır.
Bu meselede bizim söyleyecek çok fazla sözümüz olmaz zira Üstadımızın mutlak vekilleri ve varisleri bir arada söylenmesi gerekeni söylemiş ve kamuoyu ile paylaşmışlardır. Dolayısıyla Türkiyedeki Nur talebelerinin konu hakkındaki fikirleri Türkiye ve dünya kamuoyunca bilinmektedir.
Onyıllardır nur talebelerini ya da daha açık bir ifade ile Risale-i Nur cemaatini kimin temsil ettiği konusu bu vesile ile tebeyyün etmiştir ki temsil yetkisi Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin kitaplarında isimleri ile yazdığı talebelerindedir. "Şimdi bütün talebelerin fevkinde diyerek değil, benim en yakınımda hizmetimde olup bir derece tam tarz-ı hareketimi bilenler ve yakından görenler içinde, dört-beş adamı mutlak vekil yapıyorum. Ben ölsem veya hayatta şuursuz kalsam, Nurlara karşı hizmetimin tarzını bilerek tam yapabilsinler. Şimdilik Tahirî, Sungur, Ceylan, Hüsnü ve bir-iki adam daha mutlak vekilim olarak vasiyet ediyorum." (Emirdağ-2-233)
Kamuoyu ile paylaşılan deklarasyonda yayınlanan isimlerin arasında Bediüzzaman Hazretlerinin ismini zikrettiği ve "mutlak vekilim olarak vasiyet ediyorum" dediği Hüsnü Bayramoğlu ağabey de mevcut. Dolayısı ile görülüyor ki kendi ifadesi ile vekil
tayin ettiği kişiler ancak Bediüzzaman’ı ve eserlerini temsil edebilir.
Yine Risale-i Nur'un bir başka yerinde Bediüzzaman "Zannederdim ki, ben gittikten sonra, burada benim yerimde, bana ettikleri hürmeti onlara edecekler. Ümidim budur ki, köy halkının yüzde doksanı onların kıymetini takdir edecekler. Birkaç insafsızlar tenkid ededursunlar, o tenkidlerden ne çıkar? Bunlara ilişmek, doğrudan doğruya bana ilişmektir." (Barla-200) demektedir. Bundan da anlaşılıyor ki Üstad Hazretlerine gösterilen hürmet ve itaatin aynısını talebelerine vekil ve varislerine göstermemiz şarttır.
Evet sevgili dostlar hem cemaatler tasaffi edecekler. Herkes olması gereken yere gidecek yani Nur hizmeti yapmak isteyen Nur talebelerinin, okul, dersane ve diğer eğitim hizmetlerini vermek isteyenler o hizmeti yapanların, gazetecilik, particilik ve başka hizmetler yapanlar da kendilerine yakın olanlarla birlikte olacaklardır. Bundan daha doğal bir şeyde olmaz zaten.
Hem siyaset de tasaffi edecek yani arınacak. Bundan böyle siyasete girmek isteyen bir yerine 5 kere düşünecek. Çalma, çırpma ve her türlü yolsuzluk yolunun kapandığını düşünecek ve siyasete ancak hizmet için girilebileceğini anlayacaktır. Tez elden köşe dönme devrinin kapandığını görecek ve ona göre davranacaktır.
Yani sevgili dostlar olanda hayır vardır.
SAADET VE MUHABBETLE KALINIZ.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.